5.Bölüm

134 23 0
                                    

    Bir yatak odasına geçip oturduk. Carl ise mutfakta bize yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Aslında şu an Carl iyi bir çocuk gibi görünmüştü bana. Bence iyi çocuk ya ama beni tanımıyor etmiyor nasıl aşık olmuştu ki? İşte bu sorunun cevabını merak ediyordum…

                                                                          ♥♥♥♥

   Güneş tam tepedeydi. Yani öğlen olmuştu. Carl yanımıza gelip:

-‘’Hadi bayanlar yola çıkma zamanı.’’Dedi.  

  Yorgun görünüyordu. Herhalde tüm gece nöbet tutmuştu. Bak şimdi bu çocuğa acıyorum. Her neyse ya acımak bana mı kaldı. Hemen birkaç şey atıştırıp villanın kapısına geldik.

Endişeli bir şekilde -‘’Silahlarınız yanınızda değil mi?’’ demişti. Ne yani bizi gerçekten önemsiyor mu??

  İkimizde aynı anda:

–‘’Evet.’’ Dedik.

Sevinmiş bir şekilde –‘’İyi o zaman artık çıkmaya hazırız.’’

  Tam kapıyı açacakken kapının arkasından hırılıtılı bir ses geliyordu. Durun bir dakika şunu düzelteyim hırıltılı SESLER. Ama yaa iki günde bu virüs her nasıl yayıldı anlamıyorum! Of ya kafam çatlayacak.

Tanımadığımız birkaç ses:

-‘’Hey yardım edin Lütfen!!’’

-‘’Evet evet lütfen yardımınıza ihtiyacımız var!’’

  Kapını dürbününden baktığımda Sarı saçlı bir kız diğeri ise siyah saçlı bir erkek ti. İkisi de kendilerini korumak için çabalıyorlardı.

Carl a dönerek:

-‘’Yardım etmeliyiz. Hem de hemen!’’

Kaşlarını çatarak –‘’ Onların kim olduğunu bilmiyoruz Katie!’’

-‘’Tamam bilmiyoruz ama yardım etmemiz gerek. Baksana zombiler tarafından ısırılacaklar.’’ Sesimin tonunu yükseltmiştim.

-‘’Pekala ama dediklerimi yapacaksınız.’’

Hiç konuşmamış kızımız bugünün ilk kelimelerini söylemişti.

-‘’Tabii’’

-‘’Bella Katie ikiniz birlikte hareket edeceksiniz.’’ Camdan bir apartman gösterip –‘’Kapıyı açar açmaz oraya koşacaksınız. Silaha gerek olmadıkça kullanmayın yoksa zombiler üstünüze çullanır. Ben onları alır almaz yanınıza geleceğim. Anladınız mı?’’

-‘’Evet. Artık hazırız. Kapıyı açabilirsin.’’ Demiştim. Ama çok korkuyordum. Ya başaramazsak. Hayır. Hayır biz yapabiliriz. Umarım yani.

 -‘’1,2,3. Koşun! Koşun!’’

  Bellayla koşarak apartmana vardık. Kapıyı açtığımızda korkmamız bir oldu. Nerdeyse apartmanın tümü zombilerle kaplıydı. Kapıyı geri kapatarak başka bir yöne doğru koşmaya başladık.

^^Carlın ağzından^^ :

  Ne yaptım ben!! Keşke onları yalnız göndermeseydim. Umarım iyilerdir. Bıçağımı cebimden çıkarıp Birkaç zombi öldürdükten sonra o iki yabancının yanına geldim.

-‘’Beni takip edin çabuk!!.’’

   Koştuktan sonra Katie ve Bellaya dediğim apartmana geldim.

-‘’Katie Açın kapıyı!’’ Diye bağırmıştı. Ama onların sesi yerine zombilerin sesini duyuyordum.

-‘’Hey Ordamısınız?’’ diye avazım çıktığı kadar bağırmıştım.

  Sarışın kız -‘’Ne yapıyorsun? Kaçmamız lazım! ÇAbukk!’’ demişti. Haklıydı ama onları bırakamazdım. Ya yaşıyorlarsa? Hayır hayır ölmüş olamaz. Lanet olası zombiler.

Siyah saçlı olan erkek kolumdan tutarak:

-‘’Aylaklar geliyor gitmemiz lazım.’’ Aylak mı? Herneyse çaresizce onunla gitmek zorunda kaldım…

ARKADAŞLAR LÜTFEN AMA OKUYORSUNUZ VOTE VERMİYORSUNUZ ÇOK ÜZÜLÜYORUM BEĞENDİYSENİZ LÜTFEN VOTE VERİN BENİ ÇOK MUTLU ETMİŞ OLURSUNUZ…

Birbirini Seven İki DostDonde viven las historias. Descúbrelo ahora