"Yarayı temizlememiz gerekiyor" dedi kız endişeyle.

"Temizle" dedi Alaz, senin suçun der gibi kıza baktıkça kızın öfkesi tekrar canlanıyordu.

"Sen uğraştın benimle! Git doktora baksın" dedi aynı kinle.

"Avını temizlemeyen avcı olmaz, sende beni vurmadın mı?"

"Uğraşıp durdun benimle, sinirlendim yoksa niye dokunayım sana-" Kızın iki elini havada yakalayan adam kendisine doğru çekti, kızın şalı hala kucağındaydı. Gözlerini asla çekemediği yeşil gözlerde kendi yansımasını okuyabiliyordu. Oradan bile kendi halinin acizliğini seyredebiliyordu.

"Akan kanımı temizleyen ellerin boğazıma dolandığın o yağlı iple aynı eller"

"Ne?" dedi kız şaşkınlıkla. Onu anlamadığını düşündüğü adamı çok iyi anlıyordu, ana dili kadar bildiği Türkçe 'ye hakimdi.

"İnat etme Hicran" dedi adam usulca kıza doğru.

"Sen inat ettikçe senin dalgalarında boğulup canımdan oluyorum ama sonra sen gülümsüyorsun ben diriliyorum, tekrar ölmek için sana bakıyorum.."

"Bu hicran, dudaklarına ezeli bir nakarat yapıştırmış.." artık onunla oyun oynamayan adamın yüzünde ki sarsıcı gerçeklik yüzüne çarpıyordu. Durdu kız bekledi adamı, kaşındaki yara artık çenesine doğru süzülmüş sakallarının arasında ince bir iz bırakmıştı.

"Ömer Seyfettin" dedi Alaz.

"Bu sözü o söylemiş ama sanki benim için, bizim için söylemiş"

Daha birkaç gündür tanıdığı adamın ondan ne beklediğini anlamakta zorlanıyordu. Omar gibi zorba ısrarcı hallerinin arkasında o farklıydı. Onu seyrederken onu anlamaya çalışan ifadesini hep görüyordu.

"Biz diye bir şey yok, bırak ellerimi"

Bırakmak istemesede bıraktı kızı. Hicran ondan kurtulduğunda hiç arkasına bakmadan yürüyordu. Hemen arkasından Alaz ayaklanıp kızı takip etti.

"Yaramı sen temizleyeceksin" dedi kıza aldırmadan.

"Ben doktor muyum?" dedi kız öfkeyle.

"O halde babana ve nişanlına benimle az evvel yaptığın çamur oyununu anlatırım"

"Şeytan! Sen şeytansın! Cehennem ateşinde yan!"

Alaz kızı geçip ilkyardım çadırına doğru ilerledi. Hicran biraz duraksayıp adamın onu beklediğini belli eden yüzüne çevirdi kendisini. Çok ciddiydi, eğer babası yada Hamza bir şeyler duyarsa diye endişe etmeden de duramıyordu. Keşke babasına ve Fatma anneye uslu kız olacağım diye yeminler etmeseydi.

***

İnci elinde ki kasnağa iğnesini her sokup çıkardığında onu dikkatle süzen iki kadına bakmamaya çalışıyordu. Annesi Çiçek teyzenin yanında sürekli söylenip duruyordu. Beş yıl diye diye dövdüğü dizlerinde derman kalmamıştı yaşlı kadının.

"Ah Çiçek abla ah! Olacak iş mi bu? Bizde aleme kısır diye kızımız diye bakamıyoruz, meğer kusur beydeymiş-"

"Ağzını topla, o nasıl laf! Bey İnci'ye dokunmadıysa küçük diye şey ettiydi-"

"Ney edecekmiş allasen, kız geldi 21 yaşına ee daha ne?"

Çiçek kadın nefessiz kalmış gibi ellerinin tersiyle sık sık sallayıp durdu. Bir hanımın kulağına gitse olanla kopacak kızılca kıyameti düşündükçe ter bastı yaşlı kadına.

"Ağzını sıkı tutacaksın bacım, Alaz oğlum da vakti geldiğinde elbet vazifesini edecek İnci'nin kocası ne de olsa" dedi sakinleştirmek için kadını. Dış kapıda kulağını kapıya dayayan iki kadın dudaklarını dişleyip tek ellerini diğer ellinin üzerine vuruyordu.

HİCRANOn viuen les histories. Descobreix ara