21. Bölüm

26.9K 2.2K 52
                                    

        Cuma akşamı kaplar dolusu patlamış mısır hazırlayan genç kız, televizyonun karşısına testi gibi sıralanan çocuklarla film izlemeye başladı.                 

     Gelip geçtikçe hallerine sırıtan Jack, ortalarına oturttukları genç kızın diğerlerinden farkı olmadığını düşündü. Dört çift ayak orta sehpaya uzanmış, Nathaly de şahsına ait zannettiği özel koltuğuna kurulmuş, başını kızın göğsüne yaslamıştı. Kucaklarındaki mısırları yerken soluksuz filme dalmışlardı.

    Çaktırmadan resimlerini çekip Gabriel'e göndermesiyle, hemen ardından teşekkür mesajının gelmesi bir oldu. Bu çöpçatanlık işini sevmişti canım, mümkünse Aysena’yı geri göndermeye hiç niyeti yoktu. Zaten sonrasında Nathaly'sinin halini düşünmek bile istemiyordu. Sanki genç kızın kendileriyle kalmaya başlayalı iki ay değil de yıl olmuş gibi hissetmekten kendini alamadı.

     Lauren’ın yanına mutfağa geçmeden önce dayanamayıp, “Neden sıkışıyorsunuz, bir sürü oturacak yer var.” dediği halde hiçbiri yerinden kıpırdamadı.

       Bir kere de “Nathaly, Aysena’nın üzerinden insene kızım.” diye denedi. Ona da “Ama benim yerim burası baba!” cevabını alınca, altında oturan da sırıtıp kızına sarılınca, “Herkes hayatından memnunsa bana ne oluyor?” diyerek eşinin yanına gitti.

        “Lauren, şunların haline bak!” diyerek telefonuyla çektiği resimleri gösterdi.

        “Tanrım, becerebilseler dördü birden kucağında oturacak! Hiçbiri Nathaly engelini yaşamayınca mecburen ortaya bu tablo çıkıyor.”

        Bir süre içinden geçirdiklerini söylemekte kararsız kalıp, konuşmadan eşinin yüzüne baktı. Yılların verdiği anlayışla ifadelerini tanıyan adamın, kaşlarını kaldırmış sorarcasına baktığını görünce konuşmaya başladı. 

        “Jack, söylediğimi yanlış anlama, sadece… Bazı konularda o kadar mükemmel ki kendimi eksik hissetmeme sebep oluyor. Burada olmasından inanılmaz mutluyum. Kıskançlık ya da çekememezlik gibi bir duygu da değil hissettiğim.”

        “Çocuklar ona tapıyor. Hatta Sharon bile eski tanıdığımız bebeğimiz gibi uysal, söz dinler hale geldi. Şüpheci Jackson gitti, girişken daha sosyal birine dönüşmeye başladı. İkizlerden bahsetmiyorum bile!.. Eskiden odalarını toplamalarını kırk kere söylediğim halde yapmazlarken, şimdi hepsi çiçek gibi… Kirlilerini bile renkliler beyazlar diye ayırarak sepetlerine atıyorlar. Sharon Jack, Sharon bile!..”

        “Yarım gün çalıştığım halde kafamı kaşıyacak zaman bulamazken, şimdi yapacak iş bulamıyorum. Kendime bakacak vakit ayırabiliyorum. Geceleri böyle oturabilir miydik hiç tatlım? Ağlayan, bağıran, kavga eden çocuklarla iki kelam konuşmak bile bizim için lükstü. Şu hale bak!.. Bir kişinin daha sorumluluğunu nasıl alırız, kendimize zor yetişiyoruz demiştin. Sanki o hepimizin sorumluluğunu almış gibi...”

        “Akşam ne yiyeceğimizi bile düşünmüyorum, çoğunlukla bir gün öncesinden planlamış oluyor. Her şey saat gibi tıkır tıkır işliyor… Temizlik yapmasın diye geçen gün neredeyse tartıştık biliyor musun? Ne olacak Lauren, hallediveririm dedi, izin vermedim. Oda dağınık ya, gör bak yarın sabah kalktığında ortalıkta tek bir kırıntı bulamazsın. Çocuklar da toplamasına yardım edecektir muhtemelen.”

        “Hayatımda ilk defa yemek!.. Gerçek anlamda yemekten bahsediyorum, yapabiliyorum tatlım. Hayatımızı bu kadar değiştirmesini algılayamıyorum, ama iyi yönde olduğu için de çok mutlu oluyorum. Ben neden bunları göremedim, uygulayamadım ona hayıflanıyorum. Ben anne olmayı, kadın olmayı beceremedim mi tatlım?”

        Gülümseyerek eğilip karısının dudağına bir öpücük konduran adam, masanın üzerindeki elini avuçlarına alıp sıktı.

        “Sen harika bir anne ve kadınsın Lauren. Çok genç yaşta evlendik, çocuk yetiştirmenin ne demek olduğunu bilmeden, sadece içimizdeki arzu ve sevgimizle arka arkaya dört çocuk dünyaya getirdik. Doğal olarak hatalar yaptık, ama birbirimize hep destek olduk. Bütün sevgimizi onlara verdik, yapabildiğimiz bilgimiz bu kadardı Lauren... Aysena gibi anasınıfı öğretmenliğinde okuyup çocuk psikolojisi eğitimi almadan elimizden gelen buydu. Ya da Naime Sultan gibi… Doğru söylüyorum değil mi? Bir anneannenin elinde, katı kurallarla börek, çörek, yemek, ev bakımı dersleri almadan bugünlere geldik.” Yüzünü buruşturdu. “Yoksa Aysena'nın yerinde mi olmak isterdin tatlım?”

        “Tanrım!.. Kesinlikle hayır Jack.”

        “Eee… O zaman neden üzülüyor, çocuklarını iyi yetiştirmediğini düşünüyorsun? Ben her gün bu ufaklıktan yeni bir şey öğreniyorum. Çocuklarımı idare etmeyi, onlarla oynamayı, kaliteli zaman geçirmeyi... Bak hepsi peşinde dolanıyor, çünkü onlarla oturmuş çizgi film seyrediyor. Geçen oğlanlarla atari oynamaya gittim, sevinçten çıldırdılar. Sharon'ın oryantal ekibini salona götürmeyi teklif ettim. Babacım babacım diye üzerimden inmedi.”

        “Kendinize karşı objektif olamadık Lauren, içindeyken göremedik. Onların bizden uzaklaşmasını, bencil davranmamızdan ortak bir iş yapmamamızdan kaynaklandığını kavrayamadık. Dün akşam Sharon'la sabah kahvaltısı için hamur yoğurup, böreği hazırlayan sen değil miydin? Aysena bir ara kapıya kadar gelip, gülümseyerek geri döndü. Sizin beraber muhabbet ederek börek yaptığınızı, rahatsız etmek istemediğini, birbirinize ihtiyacınız olduğunu, suyumu birazdan getireceğini söyledi. Tatlım beni anlıyor musun? Çok güzel bir mesaj vardı altında...”

        “Ailesini hem çok kızıyor, onlardan kaçıyorken bir taraftan da deli gibi düşkün, çünkü hayatı paylaşıyorlar.”

        Rahatlayıp gülümseyen kadın, uzanıp âşık olduğu kocasını öperken, “Evimize bir melek geldi Jack...” diye fısıldadı.

        “Evet tatlım, iyi ki de geldi. Hepimizin ihtiyacı varmış.”

        “Şey… Lauren,” kaşlarını kaldırıp sırıttı, “Acaba diyorum, çocuklar da meşgulken biz erken mi yatsak?” Genç kız gibi kıkırdayan kadın, “Bana uyar.” diyerek el ele tutuştuğu adamla içeridekilere, “İyi geceler, biz yatıyoruz.” diye seslendikten sonra yukarıya odalarına çekildiler.

        Saatin daha on bile olmadığını gören genç kız, “Alla hâlla ne diye yatıyor ki şimdi bunlar? Yaşlılık böyle bir şey olsa gerek!” diye düşünüp kucağındaki küçük sultanın ağzına mısır takıp, filmi izlemeye devam etti. 

İGAP    İdeal Gelin Adayı Projesi (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin