Demir dudaklarını birbirine bastırıp başını iki yana salladı, "Hayır." diye yalan söyledi.

Başımı belli belirsiz sallayıp dolaptan sütü aldım. Coco pops'u her zaman soğuk süt ile yerdim çünkü böylesi daha lezzetli oluyordu. Sütü döktükten sonra Demir'e verdim. Demir de benim gibi sütü tabağına dökerken baştan aşağıya beni süzüp dudaklarını büzdü.

"Bugün çok güzel olmuşsun, gerçi her gün güzelsin ama bugün daha farklı. Kırmızı sana yakışmış."

Gülümseyerek sandalyeye oturduğumda Demir'de oturdu ve merakla sordu, "Niye böyle giyindin?"

Yan gözle ona bakıp ağzıma coco pops attım ve ağzımda ki lokmayı yutana kadar ağzımı açıp tek kelime söylemedim. Demir sabırsızca beklerken en sonunda konuştum.

"Sen önceden 'toplantı zamanı düzgün giyin Beren Çevik' diye beni ikaz etmiyor muydun? Ben de dediğini yapıyorum işte patron."

Demir şok olmuş bir şekilde gözlerini büyüttü, "Ne? Ne zaman söyledim..." diye düşünmeye başladı.

Ona yardımcı olmak için hatırlattım. "Kısa bir pantolon giydiğim zaman."

Demir derin nefes alıp, "Neden dediğim belliymiş o zaman. Kıskandığım için demiştim, o adam bacaklarına bakıp duruyordu. Keşke onu dövseydim."

Bu sefer ben bir şok geçirip Demir'e baktım.

"Ne?" deyip devam ettim, "Madem o zamandan beri kıskanıp beni seviyordun, ne diye kötü davranıyordun bana psikopat."

Demir yarım ağız gülüp, "Kötü değil, sadece çok neşeli olman sinirime dokunuyordu." dedi.

"Peki ya şimdi?"

Demir hızlı bir hareket ile sandalyemi tutarak kendisine doğru çekti ve aynı hızlı hareketi ile dudaklarımı uzun bir süre öptü. Geri çekildikten sonra kızaran yanaklarıma bakarak, "Rujunu mu değiştin?" diye sordu. Daha sonra yarım ağız bir şekilde gülerek güzel gözleri gözlerime daha derin baktı, "Bence, sorduğun sorunun cevabını sen benden daha iyi biliyorsun. Hadi şimdi gidelim."

Demir başımdan öpüp ayağa kalktığında ben de gülümseyerek ayağa kalkıp peşinden gittim.

***

Araba ile iş yerine doğru yaklaştığımızda yola baktım daha sonra dönüp Demir'e baktım.

"Arabayı durdurur musun?" diye sordum.

Demir lafımı ikiletmedi ve arabayı durdurdu daha sonra meraklı gözlerle bana baktı.

"Ne oldu?" diye sorduğunda elimle Ömer'in restoranını işaret ettim.

"Şey, Ömer ile konuşmam lazım benim." deyip ekledim, "Dün baya kötüydü."

Demir göz devirip, "Dün kahkaha atarak çıktı evden." diye mırıldandı.

"O sinirden güldü."

Demir kuşku ile sordu, "Ömer, eskisi kadar restorana uğramıyor. Orada olduğuna emin misin?"

Ters köşe.

"Evet, tabii. Bana geleceğini söyledi."

Demir bir süre susup etrafa bakındı ve daha sonra derin bir nefes alıp, "Tamam. Dikkat et." dedi.

"Olur."

Arabadan inip kapıyı kapattığımda Demir'i arabası hızla gözden kayboldu. Etrafımda daire çizip kırmızı renkteki kabanımın içinden telefonumu çıkartıp Ömer'in numarasını tuşladım.

Büyük Patron 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin