o n d ö r t

2.8K 147 45
                                    

yatağımda bir panda edasıyla yuvarlanıp sıkılırken gözlerim dizimdeki yaraya kayınca istemsizce gülümsedim. dün ateş'le beraber sandviç yedikten sonra bisiklet kiralayıp ormanın içinde bisiklet turu yapmıştık. daha sonra ben bisikletten düşüp dizimi yaralamıştım ve ateş beni taşımak zorunda kalmıştı.

o anlar aklıma gelince istemsizce kıkırdadım. içimdeki mutluluğun sebebini anlayamıyordum.

telefonumdan gelen bildirim sesi odayı doldurunca komidindeki telefona uzanıp gelen mesaja girdim.

ateş: samira

ateş: evime gelebilir misin

ateş: acil

ateş: *konum

ateş'in yazdıkların okumamla olduğum yerden telaşla sıçradım. saatin on bire yaklaştığını görmemle telaşım daha da artmıştı. gecenin on birinde acil ne olabilirdi?

pijamalarımdan kurtulup üzerime günlük kıyafetlerimden geçirdim. evden hızla çıkıp taksi durağına koşar adım yürüdüm. neyse ki ateş'in evi fazla uzak değildi. taksiyle on dakika kadar bir yolculuk yaptıktan sonra konumun gösterdiği yere varmıştım.

zile bastıktan sonra bir süre kapının açılmasını bekledim. kapının açılmasıyla karşımda kaşı, gözü yara bere içinde bir ateş bulmayı beklemiyordum.

gözlerimi dehşetle açtım. "ateş ne oldu?"

ateş içeriye doğru adımlayınca ben de arkasında hızla içeri girip kapıyı kapattım.

"kusura bakma seni bu saatte rahatsız ettim ama pansuman yapacak birine ihtiyacım vardı."

girdiğim şoktan nihayet çıkabildiğimde konuştum. "ne kusuru saçmalama. ne olduğunu anlat hemen. kim yaptı bunu sana?"

ateş bir süre yüzüme tereddütle baktıktan sonra konuşmaya başladı. "akın beni dövmeleri için adam tutmuş."

duyduklarımla gözlerimi fal taşı gibi açtım.

"ne? kaç kişiydiler?"

"8 veya 9 bilmiyorum."

önüme düşen saçlarımı hışımla geriye ittim. "inanmıyorum. inanamıyorum ya! nasıl cüret eder?"

"samira sakin olur musun? ben iyiyim." ateş beni kolumdan tutup yanına çekince gözlerinin içine baktım. yaralı hâliyle bile nasıl yakışıklı ve çekici kalabildiğini sorguladım içimden.

"bana pansuman yapabilir misin?"

gülümseyip başımla onayladım. ateş'ten ilk yardım çantasının yerini öğrendikten sonra ateş'in yanına yerleştim.

tentürdiyotu pamuğa döküp kaşındaki yarasına bastırdım. yüzünü buruşturunca aniden geri çekildim.

"özür dilerim, acıtıyor muyum?"

samimi bir şekilde gülümseyip, "hayır devam et." diye fısıldadı.

ben yaralarına pansuman yaparken dikkatle beni incelediğini hissedebiliyordum. birkaç kez göz göze gelmiştik ve o bana bakmayı sürdürürken ben ise utançla bakışlarımı kaçırmıştım.

sıra göğsündeki yaralara geldiğinde üzerindeki tişörtü çıkarmıştı ve ben bu sırada gözlerimi başka yerlere dikmeye gayret etmiştim. göğsündeki yaralara pansuman yaparken onun da benim gibi nefeslerinin hızlandığını fark etmiştim.

yaklaşık on beş dakika sonra tüm yaralara pansuman yapmıştım.

"gerçekten çok teşekkür ederim samira. bu saatte benim için buraya geldin."

"saçmalama bunlar benim yüzümden oldu. çok özür dilerim, bunları yaşamak zorunda değildin."

"bence yaşadığım iyi oldu ya, eğer bunlar olmasaydı şu an burada olmayacaktın."

muzipçe söylediği şeylere gülümsedim. bakışlarımı evin içinde gezdirirken gözlerim masanın üzerinde duran çeşitli renklerdeki sprey boyalara takıldı.

"hadi canım, sen duvar mı boyuyorsun?"

"graffiti diyorum ben ama sen duvar boyamak da diyebilirsin tabii." alay edercesine konuşmasıyla omzuna vurdum. yüzünü buruşturunca aklıma yaralı olduğu yeni gelmişti.

"çok afedersin."

"yok, sorun değil. hem sen graffiti yaptığımı duyunca niye bu kadar heyecanlandın bakalım? ilgin mi var graffitiye?"

"ilgi demeyelimde hayranlık gibi bir şey. hep özenmişimdir o güzel resimlere."

ateş bir süre düşünür gibi durdu ve ardından masada dizili sprey boyaları siyah sırt çantasına atmaya başladı.

"hadi seni bir yere götürüyorum."

ona heyecanla baktım."ne? nereye? beni duvar boyamaya mı götürüyorsun?"

o ise sadece bu heyecanlı hâlime gülümseyerek baktı ve boyaları çantasına doldurmaya devam etti.

-
bi first kiss sahnesi yazmayalım mı şimdi ama ya :D??

exten next olmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin