"Carly, bilemiyorum. Geleceğin ne olacak? Babasız bir çocuk büyütmek kolay değil. Babası kim diye sorduklarında ne diyeceksin? Ah, emin değilim."
İnce parmaklarını kahverengi düz saçlarının arasına daldırıp başını kaşıdı ve sesli bir şekilde bir süredir içinde tuttuğu nefesini ağzından verdi. Bunları ben de düşünüyordum. Ama içimdeki minik bebekten vazgeçmek gibi bir düşüncem asla olamazdı. Aklımdan kürtaj düşüncesi geçince kötü hissedip sağ elimle onu korumak istercesine karnımı tuttum.
Portakal aromalı meyve suyumdan büyükçe bir yudum alıp onu mideme gönderdim ve dilimle dudaklarımın etrafındaki meyve suyu kalıntılarını temizledim. Bunları yaparken meyve sularının aslında pek de sağlıklı olmadığı ile ilgili dinlediğim konuşmalar geliyordu aklıma. Beslenmeme dikkat etmeliydim.
"Ah, Lily! Her zaman en kötüsüne odaklanıyorsun. Aş artık bunu! Hem eğlenceli bile olabilir. Düşünsene, Shawn'ın genlerini almış bir bebek. Bahse girerim dünyanın en güzel bebeği olacak. Bu bile beni şimdiden heyecanlandırıyor."
Benim sakin duruşum onu da sakinleştiriyordu. Az önce çatılı olan kaşları düzleşmiş ve bakışları yumuşamıştı. Şu an neler düşündüğünü anlayamadığım için düşündüğü şeyi merak ederek anlatacaklarını bekledim. Belki de iyi bir çözümü olabilirdi:
"İstersen senin yerine ben Cameron ile konuşurum. O da Shawn ile konuşur. Ne dersin?"
Beni çileden çıkaran fikirleri sinirlerimi bozuyordu. Gözlerimi büyüttüm:
"Peki Lily. Sonra ne olacak? Shawn ile evlenip mutlu bir yuva mı kuracağız? Aman ne güzel bir hayal! Az önce olayların en kötü tarafına odaklanman ile ilgili söylediklerimi geri alıyorum. Bazen o kafanın içinde bir beyin olup olmadığından bile emin olamıyorum."
Derin bir nefes alıp okul bahçesinde Cameron ile oturup kahkahalar atan Shawn'a bakarak sözlerime devam ettim:
"Ben bu bebeği dünyaya getirmek istiyorum. Shawn bana destek değil olsa olsa köstek olur. Hem baksana gençliğinin başlarında. Ona bunu yapamam."
Lily'den bir karşılık gelmeyince gözlerimi Shawn'dan çekip karşımdaki sessizliğe yönelttim. O da dışarıya bakıyordu. Odağındaki kişiyi tahmin etmek zor değildi ve eminim şu an Cameron ile evlenip çocuk yaptığı ile ilgili hayaller kuruyordu. Bir kraker daha alacaktım ki paketin boşaldığını fark ettim.
Mesaneme yapılan baskıdan dolayı lavaboya gitmek için doğrulduğumda Lily hayal alemine kendini oldukça kaptırmıştı. Bu yüzden bir şey demeden lavaboya doğru yürümeye başladım.
"Hey Carly! Beklesene."
Bu kulaklarımı tırmalayan tiz sesin kime ait olduğu hakkında bir saniye bile düşünmeme gerek yoktu. Küçüklüğünden beri sesi hiç değişmeyen ve hep aynı rahatsız edicilikte olan Arya. Suratıma sahte bi gülümseme yerleştirip adımlarımı yavaşlattım ve Arya'nın bana yetişmesini bekledim. Yine soracak tonlarca sorusu olduğundan emindim. Bazen o kadar detaylı sorular soruyordu ki bu kızın ilerideki mesleği kesinlikle dedektiflik olmalı diye düşünmeden edemiyordum.
WhatsApp son görülmen neden 04.30'du? Instagram'da neden şu gönderiyi beğendin? Az önce sana bakan çocuk seni tanıyor gibiydi, aranızda bir şeyler mi oldu?
Ya da fikrimi değiştirdim. Kesinlikle magazinci olmalıydı. Alt sınıflardan kaslı esmer çocuk Mason ile sevgili olduklarını bilmesem bana karşı psikopatça hisler beslediğini düşünebilirdim. Böyle bir şeyin gerçek olmadığını düşününce rahat bir nefes aldım.
"2 hafta önceki partide nereye kayboldun? Lily'nin yanından ayrıldıktan sonra tekrar gelmedin de merak ettim."
Bunu neden bu kadar geç sormuştu, şaşırmıştım açıkçası. Aslında sormak istedikleri bunlar değildi. Tam olarak şunlardı:
Partide sabaha kadar biriyle mi takıldın? Tüm detayları ile bana anlat ve ben de önemli bir şey varsa okulun bloğunda bunu paylaşayım.
Okulda nedenini bilmediğim şekilde bir popülaritem vardı. Yalan söyleme konusunda da yetenekliydim. Bir şeyler uydurup Arya'yı başımdan savacaktım:
"Kendimi iyi hissetmiyordum, Arya. Lavaboyu bulamayınca odaların birine sızmışım."
Aslında bunun yalandan sayılmayacağını düşününce yüzümü buruşturdum. Birlikte lavaboya geçerken Arya'nın eline göre oldukça büyük duran telefondan birilerine benimle ilgili mesaj yazdığından emindim. İşi gücü dedikodu ve menfaat olan bu insanlarla aynı okulda olduğum için içimden lanet ediyordum.
Makyajımızı tazelerken samimiyetsiz dedikodular yapıyorduk. Daha doğrusu Arya yapıyordu.
"Sally'nin partideki o hali neydi öyle? Parti yapmayı bilmiyorsan evinde otur yani, değil mi ama?"
Bu söyledikleri ile bana göndermede bulunduğundan emindim. Liam olayı aradan 3 yıl geçmesine rağmen unutulmamıştı. Arya hala bir şeyler zırvalarken şu an yatağımda uzanmanın hayalini kurmaya başladım. Başım ağrıyordu ve uykuluydum. En yakın zamanda kontrole gitmeliydim. Minik mercimeğimin sağlığını merak ediyordum. Kapının arkasına astığım çantamı aldım ve lavabodan çıktım.
Biyoloji sınıfına girerken kapıda Shawn ile karşılaştık. Bir anlığına göz göze geldiğimizde gözlerini ilk çeken Shawn olmuştu. Kötü hissetmemi engelleyemedim. Arka sıralardan birinde oturan Lily ve Sasha'nın yanına kurulduğumda Shawn ile Cameron da önümüzde oturuyordu.
Sınıfın kapısından Luke'un girdiğini görünce şaşırmadım desem yalan olurdu. Genelde derslere pek girmezdi. Sınıfta başka boş yer olmadığı için Shawn ve Cameron'un yanına oturduğunu anlamam zor olmamıştı. Çünkü Shawn ile konuştuklarına hiç şahit olmamıştım.
Biyoloji öğretmeni Bay Jones'un sınıfa girmesiyle sessizlik oluştu. Katı biriydi ve derslerde yaptığımız en ufak şeyde bile notlarımızdan düşürebilirdi. Üzerinde saç olmayan başını kaşıyıp boynunda asılı olan gözlüğünü kulaklarının üzerine oturttu ve sınıfı süzdü.
"Sınav sonuçlarınız rezalet. Başka yöntemler denemeye karar verdim." derken tahtadaki saçma sapan çizilmiş resimleri ve yazıları siliyordu. İçinden böyle bir okula düştüğü için küfürler ettiğini tahmin edebiliyordum. Ben de aynı düşüncedeydim.
"Grup oluşturup birlikte benim dersime çalışacaksınız. Evet, öndeki sıra arkasındaki ile olacak. İkili sıralar ile gruplarınızı ayarlayın. Umarım notlarınız biraz da olsun düzelir. Grupların listesini hazırlayıp en geç gün sonunda bana verin."
Hemen başımı kaldırıp en ön sıraya baktım. Emilyler ile Codyler, Davidler ile Sarahlar.Shawnlar ile de... biz. Lily farkedince sessizce sevinç çığlıkları attı. Luke da suratındaki arsız gülümseme ile arkasına dönüp mavi gözünü kırparak:
"Aynı grupta olduğum için sevindiğim tek kişi sensin, Carly."
Ah, ne kadar güzel. Daha ne gibi bir terslik olabilir diye tüm ders boyunca düşündüm. Yoksa ben miydim kötüyü düşünüp bana çeken?
Zil çaldığında bay Jones sınıftan çıkarken Arya hızlı adımlar ile bana doğru geliyordu. Yapmacık bir şekilde telaşlı ve nefes nefeseydi:
"Ah, Carly! Tatlım bu nasıl olur?"
Ne saçmaladığı ile ilgili bir tahmin yürütecek havamda değildim. Ben önümdeki biyoloji kitabımı kapatırken onu umursamadığımı fark edince sinirlenmişti.
"Bu yaşta anne mi olacaksın yani? Babası kim?"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
BINABASA MO ANG
•Guess What? ~Shawn Mendes
FanfictionBilin bakalım ne oldu? Hamileyim ve bebeğimin babası okulun çapkın ve yakışıklı öğrencisi Shawn Peter Raul Mendes. Bunu sır olarak saklamayı düşünüyordum. Ama bilirsiniz bu hayatta işler her zaman planladığımız gibi gitmez.
~Two~
Magsimula sa umpisa
