Çalılardaki Gen -Gliondel-

1.2K 145 155
                                    

Hafif deriden yapılma tunikleri ışıldayan muhafızlar baş selamı verip iki yana açıldılar; ahşaptan yapılma, çatal boynuzları andırarak uzayan miğferleri göz kamaştırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hafif deriden yapılma tunikleri ışıldayan muhafızlar baş selamı verip iki yana açıldılar; ahşaptan yapılma, çatal boynuzları andırarak uzayan miğferleri göz kamaştırıyordu. Köprüye uzanan yol, çimenler ile saray eşrafının ve dahi çalışanlarının çocuklarıyla dolmuştu. Sabah turuncusu hafiften mora dönen Finrol semaları davetkar bir parlaklıktaydı. Tüm bu çarpıcı güzellikler arasında Prens Gliondel Feylanord sinsi bir çift gözün varlığını sırtında hissedebiliyordu.

Öksürerek öne doğru eğildi ve doğal eğimin ona sağladığı bakış açısından faydalanarak geldikleri yolu şöylece bir süzdü; gözüne çarpan şey karşısında memnuniyetle gülümsedi. Kenarlarına koyu mavi iplerle su damlaları çizilen aynı rengin açık tonundaki pelerinine sarınarak babasına döndü. Kral Torga'nın siyah saçı parlatılmak için saatlerce taranmış gibi görünüyordu. Safir işlemeli tuniği ve çift katlı peleriniyle kralın omuzlarındaki heybet artmıştı; bir halka gibi başını saran saydam tacı mavi hareler ile ışıldıyor ve tam alnının ortasında kavislenerek üçgen bir kıvrımla sona eriyordu.

"İzninle baba." Gliondel avuç içlerini birbirine doğru sertçe yaklaştırıp aralarında milimetrik mesafe kala durdurdu. Sıkışan havadan yükselen siyah dumanlar Torga'nın kulak ve göz çevresini kumaş parçası misali sardı.

Torga şaşkınca iki yana döndü ve eliyle boşluğu yoklayarak "Neler oluyor?" diye çıkıştı. Dumanları bir süre savmaya çalıştı ama bu nafile bir çabaydı.

"Üzgünüm baba," dedi Gliondel Torga'nın duymayacağının bilinciyle. "Bahçenin bu kısmı benim ve benden başka kimse buraya nasıl girildiğini bilmemeli." Durup derin bir nefes aldı, kayın ağacı topluluğunun önündeydiler şimdi. Köprüyü titizlikle geçmişlerdi ve aklındakiler sebebiyle Gliondel korkusunu hiç hissetmemişti.

Ağacın gövdesine pıtı pıtı çıkan şaşk böceğini hızla yakalayıp minik hayvanı parmakları arasında çevirerek incelemeye başladı. İki uzun antene bağlı başından çubuğa benzer bir gövde uzanıyordu; ağaç gövdesi rengindeydi ve dikkat edilmediği sürece bu kamuflaj ustası böcek oldukça güvende sayılırdı. Gliondel de bahçeye giriş çıkışlarında bu şaşkları hiç fark etmemişti; ne var ki şimdi tam da onlara ihtiyaç duyuyordu. Antenlerini oynatarak parmağında kıvranan böceği dudaklarına doğru yaklaştırdı ve fısıltıyla bir isim söyledi. Parmakları açıldığında böcek hızla fırladı; Gliondel onun ismi fısıldanan şahsa doğru gittiğini biliyordu, kendilerini gizlice izleyen malum şahsa doğru.

Rahifel zamanlarında kütüphanede aylaklık ettiği bir vakit 'Ayaklı Büyüler: Diyar Canlıları' isimli kalın ciltli kitabın yıpranmış vaziyetteki ilk nüshasına denk gelmişti. Sayfaların bazıları lekeli veya yırtıktı kimisiyse çoktan ciltten kopup sırra kadem basmıştı. Eksik sayfalarına rağmen kitabın dili muazzamdı ve canlılar hakkında oldukça enteresan bilgiler barındırıyordu. Gliondel kitabı bulduğu hafta kendini saatlerce kütüphaneye kapatmıştı. İmanhoların kapısını Gliondel'e açan bu Ayaklı Büyüler kitabıydı, zehir çubuğu lakaplı minik solucanı ve uyuşturan tırtılı da bu kitap sayesinde keşfetmişti.

İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin