4. Bölüm

7.4K 743 181
                                    

Mina bale kıyafetleri içinde gerçek hayattaki balerin prensesler gibi görünüyordu, muhteşemdi.

Açık pembe bir leotard* ile baleye uygun beyaz opak bir tayt giyiyordu ve bir çift bale ayakkabısı da vardı. Oturma odasında zıplayarak ayakları üzerinde bir hareketi yapmaya çalışıyordu. Temposunu arttırmaktan memnundu, aynaya her bakışında cıvıldıyordu. Birlikte el ele dans akademisine yürürken neşeli bir ruh halindeydi.

Jungkook özellikle bugün için izin almıştı böylece Mina'yı tek başına oraya bırakabilirdi, sınıfların çalışma şekline ve Mina'yı almanın yanı sıra nereye bırakacağına da alışmak istiyordu, belki de Mina'nın yeni öğretmenini bir kez daha görmeyi ümit ediyordu.

"Benim öğretmenim Jimin mi olacak?" diye sordu Mina, Jungkook elini sıkıca tutarken bile mutlulukla zıplamaya devam ediyordu.

"Sanırım öyle, bebeğim."

"Yaşasın! Saçımı yine örecek mi peki?"

"Derslerden vakit bulabileceğini sanmıyorum. Bunu yapması için onu rahatsız etmek yok, tamam mı?" diye uyardı kızını.

Bu surat asmasına sebep oldu, şikayet veya itiraz etmiyordu, akademiye ulaşana kadar oflayıp pufladı. Akşama doğru geldikleri günün aksine boş değil, binanın aralarında süzülen, her yaştan erkek ve kız çocuklarının enerjisiyle doluydu.

Şimdi neredeyse her şey daha korkunç bir hal almıştı, Mina'yı bu kadar insanın içinde bırakıp gitmek istemiyordu. Babalık içgüdüleri devreye girdi, kalabalığın arasında ilerlerken kızını yakınına doğru çekti.

Bir adam onlara doğru yürüyordu, Jungkook ve Mina'yı tanıyor gibiydi. Gülümsemesi genişti, sıcaklığını yansıtıyordu, gözleri ise davetkardı. Hiç şüphesiz buradaki başka bir dansçıydı, ince yapılı, Jungkook kendisini içgüdüsel olarak ona doğru yürürken buldu.

"Merhaba," Hoş bir gülümseme ile selam verdi, Mina utangaç bir şekilde sallanarak Jungkook'un bacağına sarıldı. "Hangi ders için buradasınız?"

"Park Jimin'in bale dersi için. Adı Mina."

Adamın yüzündeki gülümseme daha da genişledi, Jungkook'un özelliklerine aşina olan, bilmiş bir sırıtış takındı. Katılımı işaretlemek için tuttuğu kalemi ve kağıdı indirip tekrar el salladı. Bu sefer Mina da ona el sallamak için cesaretini topladı.

"Ben Jung Hoseok, akademideki dansçılardan biriyim." diye kendini tanıttı Hoseok. "Jimin'in yakın bir arkadaşı ve meslektaşıyım. Gelin, size eşlik edeyim. Derse daha yeni başladılar."

Jungkook, Jung Hoseok'u duymuştu, akademinin sitesinde onun hakkında yazılanları da okumuştu. Şehir ve ülke genelinde tanınan, dansları sayesinde ödüller alan etkileyici bir adamdı. Keskin ve güçlü bir stil için hip hop konusunda uzmanlaşmıştı. Mina mutlu bir şekilde stüdyodan içeri girdi.

Jimin esner ve bacaklarını bariyere doğru uzatırken kızlar da minderde oturarak ısınma hareketleri yapıyordu.

Jungkook'un gözleri Jimin'e iliştiğinde ve ders için giydiği kıyafetleri incelemeye başladığında neredeyse kendi tükürüğünde boğuluyordu. O da kızlarla uyumlu bir şekilde açık pembe bir leotard giymişti. Onun ince, henüz kaslanmış ve tonlu vücut hatları taytı ile birlikte olağanüstü görünüyordu.

Jungkook aşikar bir şekilde, ağzı sonuna kadar açık, ona bakıyor olduğunu bilse de doğal olarak açığa çıkan tepkisine engel olamıyordu.

Jimin omzunun üzerinden yeni gelenlere baktı, Jungkook ve Mina'yı fark edince düz, etkileyici ifadesi eriyerek küçük bir gülümsemeye dönüştü. Bacağını indirip onlara doğru ilerledi.

Moves Like Magic  • JikookWhere stories live. Discover now