1.8 ▪ dear lovely taehyung

2.1K 250 291
                                    

Kalbim kırılmış, binbir parçaya ayrılmıştı.

Ellerim umutsuzlukla titriyor, damarlarımda dolaşan kanın her bir tanesi hayal kırıklığıyla zangırdıyordu.

Taehyung evliydi.

Taehyung, aşık olmuştu.

Siktiğimin 10 yılı onun hayaline tutunuyordum ben, o ise gözlerini dışarıya açmıştı. Kalbini bir başkasına açmıştı.

Taehyung evliydi.

10 yılı aşan yokluğunda, beni unutmuştu.

Dedektif Min, iğneleyici bakışlarını Lucert'e yolladı. Tanışıyorlardı. Sikeyim, tabii ki tanışıyorlardı. Biri Taehyung'un abisi, diğeri ise eşiydi.

Titreyen ellerimi sıkarak durdurmaya çalıştım. İçim yanıyordu. Kalbim, kalbim ise öyle acıyordu ki bunun tarifi yoktu. Hiçbir şekilde tarifi yoktu.

Dolmaya yüztutmuş gözlerimi sıktım. Eğer şimdi ağlarsam, hiç iyi olmazdı. Her şeyden önce Lucert'in benimle dalga geçmesi için eline koz veremezdim.

Ama Lucert bana farklı bakıyordu. Aşağılar veya küçümser gibi değil, bana üzülmüş gibiydi.

Burada acınması gereken tek kişinin kendisi olduğunun farkına varmalıydı.

Dedektif Min, Lucert'in cevap vermemesi üzerine kibirli bir gülümseme takındı yüzüne. Ardından bana döndü. "Sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum Dedektif Jeon." dedi samimiyetle. Bana bakışı saftı. Benim kim olduğumu bilmiyor olmalıydı.

Gülümsemeye çalıştım.

"Ben de, şey, ben de sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum." dedim kendimi dizginleyerek. Pekâlâ, Dedektif Min'in Taehyung ile evli olması kalbimi gerçekten kırmıştı. Ama benim kırgınlığım tamamen Taehyung içindi. Dedektif Min'in hiçbir şeyden haberi olmaması ihtimali vardı. Ve, sikeyim Dedektif Min gerçekten havalıydı. Süt gibi beyaz tenine tezat giydiği siyah paltosu, simsiyah saçları ve etrafı tarayan keskin bakışları vardı.

"Birbirimizi tanımak amaçlı, benimle kahve içmek ister miydiniz?" diye sordu kaşlarını kaldırarak. Karakol çok yoğundu ama henüz hiç mola vermemiştim. Lucert, Dedektif Min'e öyle kötü bakıyordu ki birazdan gözlerinden ışınlar çıkabilirdi.

"Evet, elbette. Çok isterim."

▪▪▪

"Ne alırdınız?" Garson'un sorusuyla bakışlarımı ayakkabılarımdan çekip masanın renkli örtüsüne çevirdim. Dedektif Min sabahtan beri rahatsız edici biçimde beni inceliyordu.

Belki de kim olduğumu biliyordu.

"Şey," dedim alelacele menüyü inceleyerek. "Sıcak çikolata alayım, lütfen."

Dedektif Min menüyü elimden çekti. "Olur mu öyle şey?" dedi çarpık bir gülümseme eşliğinde. "İki filtre kahve lütfen." İğneleyici bakışları şaşkınlıkla açılan gözlerimi buldu. "Şekersiz."

Garson siparişimizi not edip gittiğinde, Dedektif Min bacak bacak üstüne attı ve sandalyesine yerleşerek beni incelemeye devam etti. Cidden rahatsız ediciydi.

"Hakkımda ne öğrenmek istersiniz, Dedektif Min?" dedim rahatsızlıkla kıpırdanarak. Dudaklarının kenarı kibirle kıvrıldı ve çekik gözleri kısıldı.

"Yoongi diye hitap et, lütfen." Dili, alt dudağı üstünde dolandı. "Senin hakkında bir şey öğrenmeme gerek yok, Jeon. Buraya senin beni tanıman için geldik." Anlamsız bakışlarım gözleri üzerinde dolaştığında irislerinin etrafında dans eden renkli hareleri koyulaştı.

ice cream | taekookWhere stories live. Discover now