-4- Aşık Olmamak Mümkün Mü?

1.3K 70 3
                                    

Akşam yemeğinde önüme konulan brokoliyi çatal ile incelerken telefonum çaldı. Sena arıyordu.

"Efendim Sena."

"Merve ben çok kötü birşey yaptım. Lütfen hemen eve gel."

Telefonu kapattım ve 'akşam yemeğimi' buzdolabına koyarak evden çıktım. Koşar adımlarla karşımızdaki eve gittim. Kapıyı Sena açtı. Göz altları şişmişti ve bileğini tutuyordu "Odama gel."

Beni odasına sürüklerken kalbim küt küt atıyordu. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki? Saat akşam 8de çağrılcak ne vardı kendi de gelebilirdi. Odasına geldiğimde gördüğüm manzara beni baya şaşırttı. Erkan yerde yatıyordu. "Neler oldu!?"

"Annem ve babam evde değildi. Ben eve erken döndüm uyuyordum. Gözlerimi açtığımda Erkan üstümdeydi. Neler olduğunu anlayamazken üstümdekileri çıkarmaya çalıştı. Sonra bir şekilde elinden kurtulum banyoya kaçtım. Daha sonra annemlerin sesini duyduğumda banyodan çıkarak onu odama götürdüm. Çok sarhoştu." bileğini gösterdi. Uzun bir çizik vardı ve kan yeni durmuştu. "Bunu Erkan yaptı. Bana tecavüz etmeye çalıştı" derken fısıldıyordu ve ağlıyordu. "Onu buradan çıkarmama yardım eder misin? Bana kalsa balkondan aşağı atardım ama biliyorsun çevreyi kirletmeyi sevmiyorum. Bu sitedeki yardım edebilecek tek kişisin lütfen... Yardım et. Onu zaten kafasına lambayı geçirerek bayılttım."

"Tamam öncelikle sakin ol. Onu ayıltmaya çalışacağız. Ayılmaya başlarken ben anneni meşgul edeceğim. Sonra sen de onu-"

Erkan hareketlenmeye başladığında Sena ile kısa süreli bir bakışma yaptım, hemen merdivenlerden inip Ayşe Teyzeyi buldum. "Şey Sena arka bahçenizde çok güzel ve ergin domatesler olduğunu söyledi, domatesi severim bana birkaç tane verirmisiniz, bu arada Sena'nın babası nerde?"

"Sena'nın babası işte canım. Tabiki de sana veririm. Zaten bizim Sena domates sevmez iğrenir. Şurdan bir kap alıp istediklerini toplayabilirsin."

"Yok hayır sizin seçtiklerinizi yiyeyim ben."

"Tamam kızım hemen şurdan bir kap alalım, gel bahçeyi göstereyim sana."

Arka bahçeye çıkarken merdivenlere baktım. Sena, Erkan'ı merdivenlerde sürüklüyordu. Arka bahçenin sinekliğini kapatıp domateslerin yanına gittik. Birkaç domates topladıktan sonra ilerde üzüm gördüm. "Ayy ben üzüm de severim" Ayşe Teyzeyi salkımlara sürükleyerek götürdüm. Birkaç salkım da ordan topladığımızda kap iyice dolmuştu. Daha Sena işini halletti mi bilmiyordum. O sırada Sena bağırdı "Merveee nerdesin?" Ayşe Teyzenin elinden kabı aldım teşekkür ettim ve içeri koştum. Sena beni görünce garip karşılasa da Erkan evden çıkmıştı. Büyük bir felaketten kurtulmuştuk. Ayşe Teyze ise olanlardan habersiz içeri girip televizyon izlemeye başlamıştı. Sena'nın odasına tekrar çıktık. Yerde Erkan'ın sigara paketi kalmıştı. Merakla elimize alıp inceledik.

"Sence tadı nasıl?"

"Bir şeyin kokusu çirkinse tadı da çirkindir." diyerek oscar ödüllü teorimi ortaya attığımda Sena sırıttı ve paketi çöpe attı. Biraz okuldan falan konuşurken odaya babası girdi. Ben de izin istiyip eve gittim. Zaten eve gelince azar işittim. Neymiş izinsiz evden çıkmışım. Ayağım zaten iyileşmişti, hatta dikiş bile nolur nolmaz diye atılmıştı. Ayrıca az çok yürüyebiliyordum sabahki fenalaşma dışında endişelenecek bir şey yoktu.

Akşam yemeği yemeden Senalardan aldığım üzümler eşliğinde Amerikan Korku Hikayeleri'den birkaç bölüm izledim. Daha sonra telefonu alıp yatağa çekildim.

Facebook'ta gezinirken bir gönderi dikkatimi çekti. Okan Bayraktar Çeşme adlı mekanda. Tüylerim diken diken olmuştu. Beni aldatan erkek Çeşme'deydi. Okan Bayraktar... Sanırım görmek isteyeceğim son kişi. Telefonu kapatıp yorgana sarıldım ve uyumaya çalıştım.

AŞKIN İZMİR HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin