-3

9.5K 283 6
                                    

2 Mart Öğlene Doğru - Jupiter

Önünde durduğum bir rezidans yüksekliğindeki otele bakarken gözlerimi kırpıştırdım. Santana'dan beklenildiği üzere gayet lüks ve gösterişliydi. Çok yüksek bir bina olmasına rağmen antik çağların havasını yansıtıyordu ve Santana bu binayı tasarlattığı mimardan özellikle buna dikkat etmesini istemişti.

Derin bir nefes alıp adımlarımı binadan içeri ilerlettim. Kapıdaki görevliler başlarıyla selam verip geçmem için kapıyı araladıklarında içeri girmiş sıkıntıdan dudağımı kemirmeye başlamıştım.

Gençlik zamanlarımı özlüyordum. Her şey daha eğlenceliydi. O zamanlar istediğimi yapabiliyordum ve bütün herkes benden korkuyordu. Şimdiyse yeni doğanın biri bile önümde rahatça konuşabiliyordu.

Asansörlerin olduğu kısıma ilerleyip insanların kullandıklarını geçtikten sonra sadece Santana ve misafirlerine özel olanın önünde durdum. Çağırma tuşuna basıp beklerken bir yandan da gözlerim lobide geziniyordu. Santana iyi bir iş çıkarıyor olsa gerekti ki otel tıklım tıklımdı. Asansörün geldiğini belirten ses ile önüme dönerken açılan kapıların arasından gözüken Arthur her zamanki gibi gülümseyerek biraz da şaşkınlıkla beni selamladı ''Bayan Jupiter. Hoşgeldiniz. Bayan Santana'nın yanına mı?'' başımla onu onaylarken asansöre bindim. ''Evet Arthur.'' kat tuşlarının üstündeki kapağı kaldırıp sadece kendi parmak izi ile çalışan tuşa basarken bana döndü. ''Bayan Santana geleceğinizi bana haber etmemişti.'' Asansör duvarına yaslanırken derin bir nefes aldım. ''Planlı değildi.''

Santana bu otelin sahibiydi ve Arthur onun sağ koluydu. Her ne kadar sadece asansör görevlisiymiş gibi gözükse de bizim dünyamızda olan her şeyi bilir ve Santana'ya bildirirdi. Santana'nın dağıttığı topluluğundan geriye kalan tek kişi oydu. O topluluktan değer verdiğine inandığım tek kişi de oydu. Otelin en üst katına geldiğimizde açılan kapılardan geçtim. Santana camın önündeki tekli koltukta oturmuş manzarayı izleyerek şarabını yudumluyordu. Beyaz saçları omuzlarından aşağı dökülürken üzerindeki şampanya rengi saten geceliğiyle bir tabloyu andırıyordu.

''Günaydın Santa, senin için yaptığım kurabiyeleri yedin mi?'' ellerimi önümde birleştirip şirin ses tonumla konuşurken Santana dehşet içinde bana baktı. ''Noel kabusumsun Jut. Normalde korkutucu değilmişsin gibi şunu yapınca daha bir korkutucu oluyorsun.'' göz devirerek karşısındaki tekli koltuğa oturdum. ''Seviyorsun kabul et.'' gülerek bana da bir bardak doldurup uzattı.

''Hangi rüzgar seni buraya attı? Normalde ayda bir uğrarsın ama daha geçen hafta buradaydın.'' elindeki bardağı alıp bir yudum içtim. ''Taehyung yolladı bu sefer.'' yüzündeki gülüş silinip yerini sinirli bir ifadeye bırakırken söylendi. ''Bıktım artık şu heriften. Yine derdi neymiş?'' ceketimin cebinden çıkarttığım belgeleri uzattım. ''Pek ilgileneceğini düşünmüyorum ama sonuçta ölen özgür senin topluluğundandı.'' belgeleri incelerken başını kaldırıp bana baktı. ''Yeni doğanlarla fazla takılıyorsun Jut. Biz ağaçtan gelenleriz. Özgürler değil.'' doğru söylüyordu.

Bizim türümüzün adı 'Frhee' idi. Ancak yıllar boyunca söylene söylene anlamı yozlaşmış ve 'özgür' olmuştu. Günümüzde herkes bunu yanlış bilirdi. Frhee özgür demek değildi. Ağaçtan gelen demekti.

Düşüncelerimden uzaklaşmak ister gibi başımı sağa sola salladım. ''Neyse ne.'' Santana önündeki belgeyi incelemeye devam ederken şarabımdan bir yudum alıp çatı katında bakışlarımı gezdirmeye başladım. Şehrin en güzel manzarasının burada olduğu konusunda ısrarcıydım. Bazen ayda bir buraya gelir Santana'yla birlikte bu güzel manzaraya karşı içki içer sohbet ederdik. Bakışlarım odanın bir köşesinde her zaman capcanlı duran papatyalara takıldı. Yaklaşık yirmi beş saksı kadar papatya vardı ve solmuşlardı. ''Papatyaların solmuş Santana. Seni ne üzdü?'' bakışlarım önümdeki güzel kadına döndüğünde solan papatyaların sadece odanın köşesindekiler olmadığını anlamıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 14, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Frhee • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin