Medhat'in bu sözleri karşısında sadece Taylor değil Bay Troy da tırstı.Taylor sakin ve yapmacık bir masumlukla Medhat'e ''Üzgünüm Bay Abozeid.Bir daha böyle bir şeyin olmayacağına sizi temin ederim.'' Medhat usulca başını salladı elini bana uzatıp o şeytani gülüşünü yüzüne takındı ''İyi geceler Baylar.'' Medhat'in elini sıkıca tutup ikisine de hiçbir şey demeden odadan çıkıp asansöre bindim.

Arabanın önüne gelince Medhat anahtarı bana fırlattı ''Tatlım stres atman için buna ihtiyacn var.'' Gülümseyerek yan koltuğa oturdu ve bende sinirle şoför koltuğuna kuruldum.Arabayı deli gibi sürerken bir yandan da söyleniyordum.Eve gelene kadar hiç susmadan buna devam ettim.Medhat'e beni susturmak için bir şey yapmadı zaten.Sakindi.

...

Dudağımın köşesine konulan minicik öpücükle uyandım.Karşımda keyifli gülümsemesiyle Medhat Abozeid duruyordu.Bana iyice sokuldu ''Üzgünüm tatlım dudağının kenarında çikolata kalmıştı.'' Kıkırdadım ''Saat kaç?'' Beni kucağına alırken konuştu ''Sabah 5'e geliyor sanırım.'' Ellerimi boynuna sardım ve beni odaya çıkarmasına hazırlandım.Yatağa yatınca yorganın içine girip söylendim ''Tanrım çok uykum var yarın o lanet şirkete gitmek o lanet herifi görmek istemiyorum.'' Medhat arkamdan bana sarıldı.Yüzünü boynuma gömerken ''O herifi yok edebilirim tatlım.'' Huysuz bir şekilde ''Bunu biliyorum.Bunu hak ediyor ama ben vicdanlı biriyim bu yüzden olmaz.'' Boynuma öpücük kondurdu ''Evlen artık benimle lütfen Zehra.'' Gözlerimi sımsıkı kapadım.''Medhat lütfen.'' Bana sıkıca sarıldı ''Pekala uyu hadi.''

İşe gittiğimde dünden kalma huzursuzluk tüm bedenimin kas katı kesilmesine neden oluyordu.Bay Hamilton kardeşi adına benden öğlene kadar her fırsatta özür diledi.Böyle yapması beni bunaltıyordu.Bu kadarı fazlaydı sanırım Medhat'ten korktuğu için böyle yapıyordu.Öğlene kadar iki kez o salak herifi gördüm.İlk önce kahve makinasının önünde daha sonra toplantı odasından çıkarken.Bu iki karşılaşmamaızda da bana sanki hiçbir şey olmamış gibi aptal aptal sırıtyordu.

Kahve makinasının önünde beni görür görmez ''Ah Zehra! Nasıl gidiyor?'' Ona ters ters bakarken ''Nasıl gidebilirse öyle gidiyor Taylor.'' Dudaklarını büzüp küçük bir çocuk gibi ''Tanrım ne kadar aptalım.Dün ki olay için gerçekten çok üzgünüm.'' Derin bir nefes aldım ''Bu konu dünde kaldı lütfen daha fazla üzerinde durmamıza bile değmez.'' 32 diş sırıttı ''Öyleyse sevindim.Çünkü sonuçta aynı ortamda çalışıyoruz yani ilk günlerden seninle sıkıntı yaşamak istemem sonuçta profesyonel olmak önemli.'' Gözlerimi çevirdim ''Ah tabi haklısın o yüzden barış.'' cümle bitirirken sol parmaklarımla barış işareti yaptım. Ona aynı şekilde barış işareti yaptı ve kocaman sırıttı ''Sorun yok o zaman ha?'' Başımla onaylayıp yapmacık bir gülümseme takındım ''Evet yok.Şimdi izin verirsen kendime ve Bay Hamilton'a kahve almalıyım.'' Kahkaha attı ''Yalnız bende Bay Hamilton oluyorum.'' Sinirden tüm hücrelerim birbirleriyle savaş verirken ona dik dik baktım sonra kahveleri alırken ''Senin ağabeyin olan Bay Hamilton.Yani bu şirkette senden daha fazla hissesi ve söz sahibi olan Bay Hamilton.'' Kahveler elimdeyken tek topuğumun üzerinde dönüp onun ne diyeceğini bile dinlemeden uzun koridorda yürümeye başladım.

İkinci karşılaşmamızda ise ben toplantı odasından Bay Hamilton'un ajandasını almış çıkarken o da girmek üzereydi.Beni görünce bir şey diyecek gibi oldu fakat ondan kaçmaya çalıştığımı sezdiğinden sanırım sadece aptalca sırıtıp göz kırptı.Piç kurusu.

Öğle yemeği için şirketten çıkmak üzere asansörde Medhat'le konuşuyordum ''Hayır tatlım sorun yok günüm gayet güzel geçti.'' Medhat normal konuşuyodu ama sanki biraz meşgul gibiydi ''Senin adına sevindim tatlım.''  O sırada sanırım odasına biri girdi ve onunla işle ilgili bir iki cümle konuştu.Bana döndüğünde ''Üzgünüm tatlım.'' Cevapladım ''Sorun değil.Öğlen beraber yeriz diye düşünmüştüm.Gelebilecek misin Medhat?'' Sıkıntıyla cevap vedi ''Sanmıyorum.Sen keyfine bak yoğunum.'' Derin bir nefes aldım ''Pekala.Ben yemeğe çıkıyorum.'' Keskin bir tonla cevap verdi ''Seni seviyorum Zehra.'' Gülümsedim ''Seni seviyorum Bay Abozeid.''

Yemek için şirketin yakınındaki Blue adlı restorana girdim.Tek başıma oturur oturmaz sezar salata sipariş edip telefonumu elime alıp maillerime bakmaya başladım.Alışveriş siteleri, birkaç eski arkadaş, yine alışveriş siteleri ve yine ve yine...

''Zehra!Bu ne büyük tesadüf.Yalnızsın sanırım.'' Kafamı kaldırdığım da yine o aptal sırışla karşımda dikilmiş Taylor'a baktım.Ben cevap vermeden karşıma oturdu ve ''Hadi ama hemen sinirlenme.Bak sende yalnızsın bende.'' Sert olmamaya özen göstererek ''Aslında Medhat gelecekti Taylor.'' YALAN! Medhat falan gelemeyecek ama ben şirkette görmemek için sürekli kaçtığım bu adamla öğlen yemeği yemek falan istemiyorum.Bana hınzırca güldü ''Medhat'in gelmeyeceğini biliyorum.'' Aniden çıkan cılız sesimle ''Ne?'' Menüye bakarken umursamaz bir şekilde cevap verdi ''Telefonla konuşurken duydum.'' Ellerimi hava kaldırıp sonra oflayıp arkama yaslandım ''Tanrım!Taylor bu çok ayıp!'' Garsona gelmesini işaret etti ve garson gelene kadar alay edermişcesine bana bakarak ''Söni sövüyorum Böy Aöbozeid.'' ve kahkahayı patlattı.Gözlerim faltaşı gibi açıldı.Sinirden eminim şu an yüzüm kıpkırmızıydı.Garsona şiparişini verdikten sonra ona hiddetle döndüm. ''Taylor benim özel hayatım seni ilgilendirmez bu çok ayıp ayrıca iğrenç bir taklitçisin.'' Taylor'ın keyfi yerindeydi ''Üzgünüm ama asansörde bir köşeye sıkışıp seni dinlemek bana gayet cazip geldi ki senin benden sürekli kaçtığın göz önünde bulundurulursa.'' Kaşlarımı çattım ''Senden kaçtığım falan yok benim.'' Tek kaşını kaldırdı.Pes ederken cevap verdim ''Tamam kaçıyordum çünkü...'' Sözümü kesti ve kendinden emin bir şekilde ''Çünkü dün gece ki yaptığım şey affedilir gibi değildi,ben zengin züppenin tekiyim, şımarığım ve çok da yakışıklıyım ha bir de piçim.Haklısın.'' Durdum hiçbir şey diyemedim.O devam etti ''Fakat senden özür de diledim ve biz barış imzladık öyle değil mi? Tekrar barış?'' Bana yavru köprek gibi bakıp sol elini barış işareti yaptı.Gözlerimi çevirdim ve sonra gülümsemeden edemedim.Başımla onaylayarak sol elimle barış işareti yaptım ''Tekrar barış...'' 

Buldum SeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin