3.BÖLÜM

5.3K 249 40
                                    

Tekrar şu duvara vura vura kırmak, üzerinde çin işkencelerini uygulamak istediğim alarm ile uyandım ve alarmı kapatarak yatakta doğruldum. Yorgun hareket ve adımlarla kalkıp, okul için üstümü giyindim. Saçımı taramakla ve özen göstermekle uğraşmak yerine hızlıca bir at kuyruğu yaptım. Kahvaltımı yapmak için aşağı indiğimde, annem bir melodi mırıldanarak bulaşık yıkıyordu. Sessiz adımlar atarak masaya yaklaştım, tabağımı alıp yavaş adımlarla geri yukarı çıktım. Odama girdim, tabağı masaya koydum. Saate baktığımda hala okul için yarım saatim vardı. Bilgisayarımı açtım ve internetten bir yazılım kitabı sipariş ettim, kitapçıya gidecek vaktim yoktu. Çantamı alarak aşağıya indim ve annemin yanağından öperek paramı aldım. Evden çıkınca bisikletimi alıp okula doğru gitmeye başladım. Daha vaktim olduğu için bisikleti yavaş yavaş ve etrafı seyrederek sürüyordum. Okula vardığımda herkes bahçede biryere toplanmıştı, merak edip aralarından geçerek nereye baktıklarına baktım. Okulumuzun duvarında bir yazı yazıyordu, "Ashley seni izliyoruz, onlara yardım edemeyeceksin" herkes bana bakıp fısıldaşmaya başladı, biraz korku ve panikle hızlı adımlar ata ata sınıfıma çıkıp sırama oturdum. Endişelenmiştim, bunu kim yazar ki, yanımda bir beden hissetmemle başımı döndürdüm. Alex endişeli gözlerle beni süzüp;

"Ashley! İyi misin? Birşey olmadı dimi? Okulun duvarındaki yazıda ne öyle!"

"Alex ben iyiyim, sakin ol, sana herşeyi anlatacağım"

Alex'e bütün olayları anlattım, mektuplardan başlayıp şu gizli şifreye kadar. Ben anlatırken sakin bir şekile bürünmeye çalışarak dinliyordu, anlatmayı bitirdiğim zaman beni süzdü;

"O bahsettiğin şifre şimdi nerede?"

Çantamdan mektubu çıkarıp kağıdı içinden verdim. Anlarmışcasına sesler çıkararak konuşmaya başladı;

"Bu bizim yaşımızda birinin yapabileceği birşey değil. Bu ileri seviye kodlama dili, bunu ancak usta kodlamacılar çözer. Biz asla çözemeyiz, sadece birkaç kelime anlaşılıyor. Merak etme yakında bunların ne anlama geldiğini ve sana bunları kimin yaptığını bulacağız. Sonuçta insan takım arkadaşlarını korumalı, öyle değil mi?"

Bana bakarak göz kırptı, bende evet anlamında kafamı salladım ve ona sarıldım;

"Teşekkür ederim Alex"

"Ne zaman istersen, ben buradayım"

Ayrıldık ve birbirimize baktık, bir anda ikimizde kahkaha atmaya başladık. Cidden az önce ne oldu, gülmemiz bittiğinde birbirimize baktık. Joseph sınıfın kapısından girdi ve bize kaşlarını çatarak bakmaya başladı. Neydi bu şimdi? Alex kalkarak;

"Hoca az sonra gelir, ben artık yerime geçiyorum. Çıkışta görüşürüz yine sizin eve geliyorum, şu şifreyi çözmeye çalışalım bakalım"

"Tamam, görüşürüz"

Alex giderken Joseph yanıma geldi ve konuşmaya başladı;

"Onunla ne konuşuyordun?"

Hala kaşları çatıktı, hem bundan ona neydi? Tamam arkadaşımdı, hatta en yakın arkadaşımdı, ama genede ona neydi;

"Sadece öylesine konuşuyorduk"

Kaşları normale döndü ve önüne dönerek;

"Tamam anlıyorum"

Anlıyorum dediğine göre bana karşı trip atıyordu. Bu neyin tribindeydi şimdi, onunla barışmaya çalışmayacağım. Neden boş yere trip atar ki bir insan, hoca içeri girdi ve derse başladı. Ben cam kenarında oturduğum için camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ama bana bakan bir çift göz hissediyordum, Joseph bana bakıyordu. Ona bakmadan camdan dışarıyı izlemeye devam ettim, ders dinlemeyi hiç sevmezdim. Camdan bakarken dalıp gittim ve olanları düşünmeye başladım. Uykum vardı ve biranda kendimi masada uyurken buldum.

Hacker GirlWhere stories live. Discover now