6

2.8K 234 161
                                    

Bir andan aldığım donutları yerken bir yandan kararan havayı izliyordu, sırtı bana dönüktü fakat nefes alışverişlerini duyabiliyordum. Yavaşça alıyor ve sakince veriyordu, ardından son donutu da bitirerek dönen sandalyesinde bana döndü ve kendini masaya itti. Bakışlarımı fark etmemesi adına önümdeki bilgisayara bakıyormuş gibi yapıyordum.

"Taeyong."

"Efendim Bay Jung?"

"Kahvem ne-"

"Hemen getiriyorum!"

Kapıdan çıkıyordum ki ona doğru dönüp mırıldandım.

"Çıkabilir miyim Bay Jung?"

"Evet, acele et. Ardından Donghyuck'u çağır."

"Tabi, hemen."

Kahve makinesine gidip beyaz renkli tuşa bastım, ondan sonra hızla koridorda dolaşmaya başladım.

"Taeyong!"

Bana seslenene baktığımda Minseok ile karşılaştım, gülümseyip yanıma geldi. Gülümsemesi hafif tebessüm şeklindeydi, yapmacık 'nasıl yardımcı olabilirim?' gülüşlerinden çok bir bebeğe bakıldığında istemsiz oluşan tebessümlere benziyordu.

"Bay Kim Donghyuck'u gördünüz mü acaba?"

"Görmedim ama-"

"Selam moruklar!"

Donghyuck bağırarak içeri girip elindeki kağıtları yanına gittiği masaya bıraktı. Ardından herkeste göz gezdirdi, gözleri bende takılı kalınca ise hızla yanıma geldi.

"Yine mi kızdırdın patronu?!"

"Hayır, seni çağırıyor."

Önden ilerlerken kahve makinasına ilerledim, kahve hazır olmuştu. Bardağı alıp asansöre ilerledim, Donghyuck ile beraber yukarı çıkarken mırıldandı.

"Bay Jung Bayan Jung geldiğinde çok sinirleniyor."

"Bunu bugün anladım malesef."

"He evet, o kahve lanet derecede acıydı. Nasıl içiyordun sen öyle o kahveyi?"

Omuz silktim, cevap vermeyecektim. Asansör kapıları açılınca odaya ilerledim. Duyduğum öksürük sesleri beni endişelendirirken hızlandım ve masaya ilerledim.

Jaehyun'un yüzü hafif kızarmıştı ve öksürmeye devam ediyordu. Masaya kahveyi bırakıp ona yaklaştım ve en üst düğmelerini açmaya başladım.

"Donghyuck su getir!"

Hızla odadan çıktığında Jaehyun'un arkasına ilerledim ve sırtına olağan gücümle vurmaya başladım. Donghyuck suyu getirince yavaşça içirdim, bardağı ben tutuyordum ama onun eli de bardağın üzerindeydi. Yine de bardağı ben tutmasam bardak yerle buluşurdu.

Öksürüğü kesilince bardağı da bırakıp camları açtım ve hava gelmesini sağladım. Açtığım camın önüne gelip nefes alıp vermeye başladı.

"İyi misiniz?!"

"Sanırım."

Şimdi farketmiştim de, gömleğini çok açmışım. Kaslı göğsü çok hafif de olsa görülüyordu, sandalyesine oturup kahvesini yudumladı ve kafasını arkaya attı.

Tanrım, o çok fazla mükemmeldi.

Donghyuck masanın önünde dururken Jaehyun'a yaklaşıp mırıldandım.

"Şey... göğsünüz."

Gömleğine bakıp açtığım birkaç düğmeyi kapattı ve Donghyuck'a döndü.

Bay Jung   - JaeYong-Where stories live. Discover now