BÖRTEÇİN VE ASENA (3)

6.2K 611 135
                                    


           Gün ağarırken hava pusunu atmış, kuşlar cıvıldamıştı. Ortalık hainlik kokarken, ölüm voltasını hainlerin mekanında atıyordu.

Semiha kin dolu gözleriyle ona bakıyor, onu öldürme planları yapıyordu. İntikamını henüz tam almamış, büyük acıları Poyraz'a saplayamamıştı. Yıllardır ince eleyip sık dokuyor planının her ayrıntısını düşünüyordu. Kardeşini Poyraz'ın üstüne salmış, küçücük çocuğu planına alet etmişti. Her şeyden habersiz olan Gül'e tahammül etmek onun için işin zor kısımıydı.

Kafasında olan yara, düzgün konuşamaması, sık sık gördüğü kabuslar... Anılarında yalnızca o vardı, onun aşkı ve ona olan kini. Onu ilk başlarda sevmemişti, bütün amacı Gkp'nin emrini yerine getirmekti fakat onu tanıdıkça ona aşık olmuştu. Eğer deşifre olmasaydı Poyraz'ın evine girer, ondan çocuklar yapardı.

İmkansız yoktu, yanlış zaman vardı.

Bütün her şeyi nefretle anlatıyor, güzel öpüşmelerden bahsediyordu.

Acı tek taraflı değildi.

İntikam yalnızca Poyraz'dan alınmıyordu.

Ama bilmediği bir şey vardı, intikam almaya kalktığı insanların mücadele vermekte ve zafer kazanmakta köklü bir geçmişe sahip olduğu.

Türk çoktan kılıcını çekmiş, kalkanını kuşanmıştı. Zafer çığlıkları atmaya hazırlanıyordu.

Türk şimdi savaşıyor, korkmuyordu!

Hainlere Poyraz sert esecek, gün geceye dönecekti. Dolunay gökte parıldayacak, dağları sert rüzgarlar vuracaktı!

TÜRKSÜN Kİ GÖRECEK DAVAN VAR ELBET CİHANDA. SUSARSAN SORACAK ELBET YARADAN; NE YAPTIN O ASİL KANLA?

"Onu sevmiştim."  dedi titrek bir sesle. 

O günü zihninde canlandırırken midesine kramplar giriyordu. Poyraz'ın ona ateş ettiği o an, kısa süreli baygınlık... Bilinci yavaş yavaş kapanırken hızla hastaneye yetiştirilmesi... Her şeyi net ve kabustu.

"O ne yaptı?" 

Ayağa kalktı, içinde bulunduğu mağara iyi korunuyordu, üzerinde örgüt kıyafetleri vardı ve saçları uzundu. Örüklü saçlar...

"Beni öldürdü!"

Her gün bunu kendine tekrarlamış, her geçen dakika intikam planı yapmıştı. Zamanını kollamış, Poyraz'ı en savunmasız anında vurmuştu. 

"Öldürür." dedi bitkin ses, sesi çatallıydı ve başı ağrıyordu. 

"Kahpeliğin ona değil vatana!"

Sözler... İnsanı çileden çıkaran sözler. Koşa koşa sesin sahibin önünde bitti, öfkesi cayır cayır yakarken içini bütün gücünü ondan kat kat daha güzel olan kadına tokat atarken kullandı. Kadının başı yana düşerken dudağı patladı, canı hiç yanmazken gülmeye başladı. Alayla, kahkahalarla gülüyordu. Ellerini arkadan kelepçelemişlerdi, bir iskemlede oturuyordu ve elbisesinin göğüs kısmı yırtılmıştı. Kalbinin üstünden kanlar boşalırken  yüzünde de bazı yerlerden kanlar boşalıyordu.

Canı yalnızca Poyraz'ına yanar olmuştu. Yıkıldığını görmüş, sesini hiç çıkaramamıştı...

Dolunay Gökgöz kanlı canlı, dimdik ve mağrur... Asil ve her şeye rağmen çok güzel.

BORDO HAREKATWhere stories live. Discover now