3. Bölüm

22 4 0
                                    

Ah, çok kötü. Kim bilir neler denilecekti, neler yapılacaktı. Başkan Keskin'in sözünü kesersen ceza çekersin. Bu yüzden kimse Başkan'ın dediklerine karşı çıkamazdı. Belki korku ve hüzün dağılır diye umarak Arda'ya Tüccar Odası'na ne yaptıklarını sordum. "İçeriyi genişletiyorlar. Bir de umarım sebil koyarlar. Susuzluktan ölüyoruz." dedi. "Siz yüzlerce kişi için sebil koyabilecek kadar su üretebiliyor musunuz Arda?" diye sordu Enver Amca. "Enver Amca, sakin ol lütfen." dedi Merve. "Bence gayet haklı. Evet Arda cevap bekliyoruz?" diyerek tartışmaya katıldı Deren.

Deren ve Enver Amca Başkent'e asla güvenmezdi. Merve ise Başkent Polislerinden nefret ederdi. Arda ve ben biraz daha objektifdik. İkimiz de Başkent'i savunurduk ama Başkan Keskin'i sevmezdik. Arda gülümseyerek "Bilemiyorum ama Keskin isterse sarayın önüne havuz bile yaptırır. O yüzden sadece sebil koyulmasını umuyorum."

Başkan Keskin 20 yıldır başkanlık yapıyor. Okuduğum kitaplara göre Keskin'den önceki başkan verem olduğu için ölmüş. Çölün bazı yerlerinde karaborsa yerleri vardı. Karaborsadan aldığım eski isyancıların kitapları ve Büyük İsyan'da Enver Amca'nın yanında yer almış kişilerin kitaplarından gördüğüm kadarı ile isyancılar Keskin'den önceki başkanın, Keskin tarafından kurtarılma şansı varken ölüme terk edildiğini düşünüyor. Aslında bu çok mantıklı. Koltuk sevdası insana çok kötü şeyler yaptırabilir.

Başkan Konuşma'ya Muğla kıyısı için haberlerle devam etti. "Muğla ile olan Ticari Bağımsızlık Antlaşması da ikinci kez düzenlenmiş bulunmaktadır. Antlaşmayı anlatmak gerekirse; Büyük İsyandan sonra Muğla için ayrı, Akdeniz için ayrı iki antlaşma imzalandı. Akdeniz ile olan,  Enver Akbaba tarafından gizli tutulma şartı ile imzalandığı için konuşamayız ama Muğla ile olan antlaşma Fatih Arkadaş adlı isyancı tarafından imzalandı ve kendisi antlaşmadan bir yıl sonra zehirlenerek hayatını kaybetti. O yüzden bu antlaşmadan bahsetmemiz serbest. Ticari Bağımsızlık Antlaşmasının amacı kısaca, Muğla halkının hem kendi arasında hem de Antalya ile ticaret edebilmesidir. Bu antlaşmada belirli meslekler vardır. Matbaacılar; kağıtları, kitapları, broşürleri, kasetleri çoğaltır. Gezginler, iki şehir kıyısı arasındaki hızlı iletişimi sağlamak için mektup iletir veya haber yayar. Cenazeciler, Muğladan ölen biri olursa onu Başkente değil Muğlaya gömer -Antalya halkından biri de yüklü miktarda ödeme ile bunu yaptırabilir-. Tamirciler, takas karşılığında bir şeyleri tamir eder. Antlaşmada yapılan değişiklik ise Cenazecilerin yerine Habercileri ekledik. Haberciler kendi video kameraları ile bizden izin alarak televizyon ağından haber yayınlayabilecekler. Ve konuşacak her şey bitti. Ziyarette görüşmek üzere. Özellikle de senle Enver." diyerek konuşmayı bitirdi. Son cümleyi söylediği zaman yüzündeki gülümseme kulaklarına varmıştı. Enver Amca ise kafasını hüzünle yere eğmişti

Deren'in "Hadi artık dağılalım." demesiyle sessizlik bozuldu. Arda ayağa kalkıp Merve'nin saçını okşadıktan sonra "İyi akşamlar gençlik." dedi ve bel çantasını takıp, kapıyı açık bırakarak evden çıktı. Kapı televizyonun yanındaydı. Çoğunlukla kapılar koridorun sonunda olur ama bizimki böyleydi işte. Evin koridoru kısacıktı. Salon, Merve'nin odası ve benim odam arasında sadece kapılar ve duvar vardı. Mutfak ve tuvalet koridorda karşı karşıya idi. Evin dezavantajları çok fazla ama en kötüsü bu da değil. Kum fırtınaları sırasında tavandan kum akıyor. Evi onarabilirdim,  manevi bir anlamı falan yok ama param yok ve üşeniyorum yaptırmaya. Son zamanlarda çok fazla Tüccar cinayetleri yaşandığı için Tüccarlar artık tadilat yapmıyordu. Mecburen Tamirci çağırmamız lazım ama hem Tamirciler çok pahalı hem de Antalya'daki Tamirci şubeleri kapatıldığı için bir de Tamirci çağırsın diye bir Gezginle takas yapmak lazım. Bu da en az 5 metre deriye yada 5 şişe suya patlar. Son zamanlarda Başkentteki sıcaklık artışından dolayı su üretimi azaldığı için her şey çok pahalılaştı tabii.

Deren de Enver Amcanın kalkmasına yardım edip ikisi birden kapıya yöneldi. Biz de onları uğurladıktan sonra kapıyı kapatıp yatmaya hazırlandık. Bugünü atlatmıştık, heyecanla gelecek ayı bekliyorduk.

KıvılcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin