Sinsirella Masalı

Bölüm 14

"İlahi Begüm tabii ki şaka! Baksana, Kuzey'e." Baktım. "Şöyle alıcı gözle bir bak." Oğuz bey, lafınızı balla bölüyorum ama Begüm zaten Kuzey'e alıcı.

"Dublör seçecek olsam bunu mu seçerdim?" Dublör mublör bilmem ama ben koca seçecek olsam kendisini alırdım ki kendimin de söylediği gibi, bu makamda olması için kendisine alıcıyım. Cem abimizin de dediği gibi 'Biz bakıcısı değiliz alıcısıyız kardeşim'ama bu demek değil ki protokol tribününde, tüm gözler onu arıyor ...Protokol tribünü dediğin yer aile kütüğünüz mü Begüm? Çünkü sizin aile, protokollerden bağımsız bir şekilde kütük de ondan şey ettim...

"Her seçiminde, bu kadar başarılı mısındır gerçekten?" Begüm, alnında yanıp sönen bir 'Kuzey Deniz Fan Clup Başkanı'yazısı belirse niyetini daha az belli ederdin. Üzgünüm seni üzdüm ama pişman değilim çünkü ben, senim! Tahminen ne zaman hatalarımızdan pişman olup ders çıkarmaya başlarız?! Bilemiyorum Altan! DavArın'ı da böyle gözüm kapalı överdim de eskiden, kendim onu şey ediyo...

"Bunun cevabını herkesin, kendine arkadaş diye seçtiği kişiye bakarak anlayabilirsin aslında. Mesela beni ele alalım," Begüm söylesene şuna, onu ele almak değil, el oğlu sıfatından kurtarmak istiyoruz ama sonu evlilikle sonuçlanmayacaksa hiç elimizi bulaştırmayalım.

"Arkadaş olarak Oğuz'u seçtiğim düşünülecek olursa ne kadar kötü seçimler yaptığımı anlamak için müneccim olmaya gerek yok." Umarım battı balık yan gider deyip bir yanlış daha yapar da bizi seçer Begüm.İnşallah canım kendim.

Fakat Oğuz'un arkadaş olarak, Kuzey'i tercih ettiğini düşünürsek, başarı seçimlerin aranan yüzünü olduğunu anlamak çok da zor olmaz. Begüm, yani Allah'ın lütfu dublör müymüş?

Her konuşmayı özünden bağımsız bir şekilde evlilikle bağlayan babamın genlerini almadığımı söylemiştim ya sana üstadım? Hah işte, geni bilemem ama iç sesimin sonuç odaklılığı hık demiş babamın burnundan düşmüş...

Kuzey, oturduğu iki kişilik koltuğun arkasına yaslandıktan sonra kolunu koltuğun üst kısmına dayayıp bir ayağını diğer dizinin üzerinde koyup "Bu arada esas oğlan, bünyemize yeni kattığımız şirketin 5 yıllık yatırım planını da revize ediver o zaman. Kullandığımız yazılımın algoritmasının da Türkiye pazarına entegre edilmesi gerekiyor, elin değmişken onu da halledersin sen." Olağanüstü bir rahatlıkla konuşunca kendimi bir kez daha tebrik ettim.

Neden mi? Çünkü insanlara lakap bulmak konusunda adeta bir dünya markasıyım da ondan! Ben bu adama Allah'ın lütfu diyorum ya böyle otururken yüzünde hafif bir gülümsemeyle ve rahat bir tavırla konuşurken bir kez daha emin oldum. Bu adam cidden Allah'ın bir lütfu... Yakışıklı olmak günümüzde çok da zor değil. Birkaç operasyonla halledilir ama karizmatik olmak parayla değil işte!

"Tamam çiçeğim kızma, CEO'luk da senin göbek adın."Begüm, bu Oğuzubillah Allah'ın lütfuna çiçeğim mi diyor yoksa sen yine duş alırken kulağına su mu kaçırdın?

Ecem'in türk komedi sevgisi bana çok güzel şeyler kattı. Mesela, isimlerle yapılabilecek kötü şakalar. Murat isminde tanıdığım olmasın diye dua ediyorum her gün ama üzgünüm Oğuz senin için çok geç kaldık. Sen, maalesef bizim için Oğuzubillahsın artık...

"Kusura bakma Begüm, seni buraya kadar yorduğumuz yetmez gibi bir de Oğuz'a maruz bırakıyoruz." Kuzey'in her sevdiği insanı yerin dibine sokmak gibi bir huyu var galiba üstadım. Neyse ki seni yerin dibine sokmak için çok uğraşmasına gerek yok Begüm, sen hep oradasın.

"Dediğim gibi tüm bunlar işimin bir parçası, fakat ben neden çağırıldığımı hala anlayabilmiş değilim." Yönetim seni çağırıyor dediniz koştum geldim ama beni tartışmanıza hakem olarak çağırdığınızdan şüphelenmeye başladım bitirim ikili. Hakem olmaktan gocunduğumdan değil de ben tarafsız olamam üstadım... Benim tarafım belli. Doğru diyo, cehennemimizi seçtik biz.