CP 7

117 14 19
                                    

"Burdan kaçma planı yapmalıyız." Dedi Nick.

Burdan kaçmak isteyen de kimdi? Hem burası evimdi gidecek olan varsa o da Nick ve Hırsız zayn olurdu.

Harryde ona katılırken ikisini de takmadan kitabımı okuyordum. Elim bağlı olduğu için kitabı zor tutuyordum bu yüzden yere uzanmış bir şekilde okuyordum.

"Bak şimdi hırsız'ı çağıracağız o sırada sen kapı arkasında bekleyeceksin ve çelme takacaksın bende koşup ellerini tutacağım. Louis de ellerini bağlayacak." Diye anlattı Harry. Ismim geçtiğini fark edince kaşlarımı çattım.

"Beni katmayın uğraşamam." Diye mırıldandım.

"Kurtulmak istemiyor musun?" Diye hayretle sordu Harry.

Başımı olumsuz anlamda salladım. Sanki hırsız olmasa başka bir yere gidiyormuşum gibi. İşim bile yoktu. Patrona hareket çekmenin işten kovulma sebebi olabileceğini bilmiyordum.

"Hem hırsızı sevdim ben. Onu bağlamak istemem." Dedim. Tabi ki de severdim baba gizlice sigara getiriyordu. Herkes uyuduğunda da beraber içiyorduk. Bana sürekli Liam'ı anlatması dışında sorun yoktu ama Liam bu durumdan ne kadar mutluydu bilmiyorum. Zayn bir ara bana Liam'ı çıplak tuttuğu söylemişti. Güçlü kal Liam...

Tabi Harry'nin bunları bilmesine gerek yoktu.

En sonunda Planlarını devreye soktuklarında Nick kapının arkasında bekliyor. Harry de kapının direk karşısından hırsıza sesleniyordu. Zayn hızlı adımlarla biraz da sinirli bir şekilde içeriye girdiğinde kapıyı istemsizce arkaya çarpmıştı ve Nick'in acı ile inlemesi sesi gelmişti ve Harry düşündüğü gibi üzerine atlayamamıştı.

"Ne bağırıp duruyorsun?" Diye sinirle soludu Zayn. Harry bahane bulmak için etrafa baktı.

"Benim Liamla konuşmam lazım. Lütfen sadece 5 dakika." Dedi. İstediği şey cidden Liamla konuşmak mıydı? Benim kadar Zayn de sinirlenmişti.

"Önemli bir konu lütfen." Dedi Harry. Zayn sinirle bana baksa da benim de onun kadar sinirli olduğumu fark etip tekrar Harrye baktı.

"Hayır." Dedikten sonra Harry'nin konuşmasına izin vermeyip kapıyı tekrar çarparak gitti.

Kapı kapandıktan sonra inleyerek düşen Nick'e baktık. Burnunu tutuyordu. Gözlerini kırıştırmıştı.

"Liamla ne konuşmayı planlıyordun?" Diye sordum ama Harry sorumu hiç duymamış gibi yere sırt üstü uzandı.

"Çok saçma değil mi? Benim seni herkesle aldattığımı düşünüyorsun ama sen hırsızla her gün sigara içip gülüşüyorsun." Dedi keskince. Ciddi olamazdı değil mi? Ciddi miydi? Ah ciddi.

"Buradan kurtulmak bile istemiyorsun. Hatta git hırsızla evlen baksana çok sevdin onu." Ciddi olarak gülmemek için zor duruyordum. Bir yandan hoşuma gitmişti. Beni kıskanmıştı.

"Beni kıskandın." Dedim gülerek. Harry kaşlarını çatsa da cevap vermedi.

Harry uzun süre sessiz durunca gülmemi kesip ciddiyetle ona baktım.

"Merak etme ben sen değilim. Aldatmam." Laf sokmama karşılık gözlerini üzerime dikip yüzünü buruşturdu.

"Ne zaman laf sokmayı keseceksin?" Omuz silktim. Muhtemelen hiç bir zaman.

"Hepsi o lanet olası hırsız yüzünden." Harrynin isyanına karşılık güldüm.

"O hırsızın bir adı var."

"Ah birde adını biliyorsun demek. Harika" dedi alayla. Kıskanması çok hoşuma gidiyordu. Inanılmaz bir haz alıyordum.

Aşağıdan sesler duyunca hepimiz dikkat kesildik. Nick hala kanayan burnunu tutuyordu.

Büyük gürültü vardı. Daha sonra kapı açıldı ve sertçe çarptı. Merakla cama ilerledim.

Gidiyordu...

Ardından bir kaç bölüm yayımlayacağım kitap bitiyorr

Love GameWhere stories live. Discover now