1.5

267 45 20
                                    

"Anne,gerçekten istemiyorum. " dedim vücudumu geriye çekerken. Annem ellerini yüzüme koydu ve gülümsedi. "Böylesi daha iyi olacak. Söz veriyorum."

Kafamı iki yana salladım. Ya o da dalga geçerse? Belli etmese de içten içe gülerse! Ya beni anlamazsa! Ya bırakıp giderse!

"Sakin ol tatlım." dedi annem saçımı ovarken. Annemin ellerini ittim ve kendimi daha çok geriye çektim. "Dokunma bana." 

Annem alınmış gözlerle bana baktı. "Bak. Ben senin annenim. Seni yarı yolda asla bırakmam. İçerdeki doktorda öyle. Hadi kızım. Bir kere olsun dene."

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Başımı iki yana sallayıp duruyordum. Annem yanıma yaklaştı ve nefes aldı. "Kardeşin için yap."

Durdum. Başımı kaldırdım ve anneme baktım. Sol gözümden akan yaşı hızla sildim ve ayağa kalktım. "Çok büyük konuştun." diye mırıldandım ve doktorun olduğu odaya bir cesaret hızla girdim.

Yüzünde koca bir gülümseme vardı. Ben gelince ayağa kalktı ve karşısındaki koltuğu gösterdi.

Burası benim evimdi!

Koltuğa yavaşça oturdum ve yeri izlemeye başladım.

"Merhaba tatlım nasılsın?" dediğini duymazdan gelmeye çalışarak yere bakınmayı devam ettim. "Tatlım? Beni duyuyor musun?" Aman tanrım! Bu kadın tatlım demeyi hemen kesmeliydi!

Muz...

Başımı iki yana salladım. Doktorun derin nefesi kulaklarımı doldurdu. "Peki,sana tek bir soru soracağım." sonra bir kalem sesi duyuldu. "Lütfen bari ona cevap ver." başımı iki yana salladım. "Sakin ol. Bu soru seninle alakalı değil." başımı kaldırıp ona baktım. 

Yemek...

Gazete...

"Kız kardeşin-"

Ellerimi kulaklarımın etrafına doladım ve bağırmaya başladım. 

"Kız kardeşim sütü her zaman muzlu içer,Ben muzdan nefret ederim.Annem her zaman aynı yemekleri yapar. Aynı yemekleri yemekten nefret ederim. Babam her zaman gazete bulmacaları çözer ama yapamaz. O gittikten sonra o bulmacaları çözmekten de nefret ederim. Annem ve kız kardeşim hep arkadaş edinmemi söylerler. Arkadaşlardan da nefret ederim!"

Aklımın içinde yankılanan kendi sesimi,kulaklarımda hissedince ellerimi çektim ve doktora buğulu gözlerle baktım. Şok içinde bana bakıyordu. Ellerimi dudaklarımı götürdüm ve ayağa kalktım. "Gitmeliyim,üzgünüm..." sonra arkamı döndüm ve ağzımdan bir hıçkırık çıktı. "Aman tanrım!" ağzımı kapattım ve gözyaşlarımla beraber odadan koşarak çıktım.

Ben tam bir,umutsuz vakaydım.


**

Çok dalga geçtiniz kızçem ile,ama onun her bir sözünün arkasında bir anlam vardı. ❤

Şimdi size bir soru soracağım. Aklımda birkaç fikir var.

Bu hikâyeyi 20. Bölümde final yapmayı ve ikinci bir kitaba geçiş yapmayı düşünüyorum. Bu da, daha fazla luka ve luna demektir. Ne dersiniz?

talk with me like i've never talking with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin