-7- Part 1

311 27 4
                                    

''Sen, oradaki!''


Yere oturmuş ağlayan çocuk yaşlı gözlerini yakışıklı -en azından o öyle düşünmüştü- yüze doğru çevirmişti. Koreli çocuk onun gözleri ve kızarmış burnuyla beraber bir bütün oluşturduğunu düşündü. Ona nedensiz sarılma isteğini bastırarak konuşmaya çalıştığında hata yaptığını fark etti.


''Bizim evimizin önündü ağlıyorsun. Aish! Git ve başka yerde zırla!''


Çocuk bunun üzerine daha çok ağlamaya başlayıp yavaşça ayağa kalktığında yere yığıldı. O gerçekten endişelenmişti ve ilk defa gördüğü bu çocuk yüzünden ciddi anlamda korkmuştu. Koşarak onu kaldırdı ve onun sırtını kendininkine yaslayarak omuzlarından hafifçe tuttu.


''İ-iyi misin?''


Cevap olarak çocuğun titremeye başlamasıyla onu sırtına aldı ve evin içine taşıdı. Annesi oğlunu ve sırtındaki çocuğu görünce hemen yanlarına geldi. Çocuk ciddi anlamda titreyen diğer çocuğu hızla odasına çıkarıp kendi yatağına yatırdı.


''A-anne titriyor o ağlıyordu ve a-aniden ye-yere yığıldı.''


''Ben ıslak bez ve ateş düşürücü getireyim. Ateşi var iyileşecek merak etme.''


Anne dışarı çıktığında Suho endişeyle ona baktı. Lanet olsun! Çocuk ona hiçbir şey yapmadan ona sebepsizce bağırmıştı. Elini onun alnına koydu.


''Tanrım! Yanıyor!''


Annesi diğer odaların birinden seslendi.


''Ben bezleri hazırlarken onun üstünü çıkartır mısın?''


Eliyle çocuğun tişörtünü kavradı ve kafasını tutarak nazikçe çıkardı. Vücuda bakmamaya çalışıyordu. O sapık değildi tamam mı? O edepli bir çocuktu. Diğer çocuk cenin pozisyonuna geçti.


''S-soğuk...''


Ses yüzünden gözleri yanlışlıkla(!) güzel vücuda kaymıştı. Annesinin içeri girmesiyle kendini toparladı, yani bu aceleyle arkasına dönüp ayağının takılmasına neden olmuş olsa da, toparlanmıştı...


''Sen çık ben onun la ilgilenirim''


Çocuk annesini uyarak dışarı çıktı.


''Tam bir sapığım! O bir hasta ve benim düşüncelerim! Ona uyandığında ne diyeceğim? Tabi ki ondan özür dilemeliyim. Oturma salonundaki beyaz koltukta oturup beklemeye başladıktan bir süre sonra kapı açılma ve kapanma sesi duydu. Hemen ayağa fırlayarak annesine koştu.


''Uyandı mı?!?''


''Sayılır. Yarı uyanık, eğer merak ediyorsan gidip sessizce bakabilirsin.''


Derin bir nefes alarak yavaşça kapıyı açtığında yatan çocuk örtüyü çekerek kendini örtmeye çalıştı. Yavaş adımlarla içeri girdiğinde çocuk meraklı gözlerle ona baktı.


''T-teşekkür ederim...''


''Ben de özür dilerim. Sana öyle dememeliydim. Üzgünüm gerçekten üzgünüm.''


''Adın ne?''


''Suho, Kim Suho ve sen de..?''


''Zhang Yixing...''


''Memnun oldum XingXing!''


Yixing bunun üzerine tebessüm etmişti.


''Bunu sevdim.''


Suho da gülümsedi ve odadan çıkmak için yeltendi.


''Dur!''


''Efendim?''


''Burada kal.'' Yatağın boş tarafını gösterdi. ''Burada oturabilirsin yatabilirsin de. Yalnız kalmak istemiyorum.''


Suho yavaşça yatağa girdi ve başını yastığa koydu. Yixing'in göğsüne doğru kafasını koymasıyla afallamıştı düşündü.


'Umarım kalp atışlarımı duymuyordur.'

-FLASBACK END-

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 23, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MONSTOVEWhere stories live. Discover now