2. Bölüm

804 38 44
                                    

"Senin gözlerin gülüyor."

Bölüm Şarkısı: Nilipek. - Gözleri Aşka Gülen
İkiye On Kala - Bütün İstanbul Biliyo

_______________

-1-

Ecem'in ast kadroya alınmasının üzerinden dört, beş gün geçmişti.

Ekip farklılığından dolayı gün boyunca aynı çatı altında olsalarda birbirlerini çok az görüyorlardı. Pek konuşamıyor, muhabbet edemiyorlardı. Ta ki birkaç gün öncesine kadar... İki uzak arkadaş iken talihsiz bir olayla birbirlerini gerçekten tanımışlardı. Bir gün sonra genç kızın ast kadroya alınmasıyla bağ kurmuşlardı.

Şimdi birlikte saatler geçiriyorlardı. Haliyle bazı şeyler değişmişti. En küçük örnekle artık sohbet edebiliyorlardı. Sıradan konuları konuşsalarda arada kendileriyle ilgili sorularda soruyorlardı. Mesela Ozan'ın en sevdiği yemek yokmuş, ayırt etmezmiş. En yakın arkadaşları Evliya, Hamza ve Ankara'daki çocukluk arkadaşlarıymış. Annesi ve babası Ankara'da yaşıyorlarmış. Amerika'da beş yıl yaşamış. Takım olarak Galatasaray'ı tutuyormuş ama basketbol maçlarını da takip edermiş ve dahası..

Hatta Ozan küçüklüğünden bir fotoğrafı da Ecem'e göstermişti. Kara, yağız bir küçüklük fotoğrafıydı. Üstünde Galatasaray forması, üzeri kir ve çamur içinde, bir ayağının altında topu, poz vermişti.

Ozan'ın da Ecem ile ilgili bildikleri vardı tabii. Mesela Ecem çikolataya, tatlıya çok düşkünmüş. Küçükken ayna karşısında rol yapar yakalanınca paniklermiş. Konservatuvar okumak istemiş ama lise de dil okuduğu için dil ile ilgili bir bölüm seçmiş. En yakın arkadaşları ekipten Fatma, liseden Armoni ve Öykü imiş. Ve dahası...

Yine bir sohbetin içinde kaybolmuşken Ecem gülerek Ozan'a baktı. "Bir civcive gerçekten bunları yaptın mı?" Ozan sıkıntıyla alnını kırıştırdı. "Evet.. mahalle de civciv yarışları düzenleyip bahis oynadık. Küçüktük yaptık bir hata diyelim."

"Küçükken bile aklın hinliğe çalışıyormuş." genç adam abartılı bir şekilde bilerek şaşırdı. "Alınıyorum. Hinlik kim ben kim?!" Ecem güldü. "Prova sırası bizde hadi!" BKM'nin dinlenme odasından çıkıp sahneye doğru yürümeye başladılar.

BKM Uniq'te Canımız Sıkılır'ın provasını yapıyorlardı. Beş gün sonra skeç gecesinde oynayacaklardı. Prova sorunsuz ilerlerken Evliya'nın, Safa'ya ikinci kez tokat atışında duramayıp kahkaha atmaya başladılar. O sırada Eda'nın sesi duyuldu.

"Ecem bir beyefendi seni görmek istiyor." Provadaki herkesin başı bir an Ecem'e döndü. "Kimmiş?" sıkıntıyla ellerini göğüsünde kavuşturdu. İnsan müsveddesi Can olduğuna emindi. "Kendini Can Eren diye tanıttı. Sevgilinmiş güya." -miş işte o artık Ecem için sadece bir ek. Sadece eski zaman. Derin bir nefes alıp yürümeye başladığında bir an arkasını döndü. "Hemen geliyorum."

İşine, hayatına mani oluyordu. Dün de evinin önünde genç kızı beklemişti. Rahatsızlık vermekten gayet memnun gözüküyordu. Nihayet Can'ın tam karşısına dikildiğinde genç kız sinirle soludu. "Bir daha karşıma çıkmayacaksın diye kaç kere diyeceğim ben? Seni istemiyorum. Senin gibi rezil, aşağılık, küstah birini is-te-mi-yo-rum. Anladın mı?" Can sinir bozucu bir şekilde gülümsedi.

Gözleri Aşka Gülen | EcOzWhere stories live. Discover now