BÖRTEÇİN VE ASENA (3)

Start from the beginning
                                    

Haber verin Börteçin'e, Asena'sı yaşıyor!

Gülüşü Semiha'nın sinirlerini bozarken kendini durduramadı ve Dolunay'ın yüzüne ard arda tokatlar atmaya başladı. Bir göz kapağı yediği yumruk yüzünden şişmişken bacağındaki silahı düşünüyordu. Bir an önce buradan çıkmalıydı. Ne olursa olsun buradan çıkacaktı.

Adi kadın durduğunda Dolunay ağzında biriken kanı Semiha'ya doğru tükürdü ve başını güçlükle dik tutarken konuştu.

"Hepsi bu kadar mı? Bu kadar mı lan?"

Gülümsedi, kan parıldıyordu. Tekrar tükürdü, bu kez yere. Ayakları çıplaktı, arbedede topuklu ayakkabıları çıkarmıştı. 

"Benim sana yapacaklarımın yanına bu hiçbir şey!"

Semiha yumruklarını sıktı, Dolunay'a doğru atılırken Dolunay kaşını kaldırdı ve tekrar konuştu. 

"Ellerimi kelepçeleyip mi benimle dövüşeceksin? Kendini böyle mi tatmin edersin?"

Semiha ona öfkeyle bakarken tekrar konuştu.

"Hadi durma, yap! Vur! Ucuzsun kızım sen, ucuz!"

Bu sırada yanlarında kimseler yoktu, Dolunay dışarıda da onu neyin beklediğini bilmiyordu fakat Semiha o kadar öfkeliydi ki... Tahrik edilecek kıvamdaydı. Tek elle onu alt edip edemeyeceğini düşünüyordu. Sol baş parmağına yapacaklarından sonra... Yüzünü buruşturdu, buna ihtiyacı olmaz sanmıştı. 

Her şeyi gerçekleşmeden beş altı saniye önce durumu idrak etmişti. Alana doğru hızla koşarken aklından geçen tek şey o bombanın üstüne atlamaktı. Hasarı en aza indirgemek, çocukların canını korumaktı. 

Berk'in mesajından şüphelenmişti çünkü yarım saat önce Berk ona ulaşmıştı. Gayet sıradan bir konudan konuşmuşlardı, kaldı ki Berk istihbarattandı. Öğrenmesi gerekeni yalnızca kendi öğrenir, araya abisini bile sokmazdı. Ucuz bir oyundu, ucuz ve salakça. Poyraz'ın mekandan çıkmasını istemişti Semiha. Onun acı çekmesini bekliyordu, onu defalarca yaralamak için Dolunay'ı canlı istemişti.

Ama bilmesi gereken bir şey var, Türk İstihbaratı çoktan izine rastlamıştı. Poyraz'ın ele geçirdiği anahtarın kilidi Semiha'daydı. Bu yüzden onu izlemeye başladı, onun tüm hamlelerini dikkatle incelerken araya Amerika girdi, bir şekilde Semiha'yı silikleştirdiklerinde Türk İstihbaratı harekete geçme kararı aldı. 

Semiha'yı her yerde aramaya koyuldular, bunun yanı sıra durumdan Poyraz'ı haberdar etmek mantıksızdı. Devreye Sami girdi, bu iş için birçok kişi görevlendirdi ve Semiha iz bıraksın diye Poyraz'ın canından bile çok sevdiği Dolunay'ı ortaya sürdüler. 

Dolunay patlamadan bir hafta kadar önce hayatında bir kez bile görmediği istihbarat şefini gördü, planın bir kısmını öğrendi ve hemen harekete geçti. Bunun yanı sıra Semiha'nın yeninden ortaya çıkması canını sıkmaya başladı. Gece gündüz Semiha ve Poyraz'ı düşünürken ara ara Semiha konusunda Poyraz'ı yokladı. Onu sorguladı. En son elbise aldıkları gün Semiha'dan bahsettiler ve Dolunay emin oldu.

Poyraz Semiha'yı çoktan unutmuştu.

Bu durum dahil her şeyi İstihbarat Şefine bildirdi. Sonuç olarak ortalıkta yemmiş gibi dolanmaya başladı ve maalesef net istihbarat alamadıkları için patlamayı önleyemediler.

Önemli bir şeyler vardı, Dolunay'ın yaşadığını kimse bilmiyordu ve Dolunay henüz görevini tamamlamamıştı.

Gülmeye devam etti, gözünü zorla açık tutarken sol baş parmağını yerinden çıkartmaya uğraşıyor ve acısıyla mücadele ediyordu. 

BORDO HAREKATWhere stories live. Discover now