4.Bölüm

144 23 0
                                    

  

   Hayatımın en kötü günlerini yaşıyordum. Neden bu şehri seçmişlerdiki. Onca şehir varken burası hiç mantıklı gelmiyordu. İçimden ağlamak geliyordu. Herşey o kadar çabuk başlamıştı ki. Bitmeside öyle olmalıydı bence. Ya sevdiklerimi kaybedersem. Pardon şimdilik sevdiğimi Arkadaşımı kaybedersem. Bu düşünceler beni ürpertmektn başka bir işe yaramıyordu. Şu anda tek yapabileceğim şey oturup ağlamaktı...

                                                                                   ♥♥♥

  

  Şehirden ne çıkmaya ne de girilmeye izin vardı. Bu ne biçim bir şey ya. İnsanlara böyle şeyler yapamazlar diyerek içimden küfürler savuruyordum. Telefonun sesiyle irkildim. Cebimden çıkarıp baktığımda ise annemin aradığını gördüm. O haberden yana ilk defa bu kadar sevinmiştim.

-‘’Alo katie bebeğim iyi misin?’’ Herhalde o haber tüm dünyada yayınlanıyordu. Yani yayınlanmasa şaşardım.

-‘’Anne evet şu anlık iyiyim.’’ Sadece şu anlık. Sonra ne olacağını bilemiyordum.

-‘’Bebeğim o şehirden kurtul ne kadar uzağa gidebiliyorsan git. Seni çok seviyorum tatlım benim.’’ Araya babam atılarak ‘’Bende bebeğim.’’

Yüzümde mutluluk gülümsemeleri uçuşuyordu.

-‘’Bende sizleri seviyorum.’’  Bella mereklanarak:

-‘’Kimdi o Katie??’’

-‘’Annem ve babam.’’ 

-‘’Onlar burada değillerdi değil mi?’’ Dedi üzgün bir tonla. Hemen bayan Andreayı ve Bay winteri hatırlayıp:

-‘’Oh bella çok ama çok üzgünüm. Unutmuşum. Lütfen üzülme!’’ Tabii söylemesi kolaydı ama böyle bir olayı çok zor olduğunu elbette biliyordum.

-‘’Önemli değil Katie. Hem evet hala sen benim yanımdasın ve bir şey kaybetmiş olmadım.’’ Carl sohbetimize katılarak :

-‘’Huhu ben burada ne oluyorum acaba??’’ dedi kocaman sırıtmayla.

-‘’Koruyucu melek olabilir mi?’’demişti. Ne koruyucu melek mi? Ne saçmalıyorsun Bella sen. Diye içimden geveledim. Aslında seslide söylerimde aman boşverin işte.

     Hala arabayla yol alıyorduk ama farklı bir yola sapmıştık ve önümüze o zombimsi şeylerden çıkmaması iyiyidi.

    Carlın fren yapmasıyla ön kaportaya çarpmam bir olmuştu. Başım fena halde acımıştı. Sanırım çok erken konuşmuştum. Carl endişeyle arabadan inip çarptığı şeyin ne olduğuna baktığında, Camdan seslenerek:

-‘’Neymiş.’’ Dedim. Boş yere sormuştum. Zombi dediğimiz şey Carlın üstüne doğru yürüyordu. Carl ani hareketlerle önce bacağından vurup yere düşmesini sağlamıştı sonrada bıçağı başına geçirip çıkarmıştı. Bunda sonra karşıma zombi çıksa hangi hareketlerle öldüreceğimi çok iyi biliyor olacaktım.

     Bella arkadan bağırmaya başlamıştı.  Arkama dönüp baktığımda ise zombi aralıklı camı kırmaya çalışıyordu. Önüme dönüp bıçağımı aramaya koyuldum. ‘’Yok yok yok.’’ Sonra bıçağımın Bellada olduğunu hatırlayıp :

 -‘’Bella bıçak sende. Başından vur!’’

  Bella cebindeki bıçağı alıp tam zombiye vuracakken Carl ondan erken davranıp zombiyi çoktan öldürmüştü bile.

-‘’ Teşekkür etmenize gerek yok kızlar.’’ Demişti alayla.

-‘’Çok sinir bozucu olduğunu biliyor muydun?’’ Dedim gözlerimi devirerek.

Kapıyı açıp arabaya bindi.

-‘’Belki evet belki hayır.’’ Dedi. Bella sinirle:

-‘’Artık yola çıkabilir miyiz? Bu lanet olası şehirden kurtulmak istiyorum.’’

   Carl arabayı çalıştırdıktan sonra yola devam ettik. Bir süre sessiz kaldık.

Carl –‘’Ooo Hayır olamaz. Lanet olası.’’ Diyene kadar.

Endişeyle –‘’Hey ne oldu?’’ diyebildim.

-‘’Benzin bitti ve buradan benzinci istasyona toplam 50km var. Başka bir araba bulmalıyız.’’

   Her ne kadar arabanın güvenli olduğunu bilsemde arabadan indim. Carl sırt çantasından iki tane silah çıkarıp:

-‘’Yaşamanızı çok isterim. Bayanlar.’’

Bella eline sılahı alıp –‘’Ama ben atış yapmayı bilmiyorum.’’

-‘’Önemli değil kolayca öğrenirsin.’’ Dedi tebessümle.  

   

                   ……

  -‘’Kaç satir yollardayız. Çok yoruldum. Lütfen bir yerde duralım.’’ Dedim sızlanarak.

 -‘’ Evet lütfen bende çok açıktım. Evden çıktığımızdan beri hiçbir şey atıştırmadım.’’

-‘’Pekala şu ilerdeki villayı görüyor musunuz? İyi olur mu?’’ Önce Bellayla bakışıp sonra da ikimiz aynı anda başımızı evet anlamında salladık.

  Villanın kapısının önüne geldik. Bella zili iki kez çaldı. Birkaç dakika bekledik. Kimsenin olmadığını anlayınca Carl omzuyla kapıyı kırdı, içeri girdik. Bu evin sahipleri herhalde dışarı çıkmışlardı hem de bu salgının olduğu sürede. Ne kadar yazık…

   Bir yatak odasına geçip oturduk. Carl ise mutfakta bize yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Aslında şu an Carl iyi bir çocuk gibi görünmüştü bana. Bence iyi çocuk ya ama beni tanımıyor etmiyor nasıl aşık olmuştu ki? İşte bu sorunun cevabını merak ediyordum…

HEY YENİ BÖLÜM GELDİ. UMARIM SEVERSİNİZ. BUNDAN SONRA VAKTİM OLDUĞU ZAMAN YAINLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM. SEVGİLERİMLE LİTTLE BLACK STAR… Bu arada vote sınırı yok ama lütfen emeğime saygı duyun sizleri seviyommm :*  Muck Muck 

Birbirini Seven İki DostWhere stories live. Discover now