3. Bölüm

763 37 47
                                    

Bu arada zaman örgüsünü ilk paragrafta belirttim. Hikaye kafamda zaman olarak bu şekilde netleşti. Hem sanırım Ecem gerçekte de kısa bir süre alt yapıdaydı.

İyi okumalar!
_____

-1-

Yolda ilerlerken sahile gözü kaydı. Son bir yılı gözünde canlandı. 2017'nin Mart ayında seçmeler olmuştu. 2017'nin Mayıs ayında alt ve ast olmaksızın tüm seçilen oyuncular bir araya toplanmış ve kaynaşma sağlanmıştı. 4 ay kadar birlikte çalışmalar devam ettikten sonra yazı, sahne önü kabiliyeti ve daha birçok şeye bakılarak ast ve alt olmak üzere iki ekibe ayrılmıştılar. 2018'in Ocak ayında ise Ecem aralarına katılmıştı. İlk iki ayını alt yapı ile geçirdikten sonra ast kadroya geçişi sağlanmıştı. Dans ettikleri o günün üzerinden tam iki hafta geçmişti.

Saatleri birlikte geçirmekten günleri, haftaları beraber geçirmeye atlamışlardı. İsimleri birbirinin dillerinden düşmese de hala ortada arkadaşlıktan öte bir şey yoktu.

Düşündüklerini bir kenara bırakıp Ecem'i aradı.

Ecem vücudunu saran pikenin sıcaklığı ile mışıl mışıl uyurken komidine bıraktığı telefon deli gibi çalıyordu. Homurdanarak yana doğru döndü. Gözleri kapalı bir şekilde komidinin üzerinde elini gezdirdi. Nihayet telefonun üçüncü çalışında telefonu aldı ve gözleri kapalı zor bela açabildi. Hâlâ gözleri kapalıyken kulağına yerleştirdi.

"Ecem, neredesin sen?" duyduğu derin ses ile kaşlarını çattı. "Kimsiniz?" pikeye biraz daha sarıldı. "Ozan ben." iç çekti. "Hangi Ozan?"

Ozan kaşlarını çattı. "Şşşt!" diye seslendi telefonun ucundaki kıza. "Ne?" Ecem'di işte, onun sesiydi. "Kaç tane Ozan tanıyorsun acaba? Ozan Can Yiğit." Ozan'ın kendini tanıtması ile küçük gözleri kocaman açıldı ve yatakta doğruldu. "Ozan! Uyuya kalmışım. Of! Yılmaz hoca çok kızdı, değil mi?" Ozan tatlı telaşına gülümsedi. "Sakin ol. Uçağa daha iki saat var."

"Ha..."

Ecem rahatlamayla gülümsedi. İçindeki rahatlıkla gözlerini kapatıp kafasını yatağın başlığına dayadı ve telefonun diğer ucundaki Ozan'ı unutarak iç çekti. Ozan ise Ecem'in uyku sersemliğiyle çıkarttığı tatlı sese gülümsedi. Beş saniyelik bir sessizliğin ardından genç adam kendini toparlayarak dudaklarını ıslattı.

"Yeniden uyumadın değil mi?" Ecem sesle irkilerek gözlerini araladı ve yatakta oturdu. "H-ha yok. Sen neden aradın?"

"Biliyorsun ikimizde geç kalma konusunda ünlüyüz. Erkenden gidelim diye seni alacaktım." Ecem dediğini onaylayan bir mırıltı çıkardı. "Tamam. Evi zaten biliyorsun." Ozan daha önce onu birkaç kez eve bırakmıştı. "Tamam, o zaman geliyorum."

Telefonu kapattıktan hemen sonra ayaklandı. Banyoya geçip, günlük işlerini hallettikten sonra odasına geçti. Üstüne mom jean üzerine beyaz bir t-shirt geçirdi. Saçlarını elleri ile şekillendirip açık bıraktı ve sessiz olmaya özen göstererek mutfağa geçti. Bugün pazardı ve ev ahalisi güzel bir uyku çekiyordu. Vedalaşmaları sevmediği için dün ailesiyle birlikte güzel bir gün geçirip herkese sarılmıştı. Son dakika sarılmalarını sevmiyordu.

Buzdolabını açıp çabucak atıştırmalık bir şey bulamadığında iç çekti. Artık Muğla'ya aç gidecekti. Düşüncesinden telefonunun çalması ile ayrıldı. Koşarak odasına bıraktığı telefonu alırken, Ozan'ın aradığını düşünerek telaşlandı. Telefonun yeşil ikonunu kaydırdı.

Gözleri Aşka Gülen | EcOzWhere stories live. Discover now