"Bir an önce çıkalım."diye seslendim formantodan çantamı alırken.

Harry yayıldığı koltuktan kalkıp yanıma gelirken söylendi.

"Ne acelen var tanrı aşkına"

"Bu gece için hazırlanmam gereken bir parti var."dediğimde merakla bana döndü.

"Umarım davetliyimdir."dediğinde gülerek kafamı iki yana salladım.

Harry benim aksime eğleniyor gibi durmuyordu.

Arabaya bindiğimizde bana nereye gideceğimizi sordu. Ona yolu tarif ettikten sonra şarkı açmak için uzandım.

Harry'nin müzik zevkini ilk günden beri çok sevmiştim. Playlistinde küçük bir tür attıktan sonra birini seçtim.

Elsa and Emilie// ocean

Mağazalardan birine girdikten on-on beş dakika sonra ne alacağımı bulmuştum bile.

Hiçbir zaman alışveriş için saatlerini veren insanlardan olmamıştım. Bir saatin sonunda sıkıntıdan ölmek üzere koşturarak eve giderdim.

Elimdeki siyah elbiseyi sallayarak koşar adımlarla Harry'nin yanına giderken dünyanın en mutlu insanı gibi göründüğüme emindim.

Harry gülerek elbiseyi incelerken mırıldandı.

"Bu kadar hızlı olamaz."

"Bence bu gayet güzel."dediğimde Harry iki elini havaya kaldırarak konuştu.

"Kendimi saatler süren bir alışveriş marotonu için hazırlıyordum."dediğinde kıkırdadım.

"Harry Styles'ı o vaziyette düşünemedim."diye dalga geçtim.

"Gidip dene."dediğinde onu onayladım ve kabinlerden birine girdim.

Üstümdekilerden kurtulup yeni elbisemi üzerime geçirdiğimde aynadaki görüntüm beni tatmin etmişti.

Kendimi incelerken kabinden içeri giren Harry dikkatimi ona vermemi sağladı.

Belimden sararak beni kendine çektiğinde elleri bacaklarımda bir gezintiye çoktan çıkmıştı bile.

Ellerimi elleri üzerine koyup onu durdururken mırıldandım.

"Burası hiç de tarzım değil."

Harry boyuma küçük bir öpücük kondurup itiraz etti.

"Benim gibi bir adamı bu hale getirdiğin için utanmalısın."dediğinde gülümsemem genişledi.

"Tanrım, bütün geceyi seninle geçirmek istiyorum."dedi bedenini biraz daha bastırırken. "Her saniyesini."

Ondan hafifçe uzaklaşırken ikaz edici bir sesle uyardım.

"Hayır Harry. Gelemezsin."

Harry nefes verirken kaşlarını kaldırdı

"Ama sen gelebilirsin."

Dudağına küçük bir öpücük kondurduğumda zaten orda olan elleriyle kalçamı sıktı.

Yanaklarımın kızarmış olmaması için dua ederken onu reddettim.

"Başka bir zaman."

Harry'i zorla kabinden çıkardıktan sonra dakikalar içinde kendi giysilerimi üzerime geçirdim.

Onun kontrolden çıkması demek benim de çıkmam anlamına geliyordu ve bunun için henüz erkendi.

Arabaya bindiğimizde Harry nihayet sormak için saatlerdir kıvrandığı soruyu sormuştu.

"Kimin partisi?"

"Destiny. O ve işsiz bıraktığın diğer arkadaşlarının."diye açıkladım. "Gelemezsin dememin nedeni buydu."

Harry anlayışla kafasını sallarken gözlerini yoldan ayırmadı.

"Gidip hazırlanmam lazım."dedim benimle birlikte eve gelmemesini umarak.

Harry kol saatine bakarken şaşkınca sordu.

"Biraz erken değil mi?"

"Bilirsin, ağda falan yapmam lazım."

Harry omuz silkti.

"Yardım edebilirim."

Ona tuhaf bakışlarını sunarken kısa süreliğine bakışlarını yoldan ayırıp bana döndü.

"Hadi ama zaten bütün gece yanımda olamayacaksın."

Hafifçe gülerek kafamı salladım .

Onun bu fazla sevgi dolu hallerine alışkın değildim ve kısa sürme ihtimaline karşı boş geçirmek istemiyordum.

"Pekala."diye mırıldandım camdan dışarıyı izlerken.

Afterlife // hsWhere stories live. Discover now