"evet bakışmanız bittiyse Elif hanım artık hazırlanmalısın çünkü sadece 2 saatin var"

"iyi ama baloya daha 4 saatten fazla var"

"bu defa da bilgi vermezsem galiba can güvenliğim olmayacak o yüzden söylemek en iyisi, Ali seni yemeğe çıkaracakmış oradan da baloya geçersiniz galiba daha fazla bir şey bende bilmiyorum"

"ben nasıl davranacağım şimdi çok heyecanlanırım yemek falan yiyemem ki ben onun yanında"

"Elif sakin ol sen kendin ol sonuçta Ali de senin kendi halini beğendi öyle değil mi? Ben şimdi çıkıyorum sen duşunu al elbiseni giy sonra beni çağır birlikte saçını ve makyajını yaparız tamam mı?"

"tamam o zaman ben acele edeyim" Feyza heyecandan ne yapacağını bilemeyen elifi odada bırakıp aşağıya annesinin yanına indi. Annesi elmas ile birlikte salonda kahve içiyorlardı.

"afiyet olsun hanımlar"

"hanım ağam ben hemen sana da yapayım" elmas ayağa kalktığında Feyza hemen elini hafifçe kaldırmış ve annesinin yanına oturmuştu

"yok elmas abla sağ ol otur lütfen rahatsız olma birde lütfen benim yanımda rahat ol sen benim annem yaşımdasın bana böyle davranman garip geliyor yani ben böyle yetişmedim başkalarının yanında desen bile biz bizeyken bu kadar resmiyet bana fazla geliyor"

"konağa ilk geldiğiniz gün anladım tanıdım ben seni kızım senin hiçbir şeyde gözün yok çok şükür rabbim Alparslan oğlumun karşısına seni çıkardı, eminim sen Alparslan oğluma, konağa, Karahan aşiretine hatta bütün Mardin'e iyi geleceksin"

"çok teşekkür ederim elmas abla beni böyle görmen inan beni çok mutlu etti ama yabancı olduğum insanlara, şehre nasıl iyi gelirim bilmiyorum"

"ben biliyorum güzel kızım senin yüreğin bile bizlere iyi gelecek, neyse ben mutfağa geçeyim sizi de ana kız yalnız bırakayım" elmas mutfağa gittiğinde Feyza ayaklarını toplayıp annesinin dizine yattı

"güzel kuzum benim iyi misin" Feyza dolan gözlerle ve titreyen sesi ile annesine cevap verdi

"iyi değilim anne" leyla hanım Feyza'yı kaldırıp hemen yüzünü avuçları arasına almıştı

"ne oldu bebeğim neden iyi değilsin yoksa Alparslan ile aranda bir sorun mu var?"

"yok anne Alparslan ile iyiyiz çok şükür ama bebeğimiz..." Feyza ağzından kaçan hıçkırığa engel olamamıştı

"annem korkutma ben ne oldu torunuma iyi değil mi?" leyla hanım kızının akan her gözyaşını silerken saçlarını da okşuyordu

"doktor düşük tehlikesi var dedi anne bizi bırakabilirmiş, anne ben ona bir şey olsun istemiyorum" leyla hanım kızına sıkıca sarıldı

"ağlama benim kınalı kuzum bak sen böyle yaparsan bebeğini de üzersin yavrum, her hamile kadında düşük tehlikesi olur sen kendine dikkat etmezsen onu korumazsan bu durum herkesin başına gelebilir sen böyle üzme kendini bak sen üzüldükçe bunları düşünüp kendini üzdükçe torunumu da üzmüş oluyorsun. Hem şunu da asla unutma bu canı veren de alanda Allah o yüzden her şeyin hayırlısını dile yavrum sen elinden geleni yap ancak kaderinde önüne geçilmez bunu da unutma" Feyza ağlamaya devam ettikçe leyla hanımında içi parçalanıyordu kızını rahatlatmak için belli etmese de o da torunu ve kızı için endişe ediyordu

"Feyza hanım annelik böyle bir şey işte daha dur bakalım yolun başındasın, miden bulanacak kendini yorgun hissedeceksin en olmadık zamanlarda en olmadık şeyleri isteyecek canın... onu dünyaya getirdiğinde ise içine çektiğin koku tüm acılara, kedere, hüzne bedel olacak ne annelik ne babalık kolay şey değil artık kendin için değil evladın için yaşayacaksın o kocaman olup evlendiğinde yuva kurduğunda hatta anne olduğunda bile sen yavrun ve yavrunun yavrusu için üzülecek endişeleneceksin... ve ne olursa olsun ne acılar yaşarsan bile evladın için ayakta duracaksın yeri gelecek acılarla savaşacaksın geceleri ağlayacaksın ama evladın için güleceksin yaşayacaksın çünkü onun bir anne deyişi sana sarılışı sana yetecek sana savaşma gücü ayakta kalma gücü verecek..."

SÖZ AŞKIWhere stories live. Discover now