9. Günışığı 💫

3K 264 174
                                    

*Plaga: Felç.
**Propositum: Çöz/Çözmek.
Kelimeler Latince.

***

Chanyeol kafasını eline yaslayarak yatakta boylu boyunca baygın yatan ruh eşine baktı.

Eğer bugün o olmasaydı ülkesini, halkını her şeyini kaybedebilirdi.

Aelia iç çekip ona doğru döndüğünde Chanyeol yüzüne bir tebessüm yerleştirip genç kadının yüzüne gelen saçları geriye doğru itti.

Yixing'in dediğine göre bir anda o kadar fazla güç kullandığı için bayılmıştı sevgilisi. Chanyeol son yarım saattir onun uyanması için başında bekliyordu.

Chanyeol'un gözleri Aelia'nın uzun parıltılı saçlarında gezinirken yeni fark ettiği şeyle kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı. Aelia'nın saçlarının ucu ateş kırmızısıydı. Saçlarından akan parıltılar uca yaklaşınca birer kıvılcım parçasına dönüşüveriyordu.

Chanyeol bunun anlamını bilmese de ruh eşinin, ateşin bir parçasını üstlendiğini düşünüp kendi kendine mutlu olmuştu.

"Chanyeol?" Duyduğu narin sesle dikkatini saçlardan çekip ona seslenen kadına baktı.

"Günaydın günışığı." Yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirip konuştuğunda Sen de gülümsemiştin.

"Herkes iyi mi?" Yavaş yavaş yerine gelen aklınla sormuştun sorunu. Chanyeol kafasını sallayıp saçlarının ucunu sevmeye başladı.

"Senin sayende herkes çok iyi. Kimsenin burnu bile kanamadı." Rahat bir nefes verip gülümsedin.

"Ne olduğunu bilmiyorum. Bir anda içimden ne geliyorsa onu yaptım." Chanyeol gülümsedi ve saçlarını sevmeye devam ederek konuştu.

"Iyi ki de yaptın. Bunca zaman elimden geldiğince tek başıma mücadele etmeye çalıştım. Bu sefer sen olmasan halkımıza ve ülkemize ne olurdu kim bilir." Chanyeol üzgün bir ses tonu ile konuştuğunda onun saçlarında gezinen elini tuttun.

"Bunca zaman ülken için savaşırken kendini yalnız hissetmiş olabilirsin ama bundan sonrası için yanında olacağım. Ne kadar yapabilirsem yükünü yükleneceğim." Chanyeol derin bir nefes alıp yutkundu ve dolan gözlerini kırpıştırdı.

"Biliyorum beni tanıyalı henüz bir kaç gün oluyor ancak aramızdaki bu şeyi eminim sen de hissediyorsun." Chanyeol çekingen bir sesle konuştuğunda merakla ona baktın. Ateş gibi parıldayan gözleri ile hafifçe sana yaklaştığında olacak şeyi anlamıştın.

"Nasıl oluyor bilmiyorum ama seni gerçekten sevdiğimi hissediyorum." Burnunu yanağına yaslayıp hafifçe nefeslendiğinde yüreğin titremiş nefesin teklemişti. "Bu öyle bir sevgi ki, gönlüm içime sığmıyor sanki. Aldığım her nefeste bütün vücudum ismini sayıklıyor gibi." Hafifçe geri çekilip bakışlarını sana odakladı. "Saçının her bir telini tek tek sevmek için parmaklarımın ucu karıncalanıyor. Kokunu içime çektiğimde gönlüm şenleniyor sanki."

Tatlı bir tebessümle beraber ellerini saçına çıkardı ve ufak ufak okşamaya başladı.

"Daha yeni tanıştığımız halde seni nasıl böylesine derin sevebiliyorum Mi Sol?" Bir sorudan ziyade gerçeği yansıtmak istercesine konuşmuştu. Diyecek bir şeyin yoktu. Sen de aynı şeyleri hissediyorken ve Chanyeol gibi buna bir açıklama bulamıyorken ne söyleyebilirdin ki?

Gülümseyerek elini Chanyeol'un yanağına yasladın. Dokunuşunla heyecanlandığını net bir şekilde hissetmiştin. "Içimize sığmayan gönlümüz nasıl istiyorsa öyle davranalım." Kendinden emin bir sesle konuştuğunda Chanyeol kıkırdayıp burnunu senin burnuna değdirdi.

Kehanet [Park Chanyeol OC]Where stories live. Discover now