Breath ஜ Final Part-2

2.2K 173 63
                                    



|| 24.10.2014 ||

 

Luhan, soğuktan korunmak istercesine kollarını birbirine dolamışken ısınmaya çalışıyordu. Yere doğru eğik olan yüzünü kaldırmadan gözleriyle yanında yürüyen Sehun'a kaçamak bir bakış atmıştı. Sehun'un yüzündeki samimi gülümseyiş Luhan'ın içini ısıtmaya yeterken Sehun'un sesi dolmuştu kulaklarına.

"Unutma Luhan, bugün soru sormak yok" Ardından zihninde yaklaşık yarım saat öncesinde Sehun'un ona söylediği cümle yankılandı. 'Sana abimi anlatmıştım Luhan... Onun bana ne dediğini hatırlıyor musun? Bana ne zaman veda edeceğini hissediyorsun demişti... Ve şimdi ben de hissediyorum... Lütfen bana sadece tek bir gün daha ver...' Hüzne bulanmış gözlerini Sehun'un gözlerine sabitlerken dudakları zoraki bir şekilde yukarıya doğru kıvrılmıştı Luhan'ın. Ardından Sehun dişlerini gösteren bir gülümseyişle gülüp tek elini Luhan'ın omzuna atmıştı. Alt dudağının küçük bir kısmını dişlerinin arasına alırken neşeli bir ses tonuyla konuştu.

" Heyy! Unuttun mu eğlenmek için dışarıya çıktık..." Sehun'un bu samimi hali Luhan'ın yüzünde elinde olmadan bir gülümseyiş çıkmasını sağlamıştı. Başını usulca aşağı yukarı salladıktan sonra '"Immm..." Dedi anladığını belirtmek istercesine.

"Peki şimdi nereye gidiyoruz?"

"Aslında buraya pek uzak değil... Birazdan oraya vardığımızda görürsün" Luhan daha fazla konuşmayıp susmayı tercih ettiğinde ürkek bir şekilde omuzlarını kendisine doğru çekmişti. Sehun'un eli omzunda, onu sararken ne kadar küçük birisi olduğunu fark etmişti. Boyu fazlasıyla kısaydı ve sanırım biraz fazla cılızdı...

Kendisini onun yanında korunmaya muhtaç, küçük bir çocuk gibi hissetmişti.

Yaklaşık 15 dakika sonra Büyük bir binanın önünde durdular.

"İşte geldik!" Luhan bakışlarını Sehun'a çevirdiğinde Sehun'un mutlu olduğunu görmüştü.

"Neresi burası?"

"Daha önce hiç gelmedin mi?" Sehun'un şaşırdığı ortadaydı. Luhan utangaç bir çocuk gibi bakışlarını Sehun'dan kaçırıp, başını yukarıya doğru kaldırdığında cevaplamıştı.

"Hayır..." Sehun elleriyle Luhan'ın omzundan tutup onu büyük binaya doğru çevirmişti. Luhan binanın üzerinde ne yazdığını görünce sevinçten tek elini yumruk yapıp dirseğini kendisine doğru çektiğinde sevinçten küçük bir çığlık atmıştı.

"Yaşasın! Su Dünyası..."

"Evet... Seveceğini biliyordum" Luhan omzundaki ellerden kurtulup Sehun'a doğru döndüğünde gözleri mutluluktan parıldıyordu. Gözleri Sehun'unkilere bakamazken yüzündeki içten gülümseyişle "Teşekkür ederim..." demişti kısık bir sesle. Ardından aniden omuzlarında hissettiği ellerle tekrar binaya doğru dönmüştü.

"Bu laflara hiç gerek yok. Özelliklede benim gibi birisi için... Bilirsin ki çok kabayımdır" Sehun'un dinç sesi kulaklarını doldururken omzundaki ellerin yönlendirmesiyle ilerliyordu.

Birazdan binanın içindeydiler. İçeriye girdiklerinde bir kadının yönlendirmesiyle birlikte aşağıya doğru inen bir merdivenin önünde durmuşlardı.

"Aşağıya indiğinizde isterseniz görevlilerden size yardım etmelerini isteyebilirsiniz... Canlılar tanımlayabilmek için" Sehun kibar bir şekilde teşekkür edip Luhan'ın ince parmaklarını parmaklarına kenetlemişti. Luhan ilk defa Sehun'u bu denli kibar görüyordu.

BREATH | HunHan |Where stories live. Discover now