Keskin Kalem -Ekin-

6.6K 593 851
                                    

Kırmızı bisikletli bir çocuk son sürat yanından geçtiğinde ona çarpmamak için yalpalan Ekin kenara çekildi. Sarsak adımlarla asfalt yolda ilerliyordu, eli hala bir hazineymiş gibi kavradığı kulağındaydı. Yaklaşık on beş dakika önce ne olmuştu öyle? Daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayıp yolun kenarına çöktü.

Gorgi'nin cıvıldayan sesi hala kulaklarındaydı. "Hayalinizin bu olduğunu biliyorum Feyeri. Lütfen gördüklerinizi düşünün, düşünün ve beni çağırın." Keşiş şapkasını eline alıp yine aynı, büyük saygıyla Ekin'in önünde eğilmiş ve boyalı meşe ağacının gövdesine doğru ilerleyerek gözden kaybolmuştu. Ekin hızla kulaklarını kontrol edişini hatırladı; ne yazık ki tamamen normale dönmüşlerdi. Biraz önce yaşadıklarını kanıtlayacak hiçbir şey yoktu elinde. Tek dayanağı Hayal'in bu cüceyi görmüş olmasıydı.

Sonra onları gördü, üç arkadaşını. Yolun kenarına tabela gibi dizilmişlerdi. Çantasını çekiştirerek onlara doğru yöneldi ve açıklama yapmak istemediğini belirten bir şekilde tek elini kaldırdı. "Sonra." dedi kuru kuruya ve yürümeye başladı. Peşinden geleceklerini biliyordu, nihayetinde merak en iyi sürükleyicilerden biriydi.

**

Ev kamp alanı gibiydi, herkes salonda toplanmıştı. Genç ve fütursuzsanız her çılgınlığın ortasında olmak isterdiniz. Bir saatin sonunda, Ekin Gorgi ile olan görüşmesinin tüm detaylarını ve ritüeli arkadaşlarına aktarmıştı.

"Saçma." diyerek burun kıvırdı Tanem. Saten geceliğinin ip askısı omzundan aşağı düşmüştü.

"Saçma olan ne?"

"Haftalardır yalnızsın ve dikkat çekmek adına kendine oyunlar üretiyorsun. Tanıdığım en garip kızsın zaten, sürekli bir ritüelin peşindesin. Şimdi kimsenin şahit olmadığı bir elf olayına inanmamızı mı bekliyorsun?" Tanem kollarını kenetlemişti.

Efe ona uyaran bakışlar attı. "Şimdi değil." dedi kısık bir sesle. Kıvırcık saçı o denli kabarıktı ki kafası olduğundan beş kat daha büyük görünüyordu. Uzun ve inceydi, kavak ağaçlarına benziyordu.

"Durun bir dakika." dedi Ekin şaşkınlıkla. "Bunları dikkat çekmek için uydurduğumu mu düşünüyorsunuz?"

"Yani pek de olasılık dahilinde şeyler değil gibi sanki ha, ne dersin?" Öykü bunu çekinerek söylemişti.

"Ama Hayal... Cüceyi gördü." Kendini açıklama çabasıyla ayaklanmıştı Ekin.

"Belki de gördüğümü sandım. Sen de ritüelden sonra bu habere balıklama atladın. Bazen bazı şeyleri çok isteriz Ekin ve zihnimiz bu inanca kuvvetle tutunur." Hayal ayaklı bir kitaba benzemeye devam ediyordu. "Olmayan şeyleri..."

"Sakın." Ekin içinde yükselen ısıyı hissediyordu, saf öfkeydi bu. Arkadaşları onun akıl sağlığından şüphe ediyorlardı. Gözleri dolarken geçmişe daldı. Annesinin yapraklardan yaptığı elbiseyi giyip babasının karşısına geçtiğinde beş yaşındaydı. Bak ben elf oldum baba, demişti eteğini iki yana sallayarak. Rüyasında toprağa uzanmıştı ve yerin altından gelen bir ses ona elflerden bahsetmişti. Ağaçlarla çevrili bir yerde olduğu için uyandığında aklında kalan tek şeye benzemek istemişti, yani ağaca.

Annesi uzun bir süre, kapı girişine yaslanıp kolları birbirine bağlı halde kızını ve onun çocuksu neşesini izlemişti. Babası önce Ekin'in haline gülmüş sonra da bir süre ortadan kaybolarak elinde oyuncak hamurdan yapılma sivri şapkalarla dönüvermişti. Bunları taktığın zaman tam anlamıyla elf olacaksın, demişti kışkırtıcı bir duruşla. Kulaklarının sivrileştiği ilk andı bu ve Ekin o yaşta bile sevinçten ürperdiğini hissetmişti.

Tıkırtı sesiyle dikkati dağılmadan hemen önce annesinin duruşunu ve bakışlarındaki o donuk ifadeyi düşünüyordu. Sanki elflerden bahsetmek, kızının küfrettiğini duymasına eşdeğerdi. Asya'nın birbirine dolanmış kolları, baba kızın neşesi arttıkça gerilmişti ve... Nedense Ekin bu anının devamını hatırlayamıyordu. Belki de sonrasında keyifli bir akşam yemeği yemişlerdi ama Ekin o zaman, neden bu anıyı düşününce kötü hissetmişti. Tıkırtı kendini yineleyince istemsizce başını pencereye doğru çevirdi. Sanki biri fazlaca uzamış tırnağıyla belli aralıklarla cama vuruyordu.

Kaşlarını çatarak ayaklandı, gözlerini huysuzca sildi ve arkasında bir uğultu korosu yükselirken perdeye uzandı.

"Ekin, uzaklaşma lütfen." Çaresizlik akıyordu Çetin'in sesinden.

Ekin onu dahi umursamadı ve perdeyi araladı. Parmak lekeli, tozlanmış pencere camı ortaya çıktığında nefesini tuttu; bir martıyla göz göze gelmişti. Bu olamaz, dedi içinden hızlıca. Hayır, hayır rüyam gerçekleşmiyor. Martı sanki bir röntgen cihazıymış gibi Ekin'i süzüyordu ve tüyleri gri lekelerden arınmış bir beyazlıktaydı. Bir süre bakıştılar ve sonra rüyasında Ekin'i yutan martının minyatürü, tiz bir sesle öterek tüylerle kaplı vücudunu boşluğa bıraktı, gecenin karanlığında gözden kayboldu. Sesi, korkutucu bir kuvvetle yankılanmıştı. 

"Feyeri." Kızların şaşkın çığlıkları zor da olsa beynine ulaşıp nöronları etkileşime geçirdiğinde Ekin irkildi. Duyduğu şeyi algılayarak tekrar önüne döndü ve gördüğü manzarayla gergin vücudu hızla gevşerken küçük bir kahkaha attı. Kızlar yerde duran Gorgi'den uzak durabilmek için kanepeye çıkmışlardı ve Hayal'in elindeki tek yastığı kalkan olarak kullanıyorlardı. Erkekler ise kapı eşiğindeydi, gerçekten de kaçacaklar mıydı?

"Sen?" Korkudan elektriklenmiş saçları ve ekşimiş yüzüyle Hayal daha önde duruyordu, kızlar onun arkasına sokulmuşlardı.

"Evet ben." Gorgi oldukça ciddiydi. "Burada Feyeri Ekin'i sıkıştırdığınızı gördüm. Ona inanmadınız. Siz... onun dostları değil misiniz?"

"Öyleyiz." Öykü kısık sesini düzeltmek için öksürdü. "Ama duyduklarımız..."

"Dostunuzdan duyduklarınıza sadece gördüğünüzde mi inanırsınız? Ne kadar akıl dışı olursa olsun o size güvendi ve yaşadıklarını anlattı. Sizse onu küçümsediniz." Gorgi şimdi her birine tiksinerek bakıyordu. "İnsanlar beni çoğu zaman hayal kırıklığına uğratır zaten." Sonra gözleri Ekin'e döndü. Beyazlık neredeyse hiç yoktu. Tüm küre siyah bebeklerle kaplıydı. "Sizden bir şey isteyeceğim Feyeri. Lütfen odanıza çıkıp uyuyun ve uyumadan önce Gliondel adını düşünün."

"Hey dur bir saniye." Çetin Gorgi'nin tam önünde durdu. "Buraya gelip bizi haşlayamazsın bu bir. Ekin'i tuhaf tuzaklarının içine çekemezsin bu iki. Bir elf cücesiyle konuştuğuma inanamıyorum bu da üç." Çetin üst üste yutkundu.

"Tuzak değil bir rica ve kabul ederse eğer aklındaki sorulara cevap bulacak. Bu sırada ben de sizi elflerin gerçekten de var olduğuna ikna edeceğim." Gorgi ciddiyetini sürdürüyordu.

Böylece Ekin bir karar verdi. Sorularına cevap bulmak istiyordu ve bir süre arkadaşlarını görmek dahi istemiyordu. Onları Gorgi'yle baş başa bırakarak uykuya doğru kucak açtı.  

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İÇİMDEKİ SİHİR (Sivri Kulak Günceleri-1) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin