-15- Çocukluk Arkadaşı

746 52 5
                                    

Yüzümdeki istemsiz oluşan gülümseme yumuşadığımın ifadesi değildi. Hala kızgındım. Pişkin pişkin 'sevgilim' demesi ne kadar seksi ve çekici- pardon sinir bozucu olsa da onu hemen affedemezdim.

Eve girdiğimde annem ilk katta yoktu. Kendime nescafe yapıp odama çıktım ve Breaking Bad dizisinin ilk bölümünü açtım. Bir bölüm izledikten sonra telefonumu şarja taktım ve cebimde buruşan resmi çıkarıp inceledim. İstemsizce gülümseyip resmi başucuma koydum.

Canım fazlasıyla sıkılmıştı. Sena'yı arayıp müsait olup olmadığını sordum. Şuanda acilen kız dedikodusu yapmalıydım. Meşgule attığında kapı çaldı. Koşar adımlarla gidip kapıyı açtım. Srna karşımdaydı. Ona sarıldım. Daha sonra kolundan çekiştirerek odama götürdüm.

Son bir haftada yaşanan herşeyi tek nefeste anlatabilirdim. Ama şok geçirme tehlikesi vardı. Sonuçta 2 kez aldatıldım ve peşimde bir sapık var.

Her cümlede gözleri büyüyor daha da şaşırıyordu.

"Merve valla senden korkulur. Hiç belli etmiyorsun. Ayrıca bana haber vermemen beni çok kırdı."

"Beni boşver. Siz nasılsınız?"

"Biz?"

"Mert ve sen, hani öpüştünüz yaaa."

"Daha alışamadım biz kelimesine. Ama çok iyi gidiyor. Dün annemler düğüne gitti. Gece 2de geldiler. Ben de o akşam Mert'e yemek yaptım. Spagetti ve köfte. Çok beğendi. Çok romantik ve güzel bir akşamdı. Erkan'ı aşmam için yeni bir ilişki yeterliymiş. Bunu farkettim."

"Sizin adınıza çok mutlu oldum."

Sena bir anda komidinin üstümdeki resmi eline aldı. "Haha bunlar kim?"

"Ben ve Yiğit."

"Oha bu sen misin! Yiğit kim, kuzenin mi?"

"Çocukluk arkadaşım. Burada Foça'dayız. Baksana ne kadar çirkinim."

"Şu Yiğit kim biraz daha anlat bakalım."

"Elimin tersiyle çarpıcam Sena.  Özel birşey yok. Arkadaşım sadece yaa!"

"Tamam Bayan Sarraf. Hemen atar yapma. Valla gören aşık oluyor. Senden korkulur."

"Şapşirik misin?" dediğimde Sena gözlerini kırpıştırarak "İvit." dedi.

Resmi elinden alıp çekmeceme koydum. Yatağa yatıp "Sena ben ne bok yicem?" dedim.

"Şşt kibar ol Ankaralı."

"Hı hı,çok komik, sen çok biliyon." diyip suratımı yastığa gömdüm.

Şaka bir yana ne yapacağımı cidden  bilmiyorum. Baran'a ne diyecektim, annem iyimiydi. Boşanacaklardı kesin ama yazlık babamın üstüneydi. Belki buradan gidip yazın geri kalan kısmını Ankara'da geçirecektim. İçimi ürperten düşünce ile irkildim. Sena telefonuna kitlenmiş mesajlaşıyordu. Sırıtıp duruyordu.

Bense kadere mahkum yastığıma sarılmış tavanı seyrediyordum. Hava çoktan kararmıştı. Belki de uyumalıydım. Yapçak birşeyim yoktu. Aklıma Baran gelince beynimde filler tepişmeye başladı. Acaba şuanda napıyordu. Belki Cassandra ile...

Neyse.sakinim.çok.sakinim.

"Merve annem çağırıyor ben gitsem iyi olur."

"Tamam git, yarın denize gidelim mi?"

"Olur." dedi ve koşarak gitti.

Telefonuma gömülüp Twitter'a baktım. Fenomen ya da popi değildim. Hatta eziktim. Ben hayatta bile eziğim.

O sırada Yiğit aradı. Telefonu açtım. "Efendim Yiğit? "

"Merve hırkan bizde kalmış, getiriyim mi?"

"Önemli değil, yarın alırım."

"Ama cüzdanın da içinde."

"Ben gelirim o zaman."

"Tamam bekliyorum."

Altımdaki kısa yırtık şortun üstüne kısa kollu body ve hırka giydim. Telefonumu cebime koyup evden çıktım. Hızlı adımlarla Yiğit'in evine gittim.

Hızlı gittiğim için nefes nefese kalmıştım.  Yiğit beni kapıda bekliyordu. Hırkamı elime verirken ellerimiz birbirine deydi. Teni sıcacıktı. Yüzüne bakıp gülümsedim ve "Teşekkür ederim." dedim.

Sahile baktığımda "Yürümek ister misin, sanırım temiz havaya ihtiyacın var." dedi.

"Kesinlikle." dedim ve sahil yoluna gittik. Kumsalın kenarındaki yürüyüş yolunda yürürken iki tane dondurma aldık. DOUBLE çikolatalı magnum'u elime verdiğinde anında yemeye başladım. O da kendine böğürtlenli almıştı.

Dondurmayı yarıladığımda Yiğit'e baktım. Dudağının kenarında böğürtlen sosu vardı.

Parmağımı dudaklarına götürüp sildim. O da ellerini benim dudağıma götürüp sildi. Daha sonra parmağındaki çikolatayı yaladı.  Gülümsediğinde "Sağol" dedim. Arkamızdan koşma sesi geldiğinde hafifçe arkama döndüm. Baran, Yiğit'in üstüne atladığında çığlık attım. Baran,Yiğit'e yumruk attığında "YAPMA!" diye bağırdım.

"Seni uyarmıştım pezevenk parçası, o kıza dokunmayacaksın demiştim. Merve sana da demiştim. Oldukça kıskanç biriyim. Sevgilin olduğumu unutma."

Başımızda herkes toplanmıştı. Baran giderken beni de kolumdan çekiştirdi. "Bırak!"

"Merve anlamıyor musun? Sana aşığım. Daha nasıl dile getirebilirim. "

"Seni o gün öptüğümde herşey farklı olacak sandım. Okan'dan farklı. Çünkü sen iyi birisine benziyordun. Şimdi çık hayatımdan. Ayrıca Yiğit benim çocukluk arkadaşım."

"Peki hangi çocukluk arkadaşı böyle yapar?" parmağını dudağımın kenarına gidip silermiş gibi yaptı. Sonra da parmağını yaladı. "İkimiz de hatalar yaptık. Ben daha fazla yaptım. Sen de yaptın. Beni dinlemedin, kendi bildiğini okudun. Cassandra'ya zerre kadar sevgi duymuyorum. Ama sana karşı duyduğum her zerre sevgi parçası bitmeyen bir hikaye gibi. Sana kısa sürede aşık olmadım ben Merve, önceden de tanıyordum. Tek çocukluk arkadaşın Yiğit değil." kolumu bırakıp gittiğinde sadece arkadından baktım.

Ne demek tek çocukluk arkadaşım Yiğit değil...

Tanıtım filmini koyarken Youtube müzik ile ilgili sorun çıkardı. O sorunu halledince videoyu paylaşıcam :) Vote verip yorum yapmayı unutmayalım. Sizi seviyorum :)

AŞKIN İZMİR HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin