Asım Baba beni yetiştirirken hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamıştı buna salon dansları da dahil. Gittiğim her ortamda en cool ve kaliteli hep ben oluyordum sayesinde. Bildiğim lisanlardan tutun da giyim tarzıma kadar her şey en ince detayına kadar düşünülmüştü onun tarafından.

Mesela asla kot pantolon hele hele yırtık veya kot şort giymedim. Tamam tatillerde giydiğim keten şortlarım vardır ama öyle kot, salaş asla giyinmem. Her zaman kaliteli ve şık giyinirim. Tüm kıyafetlerim aynı terzi tarafından üzerime göre dikilir buna o keten şortlar dahil.

Yurtdışına çıktığım zaman her ülkenin dilini kendimi kurtaracak kadar konuşabilirim ama İngilizce, Fransızca ve Rusçayı anadilim gibi bilirim. Şimdi de her gün vakit ayırıp Çince öğreniyorum.

Bunun dışında resital verebilecek kadar piyano çalabilirken profesyonel olacak kadar tenis oynayabiliyorum. Babam ölmeden önce de beraber golf oynamaya başlamıştık şimdi golfü de baya bir ilerlettim. Yani her telden her dilden anlayacak şekilde yetiştirdi Asım Baba beni. Nedenine gelince sen sadece yeraltının değil üstününde lideri olacaksın unutma derdi her zaman.

Ahu kendini benim yönetimime bıraktı her zamanki gibi. İlk dansımızda bir kaç kere ayağıma bastı ama sonunda ne yapması gerektiğini öğrendi kuş beyinli demeyeceğim benden zeki hatun ama zekasını kolay para kazanmak için kullandığından dolayı boş beyin.

Tüm salon durmuş bizim tangomuzu zevkle seyrederken Enver Sarı gözlerini kısıp hata yapmamı bekliyordu. Sanki dans ederken hata yapsam tutuklamak için bir fırsat yakalacayacaktı. Hırsı gözünü kör etmiş bazı şeyleri görmesini engelliyordu ki bu da benim ekmeğime yağ sürüyordu.

Dans bittiği zaman açık arttırma başladı. Çocukların yaptıkları resimler, el işi faaliyetler satışa çıktı. Hemen hemen hepsini ben aldım. En çok da üzerinde adımın yazılı olduğu orman resimi favorim olmuştu.

Gece olaysız bir şekilde noktalanırken beni geçirmeye gelen Enver;

— Gözüm üzerinde Kadir Kara yapacağım son şeyde olsa seni kodese yollayacağım, dedi sırıtarak gülümserken.

— Ah Enver Komiserim beni çok yanlış tanıyorsun, dedim aynı şekilde gülümseyerek.

— Bu gece yaptığın bağışlarla vicdanını temizlemiş olabilirsin ama ellerin hala soyadın gibi kara bu gerçeği değiştiremezsin, dedi tek kaşını kaldırıp yüzüme bakarken. Cevap vermedim sadece elimi uzatıp;

— İyi akşamlar Enver Başkomiserim. Bu gece bizleri koruduğunuz için teşekkür ederiz. Sayenizde gönül rahatlığıyla eğlendik, dedim ve kısaca tokalaşıp Ahu'nun yanına gidip koluma girmesi için kolumu uzattım.

Dışarıdan gülsemde içim volkan gibi kaynıyordu. Eve girer girmez Ahu'yu sadece eve birisiyle geldiğimde kullandığım odaya götürdüm içimin ateşi sönsün diye ama ateş sabaha kadar sönmedi.

Sabah aşağıdan gelen gürültülere uyandım. Üzerime eşofmanlarımı giyip gürültünün kaynağını bulmaya indim. Sesler mutfaktan geliyordu.

Rafet, Yekta ve Yasin (ki ikisi kardeş. Yetimhaneden aldırdım onları. Yekta büyüdüğü için başka bir yetimhaneye göndereceklermiş kaçmaya kalkmışlar. Ben de durumularını babama anlatıp "İyi arkadaşlarım onları da yanına alamaz mısın" dedim. Babam önce "Bütün arkadaşlarını mı alacağım olmaz öyle şey" falan dese de biraz Aysel Anne de bastırınca babam onlarıda yanımıza aldı. Yekta'nın yaşı bana yakındır ama Yasin küçük. Üstelik biraz da maasalaktır kendisi) Adem, Haşmet ve Vahap mutfak masasına sıralanmışlar bizim manyak karıda elinde tava bunlara servis yapıyor.

Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now