our end.

537 38 42
                                    

FİNAL

Günümüz...

Bazen hayatımız birdenbire değişebilir. Asla farkında olamayız. Ve bazen eskiye dönmek isteriz. Fakat bu artık bizler için imkansızdır.

Yapabileceğimiz tek şey alışmak ve devam edebilmek olur.

Sizin devam edemeyecek gücünüz olsa bile hayat sizi bir oraya bir buraya sürükler. Bir şekilde bazı şeyleri aşarsınız.

Ve ben de zor olsa bile ilerledim.

Ve bilirsiniz...

Shawn'da öyle.

O bana göre çok yol kat etti.

Ben sadece yerimde saydım.

Aynı yaşta olmamıza rağmen ben daha birkaç bara bile giremiyorken o 3 tane dünya turuna çıkmıştı mesela.

Dünyaca ünlü mankenlerle flört etmişti.

Benim hayatımda asla gitmediğim yerlere gitmişti.

Birçok yeni arkadaş edinmişti.

Daha saymama gerek yok hepiniz görüyorsunuz zaten.

Ve evet ben şu an ne mi yapıyordum...

Shawn ile her zaman oturduğumuz sahile gelip boş boş denizi izleyip hüzünleniyordum.

Elbette ben de devam ettim bir şekilde fakat o benim hayatımda bu kadar çok yer kaplamışken şu an onun aklının ucundan geçmediğim düşüncesi beni hep üzüyordu.

Ve bilirsiniz bazen eski mesajlarımızı okuyordum.

Onun mesaj kutusunda bizim mesajlarımızın çoktaan en aşağılara indiğinden veya silindiğinden gerçekten çok eminim.

Ben de ise sabitlenmiş bir şekilde duruyor.

"Hey!"

Duyduğum ses ile irkilmem bir oldu düşüncelerimden sıyrıldım. Sesin sahibini görebilmek için etrafıma bakındım.

Ve oradaydı.

Tüm gerçekliğiyle karşımda dikiliyordu.

Yıllarca sadece yeni yıl günlerinde falan mesajlaşmışlığımızdan başka bir iletişime geçmemiştik. Fakat işte buradaydı yıllar sonra.

Ben sabit kaldım o ise buraya doğru geldi.

"Selam. Eski eve uğramamız gerekti ve birkaç boşluğum varken seni görmeden gitmek istemedim. Sizin eve gittiğimde burada olduğunu söylediler ve geldim."

Shawn'ın mimiklerine baktığımda pek heyecan belirtisi göremedim.

Benim ise ellerim terliyor ve karnıma ağrılar girmeye çoktan başlamıştı.

Sesimi temizlemek için kısaca öksürdüm ve konuşmaya başladım:

"Selam. Seni görmeyeli uzun zaman oldu."

"Seni de. Vaktin varsa biraz oturup sohbet edelim mi? "

Başımı salladım. Ve kumlara çöktük.

"Benim vaktim var ama senin bana ayırabilecek vaktin var mı pek bilmiyorum."

Shawn'ın yüz ifadesi biraz değişti fakat sonradan eski haline geri döndü ve yine gülümsemeye başladı.

"Üç saat sonra Japonya'ya uçacağım. Fakat seninle zaman geçirebileceğimiz zaman var hala."

Bir süre sessizlik oluştu.

Ona karşı ister istemez kırıktım fakat cidden çok özlemiştim ve onunla sohbet etmek istiyordum cidden.

CREEP // Shawn MendesWhere stories live. Discover now