Durdu. Sadece durdu.
''Bunu yapmalısın Kyungsoo gelecek için bunu yap...''
Üstünü giyerek hızla kapıyı açtı, hızla merdivenden aşağı kata yani salona inerken seslendi.
''Kai hyung!''
Cevap gelmeyince endişelendiğini inkar edemezdi açıkcası... Ne zaman salon bu kadar uzak olmuştu ki?
''Kai hyuuung!''
Nihayet salona ulaşmıştı. Deri koltukta oturan yüzünü göremediği adamın yanına oturdu. Kai'nin omzunu işaret parmağıyla dürttü.
''Bana bakmayacak mısın?''
Kai sadece omzunu silkmişti. Kyungsoo nazikçe Kai'nin kafasını tutup kendine doğru çevirdi
.
''Özür dilerim, kapıyı kilitlemeliydim hyung. Her şeyi unutacağım. Biz arkadaşız, arkadaş!''
Kai ağzını araladı sonra yine kapadı.
''Bir şey söylemene gerek yok. Huh? Haydi, gidip uyuyalım...''
Kyungsoo cümlesinin ardından Kai'yi sürükleyerek odaya çıkardı. İkisi de yatağa girdiğinde Kyungsoo Kai'nin alnını öptü.
''İyi geceler... Arkadaşım...''
~~~
Kai burnuna dolan krep kokusuyla kalktı. Gözlerini kaşıyarak yataktan çıktı ve kapıya yaklaştı.
''Huh, bu da nesi?''
Eliyle kapıya yapıştırılmış kağıdı alıp okudu.
''Kai hyung~ Acele et! Aşağı in, yoksa her şey mahvolacak.''
Kai hyung mu? Halası olduğunu düşünmüştü. Değil miydi? Yoksa... Lay? Hayır, hayır! O bu evin kapısına bile yaklaşmaktan hoşlanmazdı. Hızla merdivenleri inip mutfağa girdi karşısında duran poposunu sallayarak dans eden ve aynı zamanda krepleri tabağa koyan bedene baktı.
''K-kyungsoo?''
Önündeki beden ona gülümseyerek ona baktı.
''Oh hyung kalktın ha... Haydi, otur'
Kyungsoo Kai'yi oturduktan sonra devam etti.
''Beğenmezsin diye sana bir tane koydum isterse biraz daha var. Sen ye ben hazırlanıp geliyorum.''
Çocuk koşarak üst kat çıktığında Kai krepinden bir lokma aldı.
''B-bunu nasıl beğenmem ki''
Bütün krepi afiyetle yediğinde bir not daha buldu.
''Bir tane daha mı? Niye bana kendi söylemiyor?''
Notu alıp bir yandan meyve suyunu içerken okudu.
''KHBÇM?''
Bardağı elinden bırakıp ensesini kaşıdı.
''KHBÇM mı? Bu ne demek oluyor?''
Kyungsoo okul üniformasını giymişti. Kai onun yüzüne bakmadan sordu.
''Üniformalarını ne zaman aldın?''
''Sabah evime gittim. Her neyse hyung yüzüme baksana bi, bir şey diyeceğim''
Kai usulca başını kaldırdı.
''Notun anlamını öğrendiğinde bana cevap ver tamam mı? Bekleyeceğim...''
Kyungsoo hızla evden çıktığında Kai arkasından bakakaldı.
''C-cevap mı?''
~~~
''Dersimiz ne?''
''...''
''Lay sana diyorum!''
''Huh, ben mi?''
Lay hemen yanında oturup soru soran Kyungsoo'ya baktı.
''Bilmiyorum dersin ne olduğunu tamam mı?!''
''Yha... Bana niye bağırıyorsun ki?''
''Üzgünüm Soo...''
''Bir şey mi oldu?''
''Yok bir şey, sen niye böyle mutlusun ha?''
Kyungsoo gülümseyip kızararak yüzünü kapadı. Lay dalga geçti.
''Yha, yoksa aşık mı oldun?''
Kyungsoo güldü ve ellerini çekti.
''Şimdilik hayır, belki sonra... Ama o bana kesinlikle aşık olacak.''
''Oooo... Kimmiş o şanslı kız?''
''Kız mı? Haha''
''Niye güldün?''
''Çünkü...''
Lay'in kulağına yaklaşarak fısıldadı.
''...O Kai...''
Lay bütün okulu dolduran bir çığlık attı.
''NEEEEE?!''
Kyungsoo eliyle Lay'in ağzını kapatmaya çalışırken konuştu.
''Şşşşt!''
''Anlat hadi anlat ya bak anlatsana!''
''Kız gibi davranmayı kes!''
Lay alt dudağını sarkıttı. -ki bu sınıftaki bütün kızların ona bakmasına neden olmuştu- Kyungsoo fısıldayarak konuştu.
''Ben tanışmak için yanımdaki eve gittim. Kai'yle komşuymuşuz. Sonra film izledik. Korku filmiydi. Ben de korkunca ben de kal dedi...''
''Bunları tek günde mi yaşadınız vay anasını... ( )''
''Evet...''
Kyungsoo tekrar kıkırdadı ve devam etti.
''Her neyse... Sonra beni öptü, sonra da beraber uyuduk...''
''Oha, oha, oha-!''
Kızlardan bir 'ooo' sesinin gelmesiyle ikisi de kafasını kapıya çevirdi. Lay kaldırılıp dışarı çekilmesiyle bağırdı.
''Kai hyung ne oluyor?''
Kai onu koridorun sonuna sürükledi ve konuştu.
''Bir şey soracağım...''
''İyi de dersim-''
''KHBÇM ne demek?''
Lay güldü.
''Bunu kim söyledi sana?!''
Kai masumca cevapladı.
''Soo.''
''Ne?!''
''Niye ne oldu?''
Lay Kai'nin kulağına iyice yaklaştı ve söyledi.
''Sana demiş ki...''
