BORDO HAREKAT

Sen Sadece Benimsin, Net!

Hava aydınlanırken kararmış bulutlar usulca grileşti. Dışarıda hafif yağan kar, karakolun ön bahçesine gelinliğini giydirirken soğuk hava içeriye girsin diye yatağımdan kalktım ve camımı açtım. 

O an bir kurt uludu, bayrak sertçe dalgalandı, fırtına huuladı, kalbim titredi. 

Telefon ekranım bir an da açıldı, gözüm tarihe kaydı. 24 Ocak... Gece yarısından sonrası özeldi, neşeyle gülümsedim ve yatağın üstünde duran telefonu elime aldım. 

Mesaj gelmişti, Poyraz'ımdan.

Günaydın.

Elimde olmadan gülümsedim, Poyraz bana çok az mesaj atardı. Hele Günaydın mesajı... Ekranı kararttım ve telefonu yatağa bıraktım, elimi usulca uzattım ve parmağımda parıldayan yüzüğe baktım. 

Gözlerimi andıran yüzük, onun bu naif düşüncesi... Daha çok gülesim geldi. Evlenecektik biz.

Ona kavuşacaktım. 

Telefon tekrar titrediğinde, yatağa doğru eğildim ve telefonu elime aldım. Yine mesaj Poyraz Ali'dendi.

Güldün, günüm aydın oldu.

Kaşlarımı çattım, cama doğru yürüdüm ve onu gördüm. Camın ardındaydı, aramızda birkaç metre varken gözlerini bana dikmiş bakıyordu.

Masum bir heyecanı vardı, garip bir tavrı. Üniformanın içinde muazzam duruyordu, başında beresi vardı. Kahverengi gözlerindeki ışığı hayal edebiliyordum. 

Başını eğdi, telefonunun üstünde dolaşan parmakları beni heyecanlandırırken onun düzgün vücudunu izliyordum. 

Telefonum tekrar titredi, yeni bir mesaj atmıştı. Mesaj bildirim panelime düştü ve anında açtım.

Kollarımda uyan istiyorum. Olur mu?

Sabahın köründe neydi bu romantiklik, ilk zamanlarını düşündükçe... 

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi durdurdum, onu cevapsız bırakmak gibi bir niyetim vardı. Sabırlı olmalıydı, ne kadar sabrettiğimi bilmiyordu bile. 

Gözlerimi ona doğru kaldırdım, omuzlarımı silkerek bilmem demeye çalıştım. Kaşları çatıldı, yüzü düşerken bana kızdığını düşündüm. Parmakları hızlı hızlı ekranın üzerinde dolaştığında beni görmüyordu. Güldüm. 

Yeni bir mesaj atmış bulundu, mesajı açtım.

Bilmiyor musun? Sana öğreteceğim, çok şeyi?

Mesajı okumak beni güldürmüştü, bu sefer merakla sormam gerekti.

Mesela neyi Poyraz Ali?

Poyraz mesajımı okurken yandan sırıttığını gördüm, ona çok fazla şeyi ben öğretecektim de hiç haberi yoktu.

Bana cevap yazdı.

Mesela sevişmeyi. Komutanım diye inlediğini duymak istiyorum.

Cevabı beni bayağı bir şaşırtmıştı, bunu belli etmemek için ekrana baktım. Yüzüne baksam pis pis gülecekti, buna da gerek yoktu. 

Hem sen nereden biliyorsun adam, pis ya! Ben bu kadar sinirleniyorsam o da sinirlenecekti. 

Bilmediğimi mi sanıyorsun? 

Yazdım ve gönder tuşuna bastım, hemen sonra yüzüne bakmadan yeni bir cevap yazdım.

Evin içinde komutanlığın geçmiyor bu arada.