Bölüm 2

190 21 2
                                    

Evin kapısını çaldıktan sonra titreyen ellerimi arkamda birleştirip yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.

Kısa bir süre sonra,aralanan kapıda beliren minik kedi ve küçük kız ile dışarı çıkmaya çalışan hıçkırıklarımı bir kez daha içime hapsetmiştim.

"Jungkook!" Kız kardeşim sevinçle zıplamaya başladığında,ayakkabılarımı çıkartıp içeri girmeden önce onu kucağıma almıştım.

"Annem iyi merak etme,hiç konuşmadı ama olsun."

Kapıyı kapatıp içeri geçerken yanımda yürüyen ve miyavlayan minik dostumu beslemeyi de aklımın bir kenara yazmıştım.

Yatakta öylece yatan ve hiçbir tepki vermeyen annemin alnına minik bir öpücük bırakıp saçlarını okşadım.

"Seni çok özledim."

Dolan gözlerimi kolumla silip Felain'e döndüm.

"Hadi minik dostumuzu besle."

Felain kucağımdan inip koşarak mutfağa gittiğinde,yavaşça olduğum yere çömelip buğulu gözlerimle annemi izlemeye başladım.

"Seni çok özledim."

Ellerimizi birbirine kenetleyip yanağıma dayadım ve hüzünle gülümsedim.

"Sana şu an ne kadar ihtiyacım var tahmin bile edemezsin."

Artık engellemekte başarılı olamadığım yaşlarım yanaklarımdan süzülürken,annemin evin tavanına diktiği bakışları kalbimi binbir parçaya ayırıyordu.

Yalnızdım.Bana ihtiyacı olduğunun bile farkında değildi annem belki de.Yaptığım hiçbir şeye anlam veremiyordu büyük ihtimalle.

"Ölüyorum."

Sesimde isyan edercesine kendini belli eden korku,kulaklarımda tekrar tekrar çınlıyordu.

"Lütfen bana yardım et."

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda boynuma dolanan kollar ile vücudum kendini serbest bırakmış,haykırışlarım evin içinde yankılanmaya başlamıştı.

"Ben sana yardım ederim,ne oldu düştün mü,pansuman yapmamı ister misin?"

Felain'in ince sesi,sağ kulağımda bir sakinleştirici misali duyuluyordu.

Ben çok çaresizdim.

Ben içten içe yavaşça ölüyordum.

I DON'T WANT TO DIE <YoonKook>Where stories live. Discover now