-7- Yalan

1.1K 62 6
                                    

Sabah uyandığınızda arkadaşınızın ayağının kafanızın üstünde olması nedir bilir misiniz? "AŞIRI DOSTLUK"

Ayağını kafamdan çekerken Sena hala kurbağa gibi yayılmıştı. Ben ise tüm gece boyunca büzülerek yatmışım haberim yok. En son saat sabaha karşı 3tü ve Sena facebooktan Erkan'ı engelliyordu. Ben ise uyuyakalmıştım. Yataktan kalkıp 'acaba neden annemlerin çift kişilik yatağında yatmadık? ' diye düşünürken masanın üstündeki sigara paketini gördüm. Sigara paketini yok etmek üzere elime aldığımda telefonum çaldı. Paketi bir kenara bırakıp telefonu açtığımda "Efendim annecim" dedim.

"Kızım, hastanın durumu şuanda iyi değil. Krizi atlatmış ama riskli bölgedeymiş. Biz daha birkaç gün daha buradayız. Gece nasıl geçti? "

"Güzel geçti, Sena bizde kaldı."

"Tamam canım kendine iyi bak öptüm."

"Ben de öptüm annecim. " diyip telefonu kapattım ve sigara paketini alıp çöpe attım. Yatarken dişlerimi fırçalamadığımdan ağzım hala sigara kokuyordu. Gidip dişimi fırçaladım ve ağız ferahlatan sıvı ile ağzımı çalkaladım. Nefes aldıkça dilim yanıyordu. Ellerimi de sabun ile dezanfekte edip sigara kokusundan kurtuldum. Odamdan sesler geliyordu sanırım Sena uyanmıştı. Çakmak sesi duyduğumda odaya gittim. Sena çöpten sigara kutusunu çıkarıp bir dal sigara yakmıştı.

"Sena napıyorsun sen?"

"O kadar para verdik şu pakete bari içeyim."

Aldığımızda içinde 12 tane sigara bulunan pakette sadece 6 sigara kalmıştı. 1 tanesini ben içmiştim diğer dördünü Sena içmişti. Şimdi de bir tane daha içiyordu. Son çare olarak sigara paketini alıp balkondan fırlattım.

"Balkondan fırlattığında sihirli bir şekilde yok olmayacağını biliyorsun değil mi Merve? " dediğinde biraz sitem doluydu. Yoksa Sena sigara tiryakisimiydi?

Aklıma gelen kötü düşünceleri kovarak aşağı inip kahvaltı hazırladım. Sena'yı çağırdım ve birlikte kahvaltı yaptık. Gerçi saat öğlen 2ydi belki de buna öğle yemeği diyebilirdik.

Kahvaltıdan sonra Sena mayolarını giymeye gitti ben de mutfağı toparlayıp mayolarımı giydim. Telefonu uyurken şarja taktığımı için %100 şarjım vardı. Üstüme herzamanki beyaz elbisemi giyip havlumu aldım ve Sena gelince evi kitleyip havuza gittik.

Havuzda bir çocuk işediği için bekçi havuzu kapatmış. Şansımıza küsüp bu trajikomik olayı geride bırakıp sahile gittik.

Kafe bölümünde Mert bira içiyordu. Sena'ya döndüm ve sırtını sıvazladım. "Bir merhaba desene, morali bozuk gibi."

Sena, Mert'in yanına giderken piç gülümsememi yaptım. Daha sonra havluyu yere serip güneş kremimi sürdüm.

Uzaktan Baran'ı gördüğümde kumsal voleybolu oynuyordu. Göz göze gelmeden önce tişörtünü çıkarmıştı. Göz göze geldiğimizde malca bir hareket ile el salladım. Bana gülümseyince gözlerim karın kaslarına gitti. Mert'in aksine Baran daha da geliştirmişti kaslarını.

İçimdeki spor sevdalısını durduramadım ve voleybol sahasına gittim. Görünüşe bakılırsa Baran yeni arkadaşlıklar elde etmişti. "Selam, takımda açık varsa oynayabilir miyim?"

Baran beni el hareketiyle yanına çağırdı ve bir kızı diğer takıma gönderdi. Baran'ın yanına geçip manşet pozisyonunda dizlerimi bükerken karşıdan top geldi ve Baran'a pas verdim o da filenin üstüne attı ve fileye koşarak topa smaç bastım. Karşı taraf topu karşılayamadığında sayı bize geldi be Baran ile ellerimizi tokuşturduk.

Sibel diye bir kız servis attığında karşı takım iki pas yaparak topu bize gönderdi. Sibel ustalıkla topu arkadan öne gönderdi ben de manşet ile vurup karşı tarafa gönderdim topu. Göndermemle karşı taraf smacı basınca kendimi yere atarak topa manşet ile vurdum. Baran smaç basmak için koşarken  bana takıldı ama topu gönderdi. Ancak dengesini koruyamayarak üstüme düştü.

AŞKIN İZMİR HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin