Hatırım için en azından başını dinler misiniz?

gözümden bir damla yaş düşü verdi.

"annem dinlemeyi çok severdi"

"çok güzel"

Dedi duygulanmış bir ses tonuyla büyükanne

"makyaj yapmayı sever misin?"

"hayır"

"şu an yüzünde var mı?"

"hayır sadece dışarı çıkarken yaparım o da hafif olur zaten"

"duru güzellik diyorsun yani"

"evet"

"güzel"

"mesleğin?"

"Moda tasarımcılığı"

"hangi üniversite?"

"Lara Angel"

"derece?"

"birincilikle bitirdim"

"mükemmel"

"şimdi geldik son teste bize güzel bir yemek hazırlar mısın?"

"tabi"

Gidip yemek hazırlamaya başladım

Adrien Agreste

"büyükanne biraz zorlamazdın mı?"

"yooo. Ama pek güzel pek mülayim bir gelin bu. Eğer son 3 testi ide geçerse oldu bu iş"

"geçemezse ne olacak?"

"öğreteceğim evladım. Ne yapacaktım kapı dışarı mı edecektim?"

Baş da öyle yapacak sanan var mı?

"büyükanneee"

"Ben taş kalplimiyim Adrien? Aaaa. Neyse. Seviyor musun sen?"

Kağıda bir şeyler yazan Marinette'e baktım

"çook."

"o zaman aranızda ne olursa olsun onu sakın bırakma. Bana bak gider ayak beni üzme"

"öyle deme büyükanne"

Büyükanne Türk olsaydı:

-bana bak ahirette iki elim yakanda olur eşek sıpası

-hakkımı helal etmem ha kerata

Derdi.

**

Birkaç saat sonra sofra hazırdı. Büyükannem sofra düzenine baktı.

"güzel kaldı 2 test"

Herkez oturdu Marinette ayakdaydı

"sende otursana evladım"

"yok sağolun ben aç değilim."

Dedi ve servise başladı. Önce çorbalar sonra herkez den tabakları aldı ara yemek sonra ana ve en son da tatlı

"2 testte tamam. Tebrik ederim sen gerçekden bayan Agreste olmayı hak etmişsin"

Gülümsedi

"yalnız benim gelinim Emile'ye çok benziyorsun. Burda olsaydı şayet, seni çok severdi emin ol."

İşde burda çok haklıydı. Gerçekden anneme çok benziyordu. Salona geçdik

"aslında beraber büyüdünüz. Ben seni çocukluğundan tanırım Marinette."

Betona Renk Vermek - Adrienette {Düzenleniyor} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin