Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Yoongi hyunga haber bile vermeden süslenmiş bir şekilde buraya gelirken ne düşünüyordum bilmiyorum. Otelin girişinde durmuş yapıyı incelerkende ne düşündüğümü bilmiyordum. Kağıtta yazan zamanda yazan yerdeydim ama ne yapacağımı da bilmiyorum. İçeriye girince görevliye ne diye soracaktım? Kendi adımı mı yoksa onun adını mı verecektim? Girdiğim gibi onunla karşılaşır mıydım?
Tanrım! Keşke Yoongi hyung ile konuşsaydım.
Akşam yediyi on dakika geçerken sonunda cesaretimi toplayarak içeriye girdim. Biriyle buluşacağımı söyleyip ilk kendi adımı verecektim, olmazsa onun adını verirdim. Yine olmazsa sanırım eve dönüp oyuncak köpeğime sarılıp sümüklerim burnumda baloncuk olup patlayarak iğrendirirken umursamadan ağlayacaktım.
"Merhaba, bu akşam için randevum vardı. Yardımcı olabilir misiniz?"
Resepsiyonda duran kadına tüm kibarlığımı konuşturarak sorduğumda nazik bir şekilde tebessüm ederek cevapladı.
"Tabi beyefendi. Adınız neydi acaba?"
"Jeon Jungkook."
"Kısa bir süre bekleyeceğim... 17. kat, 715 numaralı oda efendim. Yardımcı olmamı istediğiniz başka birşey var mıydı?"
"Yok, teşekkür ederim."
Görevli kadının yemek salonuna ya da bara yönlendirmesini beklerken oda numarası vermesiyle afallayarak resepsiyondan ayrıldım. Oda olması garip bir heyecan veriyordu. Meraklı yönüm kontrolü eline alırken asansörlerin olduğu yöne yöneldim.
Ayna kaplamalı, geniş asansöre binerek 17. katın düğmesine bastım. Benimle birlikte 8 kişi vardı. Dört kişi yemek salonunun olduğu katta inerken kalan üç kişi odaların olduğu farklı katlarda inmişti. Asansör içinde çalan Chopin sanki şimdi daha yüksek sesle çalıyordu.
17. kata geldiğimde asansörden inerek oda numaralarına bakınmaya başladım. Koridorun sonunda kalan odaya ulaştığımda kapıyı çalmak için cesaretimi zor toplayabilmiştim. İçeriden tıkırtı geliyordu. Kapı sonunda açıldığında beni tanımadığım biri karşılamıştı. Yanlış odaya mı geldim acaba endişesi ile kapı numarasını göz ucuyla kontrol ederken karşımdaki adam konuşmaya başladı.
"Jeon Jungkook değil mi?"
"Evet benim." temkinli bir şekilde konuşurken beni nereden tanıdığını ve kim olduğunu sorguluyordum.
"Ben grubun menajeri Sejin. İçeri gel. Taehyung'da seni bekliyordu."
Tanıdık ismi duymamla rahatlarken içeri geçerek odayı inceledim. Zengin mobilyalar loş ışık altında parıldıyordu. Salon, yemek odası görünümü vardı. Sağ taraf ise yatak odasına açılıyordu.
"Gelmişsin. Gelmezsin diye endişelenmiştim." açık teras kapısından gelen Taehyung beni hazırlıksız yakalamıştı.
