"bu bir veda konuşması Dilan ve ben bunu daha fazla dinlemek istemiyorum ne ise sorun çözeriz abin mi baban mı söyle gidip konuşayım"

"ikisi de değil bu benim kararım Ferman abim ya evlenin ya da bir daha görüşmeyin dedi"

"tamam o zaman sorun ne gelip isteyeyim seni"

"olmaz Ferman yapamam" Ferman bir an duraksadı

"evlenmek istemiyorsun" bu bir soru değildi aslında anlamaya çalışıyordu

"iyi de neden, onca şey nedendi bendeki bu şey karşılıksız değildi hissediyordum görüyordum gözlerinde şimdi ne oldu da vazgeçtin bizden"

"Dicle'nin yanında olmalıyım"

"Dicle gene yanımızda olur ne ise problem çözeriz ama böyle kestirip atma Dilan"

"anlamıyorsun Ferman Dicle zor zamanlar geçiriyor ve bunları yaşamasına engel olamadım bir ihtimal onu kurtarabilirdim ama yapamadım anladın mı o yüzden Dicle'yi bırakamam ve o iyi olana kadar onun yanında olmam gerek"

"iyi düşün Dilan çünkü daha fazla sana yalvarmayacağım" Dilan fermanın bir anda sertleşen tavrından aralarındaki bağın kopacağını anlamıştı

"ben kararımı verdim Ferman buraya seninle son kez görüşmeye geldim" Dilan zor tuttuğu yaşlarını akıtmamak için dişlerini sıkmaya devam etti

"son kez demek tamam Dilan son kez görüştük, konuştuk...son kez..." Dilan daha fazla tutamadığı gözyaşlarını bıraktığında Ferman bir an elini uzatıp o yaşları tutmak akmasına engel olmak istedi ama Dilan bunu yapmasına izin vermeyip geri çekildi ve arabaya doğru ilerledi, arabaya bindiğinde kendini sıkmayı bıraktı karşısında duran ve onu izleyen Ferman'ın gözlerinin en içine baka baka ağladı. Dakikalarca Ferman'ın gözlerine bakarak ağladı içinden gidip omzuna atlamak beni bırakma bizden vazgeçme demek geliyordu ama abisinin net tavrı ortadaydı, evlenirlerse Dicle ne olacaktı yaşadıkları bu kadar taze iken Dicle'yi bir başına bırakamazdı Ferman'dan gitmek kalbinden gitmek ise çok canını yakıyordu.

Dicle arabaya bindiğinden beri ağlayan Dilan'a kaç defa seslenmiş koluna dokunmuştu ama o sadece Ferman'a bakıyordu. Dakikalar sonra Ferman'ın dudakları kıpırdamış ve dudaklarından dökülen sözler aralarındaki onca mesafeye rağmen Dilan'a ulaşmış ve tam kalbinin üzerine oturmuştu

"seni seviyorum" Ferman o gece ki gibi bir fısıltı gibi sevdiğini söylemiş ama Dilan onu tüm kalbiyle duymuştu... Dilan daha fazla dayanamayıp arabadan indi ve koşarak Ferman'ın yanına gidip kollarını boynuna doladı

"bizden vazgeçme Ferman"

"her zaman bir telefon uzağındayım prenses bunu unutma" Ferman Dilan'a narince sarıldı

"gitmem gerek"

"tamam git ama unutma ne zaman çağırırsan çağır iki elim kanda olsa da gelirim yeter ki sen çağır" Dilan Ferman'ın kollarından ayrılıp geri arabaya döndüğünde içindeki acı bir nebze olsun dinmişti

"seni seviyor, sende onu seviyorsun" Dicle'nin sesini artık duyan Dilan ona baktı ama bir şey diyemedi

"artık gitmeliyiz yeterince geciktik" Dilan arabayı çalıştırıp konağa doğru yola çıktı.

Konakta herkes ile vedalaştığında Alparslan ne kadar gizlemeye çalışmış olsa da Dilan'ın kızarmış gözlerini fark etmişti, kardeşine sarıldığı sırada kulağına fısıldadı

"Ferman ile mi görüştün"

"son kez" Alparslan Dilan'ın üzerine gitmemek için başka bir şey demeyip Dilan'ı saçlarından öptü

SÖZ AŞKIWhere stories live. Discover now