2

2.8K 178 252
                                    

Pazartesi- turuncu kulüp

Midoriya'dan

"Evet evet! Hadi daha hızlı! Kaplumbağa bile sizi geçer lan! Evet güzel! Hadi canlanın! "

Bakugou-kun herkese emirler yağdırıyordu. Birkaç dakika  önce şınavları bitirmiştik  ve şimdi ise koşu yapıyorduk. Okadar çok terlemiştim ki atletim bedenime yapışmıştı resmen. Nefes nefese kalmıştım. Ama durmuyordum bunun 2 nedeni var;

1- durursam bakugou-kun kellemi alırdı sanırım... çünkü çok sinirli bir yapısı var ve kurallarına uymadığımız zaman  her birimize farklı cezalar veriyor ve ben bu cezalarla tanışmayı hiç istemiyorum

2- şu anda koşuda 1. Gidiyordum ve ben galibiyetimi kimseye kaptırmak istemiyorum

"Hey sen brokoli kafa! Evet sana diyorum senden başka brokoli kafalı mı var ?! Gel! "

Şaşkın bir şekilde bakugou-kun'un yanına gittim

Yanına varınca beni baya gözleriyle yedi bitirdi resmen

Sonra gözlerimin içine baktı ve
"Sen aptalmısın da terli kyafetle duruyorsun hala?! Adın ne senin?"

"Midoriya izuku bakugou-kun "

"Bana katsuki de her neyse gel benimle"

"Mochiron( elbette/ tabiki) ba- ehm katsuki"

Ona ilk adıyla seslenince durdu biraz sonra bana döndü ve tam gözlerimin içine bakıyordu

" Ich glaube, ich bin verliebt ( sanırım aşığım ) "

"Nani (ne) anlayamadım?"

Benim bilmediğim bir dilde bi şeyler söyledi ve ben bunları anlamamıştım

"Boşver yürü hadi izuchan"

Yürümeye devam ederken "bende sana kacchan diyebilir miyim?" Diye sordum

"Tabi diyebilirsin ama ben katsuki'yi tercih ederim "

"Ama bana izuchan diye seslendin bende sana kacchan demek istiyorum "

"Sen nasıl istersen  lerato la ka (aşkım) "

Yine farklı bir dil kullanmıştı ve ben hiçbirşey anlamıyorum

Yol boyunca hiç konuşmadık

Onun kulübesine girmiştik

"Kendini evinde gibi hisset izuchan ben sana yeni bir t-shirt getireyim"

Onu başım ile onayladım ve deri koltuklardan birine oturdum

Aslında evini yani kulübesini gezmeyi çok istiyordum ama onun yanlış anlayabileceği odalara da girmek istemiyorum bu yüzden koltukta oturmuş kacchan'ın gelmesini bekledim

Çok geçmeden kacchan elinde siyah t-shirt ile geldi

T-shirt'ini bana fırlattıktan sonra
"Giy hadi yoksa hasta olacaksın izuchan " dedi

"Tamam ama rahat giyinebileceğim bir oda var mı?"

"Neden  burda giyinmiyorsun ?"

"Ehm şey b-bilmiyorum"

"Rahat ol ikimiz de erkeğiz "

"Arigatō ( teşekkür ederim) kacchan "

Üstümdeki terden ıslanmış t-shirt'imi çıkardım

"Hoe moai binne jo ... god! ( Ne kadar güzelsin ... tanrım! )"

Kacchan yine bi şeyler söylemişti ama ne dediğini duyamamıştım çünkü çok kısık sesle söylemişti

Kacchan'ın t-shirt'ini giydim ve inanılmaz bir şekilde bana tam olmuştu

"Sağol kacchan "

"Önemli değil hadi  diğer öğrencilerin yanına gidelim"

"Tamam kacchan"

Kamp alanına geri dönmüştük ve gün boyu bidaha konuşmadık

Arada aslında çoğunlukla göz göze geliyorduk ve gözlerimin içine bakıyordu sürekli

Ve günün geri kalanı da böyle geçti

Sonra da herkes gibi yurda geri döndüm ve uyudum

-0-

YAZ KAMPI // TODODEKU-BAKUDEKU //Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt