《31》

9K 505 11
                                    

"Bu kadar hızlı olacağını düşünmüyordum, Aras."

Gezi için geldiğimiz kafede iş birliği teklifine olumlu bakmamdan destek alarak masama izin istemeden oturan Aras'a bakıp sırıtarak konuştuğumda Aras da sırıttı.

"Hız benim göbek adım, Mevsim."

"İddialısın?"

Kaşlarımı kaldırıp sorduğum soruya başını salladı ve çoğu kızın aklını başından alacak bir çapkınlıkla göz kırptı.

"İddialıyım."

Neredeyse herkesin bizi izlediği kafede bakışlarımı gezdirdikten sonra herkesin bizi izlediğini ilk birkaç saniyede fark etmeme rağmen umursamayıp kuruyan dudaklarımı yaladım.

"Ne yapıyoruz?"

Aras'a bakmadan konuştuğumda okuldaki neredeyse herkesin korktuğunu görebiliyordum. Okulun en güçlü iki kişisi aynı masada oturuyordu ve durumlarına bakılırsa gayet iyi geçiniyordu ikisi de.

Aras'ın sırıttığını görmekten çok hissettim ama anlam veremediğim bir biçimde ona dönüp sırıtışını izleme isteği oluşmuştu içimde. Yutkunup bu düşünceyi beynimden uzaklaştırmaya çalıştım.

"Bunu sen düşünürsün diye düşünmüştüm."

"Niye? Sen beynini ağırlık yapıyor diye evde mi bıraktın?"

Ona laf soktuğumda sırıtmasını sildi ve "Her neyse." diye mırıldandıktan sonra kafeyi taradı biraz önce benim yaptığım gibi. Dudaklarımı yalayıp gözlerimi kıstım aklıma gelen parlak fikirle.

"Yangın alarmını harekete geçirip herkesi keyfinden etsek ne olur?"

Sessizce konuştuğumda Aras'ın kahverengi gözleri hızla bana döndü. Kararlı olduğumu gördüğünde kaşlarını kaldırdı.

"Bu çok kolay olur." dediğinde elimi boşver dercesine sallayıp konuştum.

"Bir kere de kolay olsun. Bir şey olmaz."

Gözlerini kısıp emin olmak istercesine vücudumu süzdükten sonra ayağa kalkmasıyla ben de ayağa kalktım.

"Nerede bu alarm?" dediğinde sırıttım. Fikirlerimin parlak olduğunu biliyordum.

Keskin bakışlarımı kafede gezdirip duvarlarda bir alarm ararken kafenin içinde kalın bir erkek sesinin yankılanmasıyla başımı herkesin döndüğü yöne çevirdim. Kafenin güvenlik görevlilerinden biri küçük bir çocuğu çekiştirip dışarı çıkarmaya çalışıyordu.

Kaşlarım hızlıca çatılırken o yöne ilerleyen Aras'tan daha hızlı davranıp çocuğa sert davrandığını anladığım güvenlik görevlisinin yanına ilerledim büyük adımlarla.

"Ne yapıyorsun sen?"

Normal tonunu oldukça aşan sesim güvenliğin irkilmesine yol açarken tahminimce beş yaşlarındaki çocuk ağlamayı kesmişti onu kurtaracağım umuduyla. Bizim okuldan herkes beni izlerken güvenliğe daha fazla bağırıp çocuğu korkutmamak için dişlerimi sıktım ama bu, pek işe yaramamıştı.

"Çocuğa sert davranmaya utanmıyor musun sen?"

"Ama efendim..."

"Ne efendim, ne! Bana bak, eğer bir daha bir çocuğa böyle davrandığını görürsem hiçbir şeyi umursamaz seni işinden attırırım. Duydun mu beni!"

Biraz önce esip gürleyen güvenlik ellerini önünde bağlayıp başını önüne eğdiğinde derin bir nefes alıp beni korkulu gözlerle izleyen çocuğa baktım ve yere çömeldim sinirimi belli etmemeye çalışarak.

İyi Kötü | TextingDove le storie prendono vita. Scoprilo ora