📔 Not Defteri 📔

1.5K 198 69
                                    

Bir şey söyleyeceğim ama kızmayın.
Bu kitabın finale kadar hazırdı ben iki ya da üçüncü bölümü atarken :)

¦

Seokjin sabah sınıfa girdiğinde isminin Jungkook olduğunu hatırladığı çocuğun yeniden Namjoon'un yanında oturduğunu gördü. O gizemli defteri Namjoon Jungkook'a uzatmış, bir şey gösteriyordu.

Jungkook baktığı şeyle başını sallayıp karşısındakine gülümsedi ve Namjoon da elindeki kalemle tik attı sayfaya. Seokjin ikisini kaşlarını çatarak izliyordu, neden bahsettiklerini ölesiye merak ediyordu ama yapacağı bir şey yoktu.

Çantasını sıraya koyarken ders zili çaldı ve Jungkook'un yerinden ayaklandığını gördü. Hala bir şeyler anlatmaya devam ediyordu. Sınıf kapısının önüne geldiğinde Namjoon'a geri döndü ve "Hem de Jeon Jungkook sözü!" diye seslendi.

Seokjin Namjoon'un yüzündeki küçük tebessümü ve yanağındaki gamzeyi fark etmişti. Biraz onu süzdükten sonra bakışlarını önüne çevirdi ve telefonunu çıkararak sinsice gülümsedi.

Tek Sap Seokjin

Seokjin:
İsmi
Jeon
Jungkook'muş

Seok:
Ah, tanıyorum onu
Sanırım aynı kursa gidiyoruz

Chimchim:
Ne kursu bu?

Seok:
Hani şey var ya
Fotoğraf kulübünün üyelere açtığı kurs
Onu orada hep görüyorum

Taetae:
O zaman onunla konuşma görevinin kimde olduğu çok belli

Yoon:
Evet, bende :D

Taetae:
Ne

Yoon:
Kook benim yakın arkadaşımdır

Taetae:
Ne

Seokjin:
Bu zamana kadar niye söylemedin lan o zaman?

Yoon:
Sana tamı tamına 12 tane Jungkook tanıdığımı söyledim :)
Hangisinden bahsettiğini nereden bilebilirdim ki? :/

Taetae:
Ne

Seokjin:
Pisliksin
Ama
Gereklisin de
Jungkook'la Namjoon hakkında daha önce konuştun mu?

Yoon:
Hayır :'
Ama abi kardeş gibi yakın bir ilişkileri olduğunu biliyordum o kadar :)
Namjoon denen herifi zerre tanımıyorum :/

Taetae:
Ne

Seok:
Ne ne Taehyung ya?
Ne ne ne ne diye diye bir hal oldun ne ne?

Taetae:
nE
Cidden
Hiçbir şey yok
Öylesine yazdım

Chimchim:
Boş yapmayı seven Tae

Seokjin telefonunu kapadı ve cebine tıkıştırdı, bundan sonra işin boş yapmaya döneceğini biliyordu. Jungkook giderken bir söz vermişti, acaba ne içindi bu söz? Merakından yerinde duramıyordu ve listesine yazdığı günlük okul işlerini halletmek için yerinden kalktı.

Yarın sabah kamp için okuldan çıkılacaktı. Cumartesi sabahı gidip pazar akşamı döneceklerdi. Onların son hazırlıklarını ayarladı ve her öğrenciye yeniden sordu. Her şey kesinleşmişti, ve otobüs hazırdı, Seokjin'in kafasındaki plan gayet güzel işliyordu.

Dersler oldukça hızlı geçti. Birçok kez Namjoon'la göz göze gelmişlerdi ve her seferinde Namjoon hafifçe gülümsemişti. Seokjin gamzelerine odaklanmaktan karşılık olarak gülümsemeyi geçe bıraksa da, bakışlarıyla gayet iyi anlaşmışlardı.

Okulun son zili çaldığında sınıf hızlıca boşalmaya başladı, kampa gelecek olan çoğu kişi yarın için oldukça heyecanlıydı. Namjoon her zamanki yavaş hareketlerle eşyalarını topladı ve tam sıradan kalkacakken, telefonuna gelen mesajla koşar adımlarla sınıftan çıktı.

Seokjin yaptığı her hareketi izliyordu, bu yüzden arkasından şaşkınlıkla bakakaldı. Bir anda ne olmuş olabilirdi ki?

Kapının tam çıkışında küçük bir not defteri olduğunu gördü. Bunu Namjoon düşürmüştü. Sınıfta da birkaç kişi kalmıştı. Seokjin onlara çaktırmadan oraya doğru adımladı ve sanki yere bir eşyasını düşürmüş gibi eğilip not defterini yerden aldı.

Hızlıca çantasına atıp sınıfa geri girdi ve yoklamaya defterleriyle ilgileniyormuş gibi yaptı. Sınıfta tamamen kimse kalmadığında hemen çantasından not defterini çıkardı ve heyecanla sayfalarını karıştırmaya başladı.

Seokjin'ime;
Defterin ilk sayfasında büyük harflerle bu yazılmıştı. Seokjin'in kalbi saniyede milyon kez atarken donup kalmış gibi hissediyordu. Diğer sayfaları da çevirip yazan şeyleri okuduğunda seslice yutkundu.

"Sikeyim." dedi Namjoon'un sırasına doğru adımlayıp, not defterini sıranın altına bırakırken. "Şair çocuk cidden de o."

¦

Bilmesine rağmen çocuk şoka girdi la

now you see me ¦ namjinحيث تعيش القصص. اكتشف الآن