2| Derin denizler

8.9K 1.1K 395
                                    

Beş yüz yıl sonra, gizli denizler bölgesi

Pandora adlı geminin kaptanı Min Yoongi ufuktaki karanlık sulara belli etmemeye çalıştığı endişesiyle baktı. En azından mürettebatı için sakin gözükmeliydi.

En yakınlarından biri olan ve dümenden sorumlu Kim Namjoon yanına yaklaşarak tıpkı onun gibi uzaklara baktı. "Ne düşünüyorsun hyung?"

Yoongi gözlerini okyanus sularından çekmeden yüzüklerle bezeli parmaklarıyla yanındaki halatı kavradı. "Bu işin sonunu."

"Hyung, gelmen gerekiyor."

Namjoon'dan sonra en çok güvendiği iki adamından biri olan Jung Hoseok yanlarında belirdi. Başına siyah bir bandana takmıştı ve normalde ürkünç olması gereken görünüşünün altında fazlaca sevimli bir şekilde gülümsüyordu.

Yoongi ve Namjoon tek kelime etmeden Hoseok'un arkasından ilerlerken, Hoseok onları genellikle kimsenin uğramadığı alt güverteye indirmişti. Tahta zeminin üzerinde bağdaş kurarak oturmuş olan ve Yoongi'nin en az Hoseok kadar güvendiği diğer adamı Kim Taehyung hemen ilerisindeki suya bakıyordu. Arkasından gelenleri duyduysa da aldırmayan Taehyung, dirseklerini dizlerine yaslamış ve taktığı kırmızı bandanasının arasından firar etmiş sarı renkli tutamlarına çabasız bir şekilde üflemekteydi.

"Taehyung..." Hoseok Taehyung'a geldiklerini belirtircesine sahte öksürüklerinin arasından adını söylediğinde Taehyung mesajı almış, anında ayaklanarak kaptanına yolu açmıştı.

Min Yoongi sakin adımlarla suya yaklaşmış ve tıpkı biraz önce Taehyung'un yaptığı gibi bağdaş kurarak yere oturmuştu.

"Geldim işte Hyuna."

Islak kahverengi saçları sırtına yapışmış ve sadece omuzlarına kadar ki kısmı suyun üzerinde gözüken Hyuna yüzündeki endişeli ifadeyle karşısındaki insana baktı. Hemen arkasından turuncu renkli kuyruğunu ucu aralıklarla suyun üzerinde beliriyor, sonrasında tekrar soğuk sulara gömülüyordu. Gergin olduğunda kuyruğu rahat durmazdı.

"Min Yoongi, buradan ötesi tehlikeli. Vakit varken rotanızı değiştirin."

Dudakları alayla kıvrıldı Min Yoongi'nin. Gözlerinden zekâ parıltıları geçiyordu. "Orada istediğim bir şey var. Onu almadan gidemem."

Hyuna gözle görülür bir biçimde titredi. "Oradan ilerisi gizli denizlere açılıyor yani-" deniz kızının sesi bir anda kesilmiş, nefes alamıyormuş gibi rengi kızarmıştı.

Hoseok kalçasını yasladığı yerden doğrulturken gözleri deniz kızının üzerinden ayrılmamıştı. "Sorun nedir?"

Hyuna'nın turuncu gözleri titreşti. Birkaç defa kafasını suya sokmuş, ancak o şekilde yüzündeki acı çeken ifadeyi düzeltebilmişti.

"Üzgünüm, size krallarım ve bazı yerler hakkında bilgi veremem, bu yasak ve kurala uymadığımız zaman bu oluyor."

Min Yoongi'nin kaşları ilgiyle havalandı. "Nasıl yerler mesela?"

Hyuna bir şeyler demeye çalışsa da cümleleri hep öksürükleriyle kesilmişti.

"Park Jimin'in gemisi Atlanta'nın enkazı olabilir mi acaba?"

Hyuna kafasını onaylamak adına zorlukla aşağı yukarı oynayabildi. Min Yoongi'nin yola çıktıklarından beri heykel gibi ifadesiz yüzünde bunun üzerine geniş bir gülümseme oluşurken ellerini ovuşturarak Hoseok'a göz kırptı.

"Tüm mürettebata söyle, tam yol kuzeye gideceğiz. Kürek mahkumları hazırlansın, rüzgar bizden yana değil."

Hoseok'un merdivenlerden yukarı çıkarken bağırarak talimatları mürettebata söylemesiyle Hyuna homurdanarak ince kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Oraya geçmeye çalışanlar hep görevli deniz insanları tarafından boğuldu, sizin de sonunuz öyle olabilir. Vakit varken kaç Min Yoongi, enkaza kimseyi sokmuyorlar işte. Hem denizin binlerce fersah dibinde zaten, şu insan ciğerlerinle oraya nasıl inmeyi planlıyorsun?"

Üst güverteye çıkmak için arkasını dönüp yürümeye başlamış olan Kaptan Min duraksadı. Omzunun üzerinden kıza döndüğünde ise gözlerinden şeytani parıltılar geçiyordu.

"Sevgili Hyuna, işte burası yıllar önce seni kurtardığım için ödemen gereken can borcunun kapanacağı yer."

Heyecanlıyım, fikirleriniz ne?

pirates of atlanta | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin