14

1.7K 155 18
                                    

Pansy kendini odasına atar atmaz göz yaşlarını saldı. Hıçkırarak ağlarken bir yandan saçlarını çekiştiriyordu.

Sonra bir anda durdu ve birkaç saniyelik oyalanmanın ardından girer girmez çökmüş olduğu yerden hızla kalktı. Bu başının dönmesine neden olmuştu ama umursamadı ve banyosuna girip lavabonun suyunu açtı. Gömleğinin kolunu yırtarcasına çekip açarak işaretini gözler önüne serdi.

Hemen o iğrenç şeyi suyun altına soktu ve derisine elini oldukça acıtmasına neden olacak şekilde sürterek çıkarmaya çalıştı. Bu zaten sadakatsizliği nedeniyle kızarık duran işaretinin daha da kızarmasına neden oldu.

"Git buradan, seni lanet olası şey."

Bir süre sinirle buna devam etti ama olmayınca yine eski haline dönüp ağlamaya devam etti.

O artık bir Ölüm Yiyen'di.

***

Hermione Kovuk'a gelip Weasleyler ile genel bir sohbet yaptıktan sonra tuvalet bahanesiyle kalkıp Ron'a kaş göz işareti yaptı. Arkadaşı anında anlayıp güvence verircesine kafasını belli belirsiz salladı ve Harry'ye biraz daha yaklaştı. Bu Hermione'nin 'Harry'nin gitmediğinden emin ol', Ron'unsa 'O iş bende' deme şekliydi.

Hermione kendini banyoya attı ve derin bir nefes alarak cesaretini toplamaya çalıştı. Sonunda cisimlenip görüş açısına odası girdiğinde daha şimdiden gücü tükenmiş gibi hissediyordu.

Odasına son kez baktı ve biraz daha durursa tümden vazgeçeceğini bildiği için oradan çıkıp annridylr babasını aramaya koyuldu. Merdivenlerden inip oturma odasına sessizce girdi ve televizyon izlemekte olan annesiyle babasının sırtını gördü.

İçine kesince bir nefes çekerken titreyen elleriyle adasını onlara doğrulttu ve içinden belki de son kez sizi seviyorum diye geçirdikten sonra o lanet kelimeyi fısıldadı.

"Obliviate."

Ebeveynleri kaskatı kesilip odadaki resimlerden Hermione tek tek yok olurken genç kız gözünden akan birkaç damla göz yaşına engel olamadı. Fark edilmemek için odadan çıkıp tekrar cisimlendi ve kendini tekrar Kovuk'taki banyoda buldu.

Bu sefer hıçkırıklarını bastırmaya çalışmadan sırtını kapıya yasladı ve acıyla gözlerimi kapatıp sırtını sürüyerek yere oturdu.

Kafasını dizlerine gömüp ağlamaya devam ederken sanki her şey gözünde daha ciddi bir anlam kazanmıştı. Savaş geliyordu ve tüm sevdikleri elimden bir bir kayıp gidiyordu.


İki haftadır bölüm atmam ama kısacık bir bölümle dönerim. Ne kadar da vicdanlıyım öyle.


girls like girls // pansmione Where stories live. Discover now