o n a l t ı • f i n a l

2.7K 147 28
                                    

"ne demek öptü ya? öyle hiçbir şey demeden dudaklarına mı yapıştı?"

"ama ben biliyordum var ya! daha ilk tanıştıklarında aralarındaki çekimi gördüm ben."

"ay yeter! tamam susun kızlar. anlattığıma pişman ettirmeyin beni."

"ay aman sen de ya! sen şimdi sevgili misiniz ondan haber ver."

sevda'nın sorduğu soruyla derin bir nefes aldım. bu sorunun cevabını henüz ben de bilmiyordum.

"bilmiyorum, yani daha hiçbir şey konuşmadık. bir öpücüğün ardından da 'biz şimdi neyiz?" triplerine girip kendimi rezil etmek istemiyorum. ondan gelecek adımı bekleyeceğim."

konuşmamı bitirmemle mesaj bildirim sesimin odada çınlaması bir olmuştu. telefona uzanıp mesajın üzerine tıkladım.

ateş: günaydın ;)

ateş: bugün bir şeyler mi yapsak

samira: bilmem

samira: bana uyar

ateş: tamam o zaman

ateş: seni yarım saate alırım o zaman evden

samira: tamamdır

"bir şeyler yapalım, diyor."

"eh, dün öptü kızı o kadar. der tabii!"

"ya sude yaa!" utançla bakışlarımı kızlardan kaçırırken onlar kıkırdamakla meşguldü. 

hazırlandığımda ateş çoktan evin önünde bekliyordu. apartmandan çıkıp evin önündeki arabasına doğru yürüdüm.

"selam!"

"selam, naber?"

"iyi, sen?"

"iyi ben de."

"şey, nereye gideceğiz?"

"gidince görürsün."

ateş'in verdiği cevapla kendimi heyecanlanmaktan alamadım. o da ben de bugün biraz farklı ve tedirgin davranıyorduk. "tabii, daha dün öpüştünüz!" diyen iç sesimi susturmaya çalıştım.

araba durduğunda deniz kenarına geldiğimizi fark etmiştim. ben denizin kenarındaki banklardan birine otururken, ateş pamuk şeker alıp gelmişti.

pamuk şekeri gösterip, "teşekkürler," dedim.

o da sadece gülümsemekle yetindi.

"dün-"

"dün-"

ikimizinde aynı anda konuşmasıyla birbirimize baktık ve güldük.

"önce sen."

"hayır hayır önce sen."

"yok önce sen."

"lütfen sen söyle."

ısrarlarıma dayanamayıp ilk önce ateş konuşmaya devam etti.

"dün için özür dilerim. senin ne istediğini düşünmeden hareket ettim ama kendime hakim olamadım. belki de benimle öpüşmek istemiyordun. yani.. bilirsin. ama tekrar dünü yaşama şansım olsaydı seni yine öperdim samira, özür dile-"

ateş konuşmasını tamamlayamadan onu kendime çekip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. önce şaşkınlıktan karşılık veremese de ikinci saniyede kendine gelip dudaklarıma karşılık vermeye başladı.

nefes almak için geri çekildiğimizde bana yarı şaşkın yarı gülen suratıyla bakınca gülümsedim ve konuştum. "ne var? dün sen beni öpmüştün değil mi? bence bana bir borcun vardı."

dudağıma küçük bir öpücük kondurup alnını alnıma yasladı. "seni seviyorum, samira. seninle vakit geçirmeyi, seninle eğlenmeyi, her şeyinle."

gülümsedim.

o ise konuşmaya devam etti. "şu saçma sevgililik olayını gerçek yapmaya ne dersin?"

gözlerimi şefkat dolu gözlerine dikip baktım. "çok isterim."

ateş verdiğim cevaba gülümseyip beni göğsüne çekip kollarını belime sardı. saçlarımın arasına küçük bir öpücük kondurup konuştu. "seni seviyorum."

ben de iyice göğsüne sokulup kollarımı beline sardım ve fısıldadım. "seni seviyorum."

-
ayayayayayayyy

bu bölüm final gibi ama daha bir sürü instagram bölümleri atacağım, beklemede kalın ::)

exten next olmaz Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum