8 ♣

1.9K 117 78
                                    

Selaam, uzun bir araydı, ha? 18K'yı geçmişiz! Müthişsiniz. Umarım özlemişsinizdir ve ilgi azalmamıştır. Bu bölümde yorum ve oylarınızı görmeyi deli gibi istiyorum! Multimediada yeni karakterimiz var; Mina. İthaf: @sifremiunuttum. Bölüm şarkısı: Birdy-Wings

İyi okumalar.

 ♣

Sınavlarım bitmişti; üstümden koca bir yükün kalktığını hissediyordum. Sırma’yla alışverişe çıkmaya karar vermiştik ancak ben dondurucu soğuğun etkisiyle evde pineklemeyi tercih etmiştim. Gelmeyeceğimi belirten bir mesaj attığımda, bana tek bir mesaj atıp ne kadar kızgın olduğunu belirtmişti. Ancak tribini takacak durumda değildim. Aklımda dolanan sorular beni yiyip bitiriyordu. Hala, Akın’la iletişime geçmemiştim. Geçmem gerekiyor muydu, onu da bilmiyordum. Akın’da beni ona çeken bir şeyler vardı; hissediyordum. Ancak bunu ne olarak adlandıracağıma henüz karar vermemiştim. Sırma bu anlamsız hislerimi ‘ilk görüşte aşk’ olarak adlandırıyordu ve ben, kesinlikle ona katılmıyordum. Daha aşk denen duyguyu tatmamışken bir de bunun ilk görüşlü versiyonunu mu yaşıyordum? Hahahah, güleyim bari.

İlk görüşte aşka pek inandığım söylenemezdi. Aşkı çok yoğun bir duygu seli olarak düşünmüştüm. Hissettiğim şey öyle çok da yoğun değildi. Belki de, dış görüşünden etkilenmiştim? Olabilirdi. Sonuçta hiç tanımadığım birinin iç güzelliğine vurulamazdım ya? Elbette ki, dış görünüşünden etkilenmiştim. Sonunda itiraf edebildin diye bağırdı iç sesim kuytu köşelerde. Sonunda!

Tamam, Yağız vardı. Çok tatlıydı şekerdi; yakışıklıydı da üstelik. Ancak son zamanlarda sıkıldığımı fark etmiştim. Belki de bu, Akın’ı düşündüğüm yüzündendi bilemiyordum. Bildiğim tek şey; artık beraber herhangi bir aktivitede bulunmak istemememdi. Dün mesaj atmasına rağmen hala ona cevap vermemiştim. Sanırım bu bana göre über sıkılmaydı. Olmazsa olmaz Kamelya kurallarından bir tanesi: ‘’Mesaj atan kişi senin için önemliyse ve anında trip atma gibi bir özelliği varsa; tuvalette de olsan cevapla.’’ maddesiydi. Biraz uzundu, ancak ben bu kuralı baştan benimsemiştim zaten. Sırma sağ olsun, öyle bir trip atıyordu ki; sanırsın elinden ıslak mendilini almışsın. Evet, ıslak mendiliyle her gün sıramızın üzerini temizliyordu. Aslında bu her yer için geçerliydi, toplu dokunulan yelere dokunamama gibi bir özelliği vardı.

Sırma’ya mesaj atmaya karar verip hemen yanımda duran telefonumu elime aldım.

Gönderilen: Kod Adı Deli

‘’Kız zilli. Geliyorum yeter, mesaj atma artık!’’

Gelmeyeceğim mesajından sonra bir kez mesaj atmış yaklaşık yarım saat bir aradan sonra tekrar mesaj atmaya başlamıştı. Yarı yolda bırakılmaktan nefret ediyordu. Mesaj sesiyle ekran kilidini açtım ve mesajını okudum.

Gönderen: Kod Adı Deli

‘’İş işten geçti bile. Benimle gelecek başka birini buldum.’’

Kaşlarımı olabildiğince çatıp telefona en korkunç bakışlarımı gönderirken kimle gittiğini düşünüyordum. En fazla annesi olabilirdi, ha?

Parmaklarım ekranda gezinirken en sinirli halimle ‘’Kimmiş o?’’ yazdım ve gönderdim. Sırma’yı başka biriyle alışveriş yaparken düşünemiyordum. O hep benimle ya da annesiyle alışverişe çıkardı. Tek çıkmayı kesinlikle sevmezdi, yanında illa ki birisi olacak ondan fikir alması gerekecekti. Bildirim sesi gelince attığı mesajı hemen okudum.

‘’Beni kesinlikle yarı yolda bırakmayacak biri.’’ ’Sinir katsayım adeta bir kedi gibi yukarı tırmanırken en hızlı mesajımı bugün yazdım herhalde, diye düşündüm.

Aşkın Unutulan KısmıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin