[ 0 ]

231 20 28
                                    

***

Uzun zaman önce, peri masallarının bile gerçekten yaşandığı bir zamanda Ay'da yaşayan insanlar vardı.

Buradaki büyük, gümüş bir krallık Güneş Sistemi'nin zarar görmesini önler, gezegenlerin gelişip büyümesini sağlardı.

Bir süre sonra bu gezegenlerden 8 koruyucu savaşçı doğdu. Herbirinin görevi, görünüşü farklıydı. Ama hepsi kalplerinde aynı tutkuyu taşıyorlardı: Sevgi.

Zamanla savaşçıların içlerindeki tutku daha da artmaya başladı. Sevgiye ihtiyaç duydular. Arkadaş, dost, aile istediler. Uzaktan korudukları krallıkları, Ay Prensesi'ni görüp tanımayı arzuladılar. En büyük korkuları görevlerinden dolayı yalnız başlarına kalmaktı. Kendilerine savaşlarda eşlik edebilecek partnerler olup olmadığını merak ettiler.

Ve en sonunda savaşçılar dayanamayıp birbirlerini bulmak için yolculuklarına başladılar...

***

Gümüş Milenyum o gün kahkaha ve sevinç çığlıklarıyla dolup taşıyordu. Gökyüzünde havai fişekler patlıyor, sarayın içinde asiller müzik eşliğinde dansediyorlardı. Galaksinin dört bir yanından ziyaretliler Ay Krallığı'nda toplanmıştı.

Tüm bunların nedeni o gün Efsanevi Gümüş Kristal'in resmi varisinin doğum günü olmasıydı.

Kraliçe Serenity her zamanki içten ve samimi gülümsemesiyle davetlileri tekrar selamladı "Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Lütfen partinin tadını çıkarın ve eğlenin."

Yeni doğan Ay Prensesi'ni halka ve asillere çoktan takdim etmişti Kraliçe Serenity. Bu yüzden herkesin iyi vakit geçirdiğinden emin olduktan sonra birkaç basamak yüksekte bulunan tahtına dinlenme amacıyla oturdu.

Hemen yanında duran beşiğe dikti gözlerini. Bebeği, Ay Prensesi masum bir şekilde uyuyordu. Elini ona uzatıp saçlarını okşamaya başladı. Gümüş Kristal'in varisi olduğundan dolayı ileride karşısına çok fazla düşman çıkacağını biliyordu. Bu yüzden genç savaşçılardan 4'ünü onu korumakla görevlendirecekti.

Fakat bir süre sonra yanına doğru gelen asile karşın saygısından dolayı ayağa kalktı.

"Lütfen rahatınızı bozmayın kraliçem. Bugün fazlasıyla yoruldunuz."

Bu uzun saç ve sakallara sahip olan yaşlı adam Uranüs Kralı'nın ta kendisiydi. Kraliçe ile özel olarak konuşmak istediği bazı konular vardı.

O sırada onun ortada dolanan bir çocuğu da vardı. Sarı saçlara sahip bu küçük prens etrafındaki yetişkinler ve sıkıcı konuşmalarından çok bunalmıştı. Kendine konuşabilecek bir arkadaş arıyordu ama bu imkânsız gibiydi.

İçinde biriktirdiği sıkıntı ve stresi derin bir oflamayla dışarı bırakırken yere bir tekme attı. Babasının yanına doğru gidip sıkıldığını kaş göz hareketleriyle anlatmaya çalışırken onun bu davranışlarına karşın Kraliçe Serenity küçük çaplı bir kahkaha atıyordu.

"İsterseniz sarayın dışında oynamaya gidebilirsiniz. Belki oralarda yaşıtlarınızda birileri olabilir." Beyaz saçlara sahip kraliçe, ona sevimli bir şekilde gülümserken ellerini omzuna koydu "Lütfen kendiniz gibi davranın, sevgili Ruka."

Windswept Destiny Where stories live. Discover now