4. Günışığı 💫

3.4K 293 147
                                    

Suya dalar dalmaz refleks ile nefesini tutmuştun. RiJin ellerini tutup seni kendisine çevirdi. O gayet rahat nefes alıp verebiliyordu.

Bir eliyle sol yanağını okşadı. Bakışları telkin ediciydi. Kafasını sallayıp nefes alman için seni teşvik ettiğinde tuttuğun nefesi bıraktın. Hiç zorlanmadan nefes alabiliyordun!

RiJin sol elinden seni sıkıca tutup çekiştirmeye ve derine doğru yüzmeye başladı. Elinden geldiğince ona ayak uydurmaya çalısıyordun.

Kısa bir süre sonra biraz uzağınızda bir saray belirmişti. Gözlerin şaşkınlıkla açılmıştı. Sular altında bir Krallık mı vardı? Yönünüzü saraya doğru yöneltmiştiniz ki karşınıza bir kadın çıkıvermişti.

Masmavi gözleri tehditkâr bir şekilde size bakıyordu. Ayrıca aynı mavilikte bir kuyruğu vardı. Hafif hareketler ile size doğru yüzmeye başladı ve tam karşınızda durdu.

"Kara insanlarının buraya girmesi yasaktır." Sert ve kesin bir sesle konuştuğunda ürkerek hafifçe geri çekildin. RiJin öne çıkarak senin sol bileğini kaldırdı ve kadının görmesini sağladı. Bileğinin içinde bir parıltı belirip kaybolduğunda kadının mavi gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

"Majestelerine müsaade et." RiJin net bir ses tonu ile konuşmuştu. Kadın mahçup bir şekilde sana bakıp önünde eğildi.

"Üzgünüm majesteleri. Sizi tanımam gerekirdi. Saraya kadar size eşlik etmeme izin verin lüften." Kadın önünüzde yüzmeye başladığında şaşkınlıkla RiJin'e baktın.

"Bu kim? Bana neden majesteleri diyorsunuz? Ayrıca suyun altında nasıl konuşabiliyoruz?!" Stresli bir şekilde peş peşe konuştuğunda RiJin kıkırdadı.

"O bir Su Iyesi° buranın koruyucusudur. Majesteleri dememizin sebebini öğreneceksin. Ayrıca o yosunu boşuna mı yedik biz?" RiJin yine seni kolundan tutup yönlendirdiğinde allak bullak olmuş düşüncelerinle onu takip ettin.

***
Anka Kral Chanyeol gömleğinin düğmelerini iliklerken baş muhafızını dinliyordu.

"Ormanın kalbine yapılan saldırı önlenmiş majesteleri. Bir can kaybı yok." Chanyeol rahat bir nefes alıp muhafızına döndü.

"Ormanlarının bir bir işgal edilmesine karşın Orman ruhu hâlâ çok güçlü. Haber ver de arabayı hazırlasınlar. Orman ruhunu görmeye ve Ateş Perisini nasıl bulacağımı öğrenmeye gidelim." Sehun kafasını sallayıp Krala selam verdi ardından odadan çıktı.

Chanyeol derin bir nefes alarak ateş kırmızısı saçlarını karıştırmıştı. Bu iş iyice canını sıkmaya başlamıştı. Daha bugün tam kalbinden oklanmıştı ve Kahin olmasa ölecekti. Kendisi değil de halkının karşı karşıya kalmış olduğu durum onu kahrediyordu. Onun ülkesindeki her bir varlık parıl parıl parlardı. Her canlı hayat doluydu. Ancak durum eskisi gibi değildi hatta gittikçe daha kötü oluyordu.

Chanyeol gelen işgal ve ölüm haberlerini artık duymak istemiyordu. Halkını bu durumdan kurtarmak için ne yapması gerekiyorsa yapacaktı.

Kehanete boyun eğecek ve Ateş Perisini bulacaktı.

Chanyeol derin bir nefes aldıktan sonra kemerini de bağlayıp odasından çıkmıştı.

"Kahin?" Çıkar çıkmaz karşılaştığı yüzle şaşkınca durakladı.

"Eski dostumu görmeye gittiğinizi duydum. Size eşlik etmemde bir sakınca yoktur umarım?" Siyah pelerinini düzeltip nazik bir sesle konuştuğunda Chanyeol kafasını salladı.

"Elbette bir sakınca yok aksine çok memnun olurum." Birlikte saray koridorunu adımlarlarken Chanyeol merakına yenik düşmüştü. "Kahin, sen bana bir Ateş Perisi bulmam gerektiğini söyledin. Büyük babam bir Ateş Cini bulmuştu. Ikisinin farkı ne?" Kahin KyungSoo yüzüne anlayışlı bir gülümseme yerleştirdi ve Kralına baktı.

Kehanet [Park Chanyeol OC]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora