bölüm 35

28.6K 2.3K 3.9K
                                    

Mer ha ba, ben ame yani, yeni adım olan min yoongi'nin köpeği, hav hav SNKDKFNFLFMGFG (persona yoongi rap partlarından sonra delirdi)

boş yapma kısmını geçtikten sonraa, eveeett ben geldim ve azıcık konuşacağım. 

twitterda @ninurey diye bir hesap var dünyalar tatlısı ve doğum günü için bu bölümü ithaf istemişti. Bölüm köpeğin olsun gülüm, sen yeter ki mutlu ol diyerek bu bölümü ona ithaf ediyorum ve geçmiş doğum günün kutluyorum. 

 ikinci olarak yine birinden bahsetmek istiyorum, kendisi twitterda bana ulaşıp fındık gönderdi ve bir de yanında, bana yazdığı dünyanın en güzel notu, bir jimin resmi ve kendi elleriyle hazırladığı kelebekli bir kutu vardı. o kadar o kadar mutlu oldum ki, ağlaya ağlaya oturup duende yazmaya başladım çünkü kendisi içinizden biri. şimdi yine gözlerim doldu bakın, o kadar değerli hissettirdi ki size anlatamam. @Rougessky teşekkür ederim. 

jihyun'u bir kez ve son kez daha hatırlatıyorum. kendisi jimin'in gerçek kardeşi falan değil pinterestten buldum düştüm ve dedim ki bu olsunreknfkglnnl 

Jamais Vu ile dinleyebilirsiniz fakat başka bir şey isterseniz, ki jamais vu varken ne dinleyebilirsiniz başka zaten tanrı aşkına, hüzünlü bir şeyler olsun da modu bozmayın bari

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jamais Vu ile dinleyebilirsiniz fakat başka bir şey isterseniz, ki jamais vu varken ne dinleyebilirsiniz başka zaten tanrı aşkına, hüzünlü bir şeyler olsun da modu bozmayın bari. 

bölüm 6 bin kelime. 

iyi okumamalarrrr,,,

Cennet var mıydı sahiden? 

Bütün bu acıların, çaresizliğin, nefretin , korkunun ve kötü olan hiçbir şeyin giremediği o yer, var mıydı gerçekten?

Her insan cehennemini kendi yaratır derlerdi, dolanan ayaklarına bakan Jimin de merak etmişti, bu cehennemi yaratacak ne yapmış olabilirdi? 

Adımları yavaştı, yolu kısa. Önünü de görmüyordu, hoş görse de bir şey değişmeyecekti. 

Hava aydınlanmıştı, sabahın ilk saatleriydi ve sabah serinliği pembe saten gömleğinin üstünden ona dokunuyordu. Jimin bunun ironikliğine, giyerken biraz gülümsemişti. Buraya adımını ilk attığında üzerinde bu gömlek vardı. Bu gömlek onun baş kaldırışıydı ve şimdi aynı gömlek, onun boyun eğişi olacaktı. 

Hıçkırıklarını bastırmak zordu, yolun aşağısına yaklaştıkça ısırdığı dudakları canını yakar olmuştu ama hangi yanan canı daha ağırdı, işte bu açıktı. 

Omuzları çöküktü, elleri titriyordu ve dizleri onu taşımayı her an bırakacak kadar güçsüzdü. Jungkook'u orada, kendi yataklarında bırakmıştı. 

Jungkook'u bırakmıştı. 

Bir de her şeyi anlattığı bir not bırakmıştı, sanki kendisinden nefret etmesine engel olabilecekmiş gibi. 

duendeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin