-19- Çaresiz

732 52 10
                                    

"ECE?"

Ne yani? Baran ile Ece tanışıyormuydu? Kavanoz dipli dünya dedikleri bu olmalı. Ya da Baran'ın çevresi çok geniş.

Ece ağlamaklıydı. Baran'a baktığımda çok sinirli gözüküyordu. Yumruğunu sıkmış bir Yiğit'e bir Ece'ye bakıyordu. Ece ise sarı saçlarını kulağının arkasına aldı ve iki adım geri gitti. Nutku tutulmuş bir şekilde Baran'a bakarken son gücüyle konuştu "lütfen babama söyleme "

"Sen bu heriften mi hamile kaldın! Sen ne aşağılık birisin! Babana söyleyeceğim seni!" Baran gittikçe Ece'ye yaklaştı.

Araya girdim. "Baran noluyor?! "

Baran'ın alnının sağındaki damar belirginleşmişti. "Bu kız benim kuzenim!"

Ece çaresizce ağlarken Yiğit onu kollarının arasına aldı. Baran'a öfkeyle baktı. Ece'yi arkasına aldı.

Baran Yiğit'in üstüne yürüdü. "Şimdi temiz bir dayağı hakettin!"

Baran'ın kolundan tuttuğumda "Merve BIRAK!" diye bağırdı. Kolunu sirkelediğinde elimi çekmemekte kararlıydım. Bileğimi sıkarak parmaklarımı gevşetti. Canım acımıştı. İlk defa bu kadar sinirliydi.

"Lütfen Baran, babama söyleme. Bebeği aldırıcam lütfen Yiğit'e dokunma! "

"Sen kapa çeneni!" ve bir yumruk.

Yiğit yalpaladığında "Benden günah gitti! " diyerek koca bir yumruk Baran'ın yanağında patladı. Etrafımızda kalabalık oluştuğunda Baran, Yiğit'in kasıklarına bir tekme attı.

Bileğimi ovuştururken Ece'nin yanına gittim ve sağ kolumu omzuna atıp siper oldum.

"Kız gibi dövüşüyorsun Baran!"

Üç güvenlik Baran ile Yiğit'i ayırırken Baran küfürler savuruyordu. İkisini de güvenlik kulübesine götürdüler. Baran'ın yanağı morarmıştı.

Yiğit'in ise diğer kaşı patlamıştı. Başka bir polikinliğe gidip yaralarına sargı bezi sardırdıktan sonra Yiğit söylenerek hastaneye geri gitti. Saat 2ye yaklaşıyordu. Benim de bileğimde iki parmak izi oluşmuştu. Dokundukça acıyordu. Baran çok sıktığı için dokundukça bileğim acıyordu.

Baran'a baktığımda yarasına hafifçe dokunuyordu. Bu sefer de kolumdan çekiştirerek durağa gittik.  Çeşme'nin yazlıklarına giden bir dolmuşa bindik. Daha doğrusu bindirildim. Onunla gelmek istemediğimi söylediğimde "Daha iyi bir fikrin mi var gerizekalı?" demişti. Bana hakaret etmişti. Tamam sinirli şuanda ama benim ona zararım dokunmadı.

Dolmuş dağın yamacından geçerken Baran beni dürttü. Onu takmadan kafamı başka yere çevirdiğimde şöföre 'Abi müsait yerde inelim' dedi.

"İyi de burası dağlık alan." dediğimde beni takmadı ve tekrar kızaran bileğimden tuttu.

"Abi sen bizi indir." dedi. Kararlıydı. Beni dinlemeyecekti. Bu ergene ne oluyordu?

Kolumdan tutup beni çekiştirirken "Napıyosun ya!" diye söylendim.  ise kolumu daha da sıkarak beni susturdu.

Siteye 5km kala inmiştik. Baran saçlarını avuçladı ve sinirle bana baktı.

"O kızın babası bunu öğrenirse..."

"Öğrenmeyecek, söylemeyeceksin! " bağırmıştım. İlk defa bağırmıştım.

"Karnı burnuna geldiğinde mi söyleyeceksiniz!? " üstüme yürümüştü. 10 adım ötemizde sonunda deniz olan 50 metrelik bir uçurum vardı. 

"Şuanda Ece'nin desteğe ihtiyacı var. "

"Ben onun birnevi abisiyim. Kız daha 15 yaşında Merve! Nasıl destek  vermemi bekliyorsun!? Doğururken elini falan mı tutayım salak kız!"

"Yiğit'i, çocukluk arkadaşımı dövmen mi gerekiyordu. Senin sahiplenmen böyle mi Baran? Sevgilim olsaydın böyle mi sahiplenecektin! Hakaretler savurup, sinirini kontrol edemeyerek mi!? "

Baran çok yüksek sesle konuşuyordu. "BAK MERVE! O hayvanoğlu piç fazla oluyordu. Sana dokundu anladın mı!? Yetmezmiş gibi benim biricik kuzenimi hamile bıraktı! "

"Seni en başından yanlış tanımışım. Tüm kısa ilişkilerin böyle sanırım. Türlü aşk kelimelerinle her kızı kendine aşık ediyorsun. Sonra da... "

"Sakın.. Ağzından yanlış bir kelime çıkmasın. Sen o kızlar gibi değilsin. Kendini onlara eşit görme."

"Tüm o hakaretler neyin nesi? "

"Ağzımdan kaçtı pardon." Baran sakinleşmişti. Ama ben sinirliydim.

"Umrumda değil Baran. Senin kızları küçük düşüren davranışlarından bıktım usandım."

Baran iki adım yanıma yaklaştı. "Seni.."

Bir adım daha yaklaştı "...seviyorum"

Ben de ona yaklaştım. "Seni.."

Bir adım daha yaklaştım. Soluğunu alnımda hissediyordum.  "...sevmek istiyorum."

Baran saçlarımı kulağımın arkasına koyduğunda dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Tam dudaklarımdan öpecekken elim ile göğsünden ittirdim. "Böyle olmaz, ikinci kez olmaz. Sana hala güvenemiyorum.  Öfkelisin. Üzgünüm, bugün yaptıkların sevdiklerini korumaktan çok... İncitti."

Baran'ın yanından ayrılırken yoldan dolmuş geçti. Dolmuşa bindiğimde Baran hala arkamdan bana bakıyordu. Dolmuş ücretini verip kafamı dolmuşun camına yasladım.

Çaresizdim. Hem de çok...

Siteye geldiğimde Mert ile karşılaştım.

"Naber?" derken bana yaklaştı.

"İyi sayılır, sen nasılsın?" dediğimde ensesini kaşıdı. 

"Ben de iyi sayılırım. Sena'dan haber alamadım da."

"Noldu, önemli birşeyse ben söyliyim?"

"Yok o kadar önemli değil. Biri bizi çağırdı da. Neyse sonra görüşürüz."

Mert beni tek başıma bırakarak hızlı adımlarla gittinde bakakaldım. Bunlar ailecek sorunluydu. Eve  varıp uyumak istiyordum. İçeri girer girmez annem durdurdu. "Nerdeydin?"

"Bir arkadaşım hastalanmış anne, onu hastaneye götürdük." 

"Tamam. Evde temizlikçi var 2 saat sonra falan gel." 

Annem bana hala soğuk davranıyordu. "Tamam" dedim ve arkamı dönüp hızlı adımlarla yürüdüm. Söylenerek bahçeden çıktığımda gideceğim yerleri düşünmeye çalıştım. Gideceğim tek yer vardı. Kumsal.

Önceki bölümde vote sınırı dolmadı ama uzun süre geçtiği için paylaştım. O yüzden bu bölüm kısa oldu. Sizi seviyorum, sınır koymuyorum ama yorumlar az olduğu için üzülüyorum. Lütfen vote verip yorum yapalım :)

AŞKIN İZMİR HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin